Can, Ece’ye buluşma mesajını gönderdi ve aldığı cevapla Moda’ya yöneldi. Yine kafede oturup eskisinden çok farklı olarak birbirlerinin gözlerinin içine baka baka daha az konuşarak vakit geçiriyorlardı.
Ece’nin elini tutup cumartesi öğleden sonra akşama kadar seninle olmak istiyorum, ne dersin dedi. Ece harika seni artık çok özlüyorum diyerek daveti onayladı. Biraz daha oturup sokağın başında vedalaştılar, gözlerinde cumartesi lütfen çabuk gelsin ifadesi vardı. Ece eve döndüğünde annesine Can’ı çok sevdiğini, gelecekte onunla evlenmek istediğini anlatmayı düşündü. Anlatamazdı, annesi onun evlenme kararını verecek yaşta olmadığını düşünüyordu. Zamana bırakmaya karar verdi. O gece hiç olmadığı kadar Can’ın hayaline sarılarak uyudu. Gece babasının Can’ı denize attığı rüyayı tekrar görüp sarsılarak uyandı. Kadınsal içgüdü kötü kötü şeyler olacağını söylüyordu. Başını koyduğu yastığını ağlayarak ıslattığını fark etmeden uykuya daldı. Can son iki günün teslimatlarını yaparken sürekli aksi bir şey olmaması için dua ediyordu, olmadı da. Cuma gecesi Can da büyük bir hasretle Ece’nin hayaline sarılarak uyudu.
Balkotik masası cumartesi öğleden sonra 14:00’da eşzamanlı operasyona başlayacaktı. Ekip sabah erkenden, 8.30’da toplantı salonunda toplandı. Saat 12:00 olduğunda sekiz ekip araçlarına binerek tespit edilen adreslere gittiler. İlk operasyon tabii ki imalat merkezine, eşzamanlı olarak da Kadıköy’deki ahşap atölyesi görünümündeki Ece’nin Can’ı götürdüğü iş yerine yapılacaktı. Ekipler planladıkları zaman içerisinde adreslere ulaştılar. Optik şifre kırıcı, otobüs durağındaki bankın fıs sesiyle açılmasını sağladı. İçeri daldılar, çanta tipli güvenlik görevlisini anında etkisiz hale getiren ekip, ajan yer fıstığının odasına, teslimat bölümündeki boksör eskisine ve imalathanede çalışan her birime anında ulaştılar. Çalışanları çatışmasız teslim aldılar. Yalnızca ajan yer fıstığı silahına davranmak isteyince üstüne atlayıp onu da etkisiz hale getirdiler. Ajan yer fıstığının dudağı patlamış, gözü şişmişti, bununla kurtulduğuna şükreden bir sakinlik kaldı gözünde. Eşzamanlı baskın yapılan ahşap atölyesi çok önemli bir noktaydı. Ajan Necdet tüm ekibe Merdaneci Tekin’i orada bulacaklarını söylemişti. Bulduklarında operasyonun en önemli kısmını tamamlamış sayılacaklardı. Ekipler ahşap atölyesine girdiklerinde kameralarla izlendiği için çatışma çıkmış, bir atölye çalışanı omuzundan vurulmuş, bakıldığında arkası görünmeyen cam mermi yağmuruyla patlatılmış, Ekin’e ateş eden Merdaneci Tekin’e kanun namına teslim olması haykırılmış, kaçamayacağını anlayan Merdaneci Tekin ellerini kaldırmış ve teslim olmuştu. Tutuklanan bütün kartel çetesi emniyete getirildiğinde olayı haber alan yayın kanalları özellikle Merdaneci Tekin’i ve Ajan Necdet’i görüntüleyebilmek için yarışıyor halde bekliyorlardı. Araçtan indirilen Merdaneci Tekin kameralarla, kanallara son dakika haberi olarak canlı yayınla aktarılmıştı bile. Bütün operasyon devam ederken kafede buluşup aşklarına bir yol bulmaya, şekil vermeye, bakışarak çare arayan Can ve Ece beklemedikleri bir olayı Ece’nin “babamı tutuklamışlar” diye bağırmasıyla, şok etkisi ile televizyon ekranında gördüler. Ece’nin katıla katıla ağlamaya başlaması ve televizyondan duyulan anons Can’ı bitirmiştir. Baklava baronu Merdaneci Tekin yakalandı.
Can aşkının babasının tutuklanmasına neden olacak operasyonda, gizli muhbir olarak başarıya tam destek sağlamış, ama kendi hayatı ve aşkıyla ilgili bir karanlık girdaba düşmüştür. Can’ın, aşkının ve Ece’nin nasıl bir sona ulaştığını Baklava Karteli kitabında bulabilirsiniz.
Muammer GECE
Öğle Vakti 13:01
News
Köşe Yazıları
GIDA
Köşe Yazıları
