İnsulin direncine son veren altın kurallar!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İnsülin direnci; kilo aldığınız zaman ya da çok yanlış beslendiğiniz zaman, hücrelerinizin kan şekerine olan duyarsızlığıdır.

siz yemek yediğiniz zaman sindirilir ve glikoz olarak kana karışır. Ancak, geçirgenliği bozulduğu için hücreler bunu alamaz. Bu şekilde de, insülin artar ve kandaki şekeri direkt yağ olarak depolamaya başlar. Bu döngü sürekli oluştuğu için de insülin seviyesi sürekli artar. Kandaki insülin seviyesi artarak devam eder ve bu şekilde de insülin direnci gelişmiş olur.

İnsülin Direnci Nasıl Anlaşılır?

Sürekli tatlı yeme isteği,

Sürekli acıkma,

Yemek yedikten sonra bile doymama,

Halsizlik ve yorgunluk,

Sabah kalkmakta zorlanma gibi fiziksel zorluklar.

Bunların yanında, kan değerlerine de bakılmalıdır. İnsülin değerinize aç olarak bakılır. Eğer, değeri 3 ile 25 aralığındaysa, normal kabul edilir. Değeriniz 25’e daha yakınsa, insülin direnciniz biraz da olsa başlamış olabilir.

Bir de, Homa-IR dediğimiz bir değer var. Bu, insülin direnci olarak değerlendirilir. Bu değer, eğer 2.5’in üzerindeyse, insülin direnciniz var demektir. 1.8 ile 2.5 arası da metabolik sendrom olarak geçmektedir.

* Homa- IR değeri şu şekilde hesaplanır: Açlık kan şekeri x açlık insülini : 405

1.Kilonuzun %15’ini Vermeniz Önerilir

Daha önce de bahsettiğim gibi, insülin direncinin en temel nedenlerinden biri yanlış beslenme ve bunun sonucunda da kilo almaktır. Kilo aldığınız zaman, insülin direnci ortaya çıkar. Doğru beslenmeye ve kilo vermeye başladığınız zaman, insülin direnci biraz daha gerileyecektir.

Kilo aldıran besinler vücutta yağa dönüştüğü için de, bu hücrelerin insüline olan duyarlılığı azalır ve kanda insülin yükselir. Bu nedenle, mutlaka kilo vermeniz gerekmektedir.

2. Basit Şekeri İçeren Gıdalardan Uzak Durun

Basit şeker, vücuda girdiği zaman, vücudun sistemini altüst eden bir besindir. Vücudumuz onu tanımaz ve vücutta yağa dönüştürülür. Yağın artması da, hücrelerin duyarlılığını azaltır ve dolayısıyla kilo almasanız dahi, yüksek şeker tüketimine bağlı insülin direnci gelişebilir.

Peki, bu besinler nelerdir? Pasta, kek, kurabiye, tatlı, gazlı içecekler gibi yiyecek ve içeceklerdir. Bunlar, vücudumuza kesinlikle zarar vermekte ve insülin direncini ortaya çıkarmaktadır.

3. Glisemik İndeksi Düşük Besinler Tüketin

Glisemik indeks; aldığınız bir besinin kan şekerinizi yükseltme derecesidir. Değeri yüksek besinler; şeker, tatlı, pirinç, beyaz ekmek gibi besinlerdir. Bu tür besinleri tükettiğiniz zaman, kan şekeriniz fırlar. Dolayısıyla da insülin artar ve sürekli vücudunuza insülin salınımı olur.

Bu besinlerin yerine; süt, yoğurt ya da meyvelerden muzu tercih etmek yerine elmayı, üzüm yerine ananası tercih edebilirsiniz. Glisemik indeksi düşük olan besinleri alırsanız, kan şekeriniz hızla yükselmez ve insülin hızlı bir şekilde devreye girmeyecektir. Bu şekilde olduğu zaman, kan şekeriniz dengede kalır ve insülin direnciniz gerilemeye başlar.

4. Gün İçinde, Kan Şekerinizi Dengeleyen Tarçınlı Su İçin

Her gün 2 litre su içmeli ve bunun 1 litresini; tarçınlı, karanfilli su olarak tüketebilirsiniz. Tarçının içerdiği mineraller, insülin duyarlılığını arttırmaktadır. Dolayısıyla; bu hücrelere bağlanır, kan şekeriniz düzenlenir ve insülininiz yine düşmüş olur. Bu nedenle, günlük 1 litre kadar tarçınlı suyu, beslenmenize mutlaka eklemenizi ve gün içerisinde yavaş yavaş içmenizi öneririm.

5. Her Gün, Her Öğünde Mutlaka Yoğurt Tüketin

Hem öğlen hem de akşam yemeklerinde birer kase yoğurt ya da yoğurdun türevlerini tüketebilirsiniz. Cacık, ayran, yoğurtlu kereviz gibi besinlere öğünlerinizde mutlaka yer verin. Peki, yoğurdu neden öğünlerinizde bulundurmalısınız?

Yoğurt, glisemik indeksi düşük bir besindir ve kan şekerinizin hızlı bir şekilde yükselmesini engeller. Kan şekeriniz sakin bir şekilde yükselir. Dolayısıyla da, insülinin fazla salınmasını engeller. Eğer bu şekilde, her öğününüze yoğurt eklerseniz; insülin direnciniz biraz daha gerileyecektir. Yoğurt tüketirken de, mutlaka ev yoğurdu tüketmenizi öneriyorum. Çünkü, yoğurdun içerisindeki bakteriler bağırsaklardaki bakterileri besler, onlar için daha yararlıdır. Dolayısıyla, evde mayalamanız daha iyi olacaktır.

6. Her Gün 30 Dakika Yürüyüş Yapın

Eğer vaktiniz yoksa, haftada 3-4 gün birer saat de yürüyüş yapabilirsiniz. Yürüyüş, hücrelerin insüline olan duyarlılığını ve hücrelerin geçirgenliğini arttırmaktadır. Bu şekilde de, insülin direnci gerileyecektir. Bunun yanında; yağ yakma ve iştah kapatma gibi artıları da var. Kilo vermenizi de sağlayacaktır ve bu şekilde insülin, kolay bir şekilde gerilemiş olacaktır.

7. Kilo Veremiyorsanız, Bir Diyetisyenden Destek Alın

Eğer sürekli diyet yapıyorsanız, kilo alıp veriyorsanız ve bunu sürekli hale getiriyorsanız, mutlaka bir diyetisyenden destek almalısınız. Çünkü, bu kilo verme olayı ya da insülin direnci, sanıldığı kadar basit bir durum değildir.

Benim danışanlarım da çoğu zaman, “Ben diyet yapamıyorum, kilo veremiyorum” diyorlar. Ancak, ben o kişileri takip ettiğimde disipline olduklarını ve çok kolay bir şekilde kilo verdiklerini görüyorum. Aslında sizin kilo veremediğinizi düşünme nedeniniz, kısa süreli çareler aramanızdır.

Bir hafta bir diyet yapıyorsunuz, diğer bir hafta internette başka bir şey görüyorsunuz. Bu tür şeyler uyguladığınız zaman, sürekliliği olmuyor ve 3-4 kilodan sonra veremediğinizi düşünüyorsunuz. Bu, vücudunuz için çok ciddi bir durum. “Kilo alıyorum, veriyorum. Sürekli bunu tekrarlıyorum” diyorsanız, bu şekilde de insülin direnci ortaya çıkabilir. Bu nedenle, mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız.