Niye, Erdoğan babanın oğlu mu? Hatta Erdoğan bir kişi mi, isim mi? Emperyalistler bunu anlamamış olsa gerek! Biz bunu Çanakkale’de anlattık, Kurtuluş savaşında anlattık, öle öldüre anlattık, An-la-ma-dı-lar, anlamayacaklar!
Aslında düşününce anlamamaları da gerekiyor, çünkü gücün dengelenmesi için illa birilerinin p.şt olması gerekiyor! Diğer taraftakiler iyi insanlar olsunlar diye değil iyi kalsınlar, hatta kötülüğe dirensinler diye, zira iyi olmak Allah’a (CC) mahsustur, iyinin tarafında olmak insana… Ancak dikkat buyurunuz, burada bir kişiden bahsediyor olsaydık, yani aile babası, eş, dede, dindar ya da dinsiz, hatta bir ülkenin siyasetçisi, bu bizi bir ruhban, ismi de ruhani lider yapardı, ancak bir Müslüman olarak hemen ekliyorum; Erdoğan bir kişi değil, fikirdir; toplu bir fikir…
Erdoğan ismini ve fikirlerini benimsememek kimseyi kötü ya da az önce yaptığım yorumlardaki gibi p.şt falan yapmıyor, sakın ola ki yanılmayın, o bir siyasi seçenek de aslında ve bu seçeneği kullanmayan her özgür insanın başımızın üstünde yeri var, zira Osmanlı’nın torunu olmamız, Cumhuriyetin evladı olmamız gerçeğini değiştirmez ve dahi demokrat bir yapının ferdi olmamızı da değiştirmez.
Bir açalım mı bu itler kimler?
Halka rağmen halkın seçtiğini, üstelik demokratik yollarla seçtiğini, anti demokrat bir şekilde indirmeye çalışan; mesela cunta, asker baskısı, iftira ve algı operasyonlarıyla indirmeye çalışan belden aşağıya vurmayı mubah gören kesimle derdimiz. İşte aynı kesimden, bu yazıyı okuyanlar; “Trafolara kedi girdi, oylarda hile yapıldı” ısrarında bulunanlar da olabilir, aynı kesim uyumayın, elektrikler kesildiğinde, oy hırsızlarının gözlerinde gece görüş dürbünü yoktu ve bir de aynı hileyi Antalya, İstanbul, Ankara belediye seçimlerinde de yapmayı kendilerine mubah görmezler miydi bu kesim? Az uyanık olun UYANIK!!!
New York’da, işlek bir bulvarda, 42’ince Cadde’de, 8’ince Avenue’nün yanında, yani dünyanın en işlek caddesinde devasa ışıklı bir tabelada yazıyor bu yazı; “Stop Erdogan”. Her gün binlerce insanın akıp gittiği bu caddede, binlerce kilometre uzakta bir kişinin, iyi ihtimalle Türkiye Başkanının adını yazmışlar zannediyorlar oradan geçip de bu yazıyı görenler. Tanımayanlar şu yanlış soruyu soruyorlar kendi kendilerine; “Kim bu Erdoğan?” Doğru soru şu olmalı aslında; “Nedir bu Erdoğan?”
Çünkü yazının başında da dediğimiz gibi Erdoğan artık bir isim değil, bir duruştur. En fakir Müslüman ülkesi Yemen’de, yine en fakir olan bedevi bir dayı; “Yemen düşerse sadece Yemen düşer ama Türkiye düşerse, bütün Müslümanlar düşer” diyecek ferasete sahipse, diğer yandan Amerika’nın en işlek caddesinde, “Erdogan Stop” altına da “Bu reklam Türkiye’deki sessizler tarafından verilmiştir” yazılıysa, orada bizim salon çizgimiz kayar.
Çünkü Erdoğan bir fikir, mikrofon, çoğulun tekil sesi, bir mal oluştur artık kimse kusura bakmasın…
Hadi çok uzaklara değil, bundan 150 sene öncesine gidelim, bu emperyalist itlerin ayaklarındaki en büyük pranga neydi? (Bakın kimdi demiyorum)
Hadi şimdi de M.Ö. 2000 yılına yani çok uzaklara gidelim, bu demokrasi anlayışı, yani zenginlerin asil (elit) sayıldığı, kalanların cahil, avam, sözü parlamentoda geçmediği o günlerde ezilen neydi (Bakın burada da kimdi kimlerdi demiyorum.)
Aklınızı başınıza toplayın ahali! Mesele ciddi! İsmini Erdoğan koydukları bu savaşın adı ile sanı farklı. Onlar üst başlığa Erdoğan diyorlar ama altta Türk Milleti var! Ama pardon, burada uyandırayım bazılarınızı, anti demokratik yollarla halkın elinden çaldıkları o değerler ile bugün ki değerlerin arasındaki ons farkına bakınız!
Kürt ile Türk artık kardeş, alevi ve Sünni meşrepleri farklı olsa da dindaş, solcu ile sağcı milli… Eee! Ekonomik ve silahlanma konusunda da bağımsız! Adnan Menderes’i kaptığınız ve astığınız, Fransız emperyalist p.şt bir gazetecinin taktığı lakabıyla “Kızıl Sultan” diye milletçe andığımız Abdulhamid cahili günlerimiz de bitti. 28 Şubatlarla indirdiğiniz, 12 Eylüllerle lekelediğiniz, kardeşi kardeşe kırdırdığınız o günler bitti. “Erdoğan Stop” diyerek, değil New York’un göbeğine, Ay’ın üstüne dünyadan görülecek yazı da yazsanız, hatta Erdoğan’ı kişi zannedip, iktidardan da indirseniz, yerine yenisi gelir.
Siz zannediyorsunuz ki hoparlör imha edilince ses kesilir! Gider Abdulhamid, gelir Menderes, gider Menderes gelir Özal, gider Özal, gelir Erbakan, gider Erbakan, gelir Recep Tayyip Erdoğan… Bunlar isim, kişi, şahıs değil ki… Bir milletin (salt çoğunluk ile) tekilleşmiş sesidir.
İnsanlar doğru kararlarını her seferinde ispata mecbur tutuluyorlar, oysaki ispatlar sözle değil, icraatla kendine delil oluyor. Bakınız mesela İstanbul Hava Limanı 22-28 Şubat tarihleri arasında rekor kırdı. Avrupa’nın en çok uçuş yapan hava limanı, bunu açıklayan Avrupa’nın kendisi, yandaş, candaş, oynaş medya değil. –Abi çok uzak, abi rüzgâr ters esiyor, abi kaza olacakmış yakında, riskliymiş… Aynı Süleyman Demirel gibisiniz, ancak laf üretin, icraat değil, dayanak nedir?
Sözde çok doğru yazan basın yayın organlarınız! Avrupa’nın bu duruma canı sıkılıyor kardeşim, adamlar haklılar, Fransa ikinci, Almanya üçüncü ve bunlar emperyalizmin kaleleri, peki bu bizdeki karalamacılar kim? Kim olduklarını yazmıyorum ama bilin ki bu millet ama şu ama bu kişiyle önümüzdeki yıllarda yıldızı parlayacak bir ülkedir. Bunu meydanlarına “Stop Erdoğan” yazan p.şt da biliyor, Yemen’deki duacımız bedevi dayı da biliyor, kalanlar mı? Onlar bilmezden geliyor. İster bilin ister bilmeyin, Türkiye gümbür gümbür geliyor.
Lafımız bilmezden gelenlere değil, bilip de söyleyemeyenlere, çünkü feraset söz ile icra edilmese de icraat yerine geldiğinde ihtiyaç olunan tek sermaye zamandır, çünkü zaman sadece haklıdan tarafadır. Neticede 20 senede tek yalanınız, iftiranız, tahmininiz tutmadı, küçümsediğiniz dağdaki çobanlar özgürleştikçe, gürleşti ülkemin ışığı… Artık bardağın dolu tarafına yoklama çekin, en azından kalbinizde, dudak payına intisap ediyorsunuz ama onu da emperyalistler kaptı bilesiniz ve şimdilik sadece “Stop Erdoğan” demek geliyor ellerinden vesselam…
Mustafa Sefa GÜVENİR
[email protected]
Öğle Vakti 13:05
News
GIDA
Köşe Yazıları
Köşe Yazıları
