Türk aktivistten ABD’li senatör Gillibrand’a tepki

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

New York’ta Türk toplumunun önde gelen aktivist ve toplum liderlerinden İbrahim Kurtuluş, “Türkiye’nin bir müttefik olduğunu düşünmüyorum” diyen ABD Senatörü Kirsten Gillibrand’a tepki gösterdi. Kurtuluş, “Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyanın çeşitli köşelerinden gelen karmaşık tehditlerle karşı karşıya olduğu bir zamanda, Türkiye ile güçlü bağları sürdürmek esastır. Bu stratejik ilişkinin zararlı söylemlerle aşındırılmamasını, aksine diyalog, saygı ve Türkiye’nin paylaşılan değerlerin savunulmasında oynadığı kritik rolün tanınması yoluyla güçlendirilmesini sağlamak bizim karşılıklı sorumluluğumuzdur” ifadelerini kullandı

The Anatolia Post/ Uzun yıllardır New York’ta yaşayan Türk aktivist İbrahim Kurtuluş, Türkiye’nin iyi bir müttefik olmadığını söyleyen ABD senatörü Kirsten Gillibrand’a gönderdiği mektupla tepki gösterdi.

Kurtuluş mektubunda şu ifadelere yer verdi:

“Son zamanlardaki “Türkiye’nin bir müttefik olduğunu düşünmüyorum” ifadenize değinmek istiyorum. Öncelikle ülkenin resmi adı Türkiye’dir. Ülkeler arasındaki ilişkilerin karmaşık olabileceğini anlasam da, Türkiye’nin (Türkiye) NATO müttefiki ve ABD için stratejik ortak olarak yadsınamaz önemini kabul etmek çok önemlidir. Ne yazık ki bu tür yorumlar, özellikle müttefikler arasındaki birliğin her zamankinden daha önemli olduğu bir zamanda, Türkiye’nin küresel sahnedeki rolünü ve konumunu meşruiyetsizleştirmeyi amaçlayan devam eden uluslararası bir karalama kampanyasına katkıda bulunmaktadır.

Eski ABD Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey, Türkiye’nin bir NATO müttefiki olarak oynadığı kritik rolü sürekli olarak vurgulamıştır. Büyükelçi Jeffrey, Türkiye’nin coğrafi konumu, güçlü askeri yetenekleri ve bölgesel güvenlik konularındaki etkisi göz önüne alındığında “NATO’nun güney kanadı için kesinlikle elzem” olduğunu belirtmiştir. NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, yalnızca ABD’nin ulusal çıkarlarını değil, aynı zamanda Kore Savaşı’ndan ve Soğuk Savaş boyunca Batı dünyasının kolektif güvenliğini ilerletmede kararlı bir ortak olmuştur.

ABD ulusal güvenliği açısından Türkiye’nin önemi yeterince vurgulanamaz. Avrupa, Orta Doğu ve Asya’nın kesiştiği noktada bulunan bir ülkedir; bu, ABD operasyonlarını sürekli olarak destekleyen paha biçilmez bir jeostratejik konumdur. En son olarak Türkiye, ABD rehinelerinin serbest bırakılmasını kolaylaştırmada önemli bir rol oynamış ve hassas uluslararası konularda kilit bir aracı olarak hareket etme yeteneğini bir kez daha göstermiştir.

1952’de NATO’ya katıldığından beri Türkiye, bölgedeki terörle mücadele girişimleri de dahil olmak üzere çok sayıda askeri operasyona ve güvenlik çabasına önemli katkılarda bulunmuştur. IŞİD’e karşı mücadeleden uluslararası terörizmi hedef alan devam eden operasyonlara kadar Türkiye hayati bir oyuncu olmaya devam etmektedir. NATO misyonlarına ve diğer ortak çabalara katılımı, Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri ile ittifakının sembolik olmaktan öte olduğunu kanıtlıyor; ABD ve küresel güvenliğe doğrudan katkıda bulunan pratik, derinlemesine entegre bir ortaklık.

Türkiye’nin önemi çok büyük

Türkiye’nin terörle mücadele çabalarındaki önemli rolü ve bölgedeki istikrarsızlığa karşı bir siper olması göz önüne alındığında, Türkiye’ye yalnızca bireysel anlaşmazlıklar merceğinden değil, uzun süredir güvenilir bir NATO müttefiki olarak bakmak önemlidir. Diplomatik zorluklar her ittifakın bir parçasıdır, ancak Türkiye’nin önemini göz ardı etmek, küresel istikrara yaptığı önemli katkıları göz ardı etmektir.

Türkiye’nin ittifakını sorgulayan yorumlar, bu uzun işbirliği geçmişini baltalama ve istemeden Türkiye’nin uluslararası konumunu zayıflatmayı amaçlayanlarla güçlerini birleştirme riski taşır. Türkiye Cumhuriyeti, çok sayıda küresel krizde Amerika Birleşik Devletleri ve NATO ortaklarının yanında yer aldı. Terörle mücadelede, bölgesel güvenliğin korunmasında ve NATO müttefiklerinin kolektif savunmasının sağlanmasında ortak çıkarlarımızı destekleyen bir kapasitede hareket etmeye devam ediyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyanın çeşitli köşelerinden gelen karmaşık tehditlerle karşı karşıya olduğu bir zamanda, Türkiye ile güçlü bağları sürdürmek esastır. Bu stratejik ilişkinin zararlı söylemlerle aşındırılmamasını, aksine diyalog, saygı ve Türkiye’nin paylaşılan değerlerin savunulmasında oynadığı kritik rolün tanınması yoluyla güçlendirilmesini sağlamak bizim karşılıklı sorumluluğumuzdur.

Sizleri bu faktörleri ve açıklamalarınızın daha geniş kapsamlı etkilerini göz önünde bulundurmaya, Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri ve Batı ittifakının güvenliğine yaptığı ve yapmaya devam ettiği hayati katkıları kabul etmeye davet ediyorum.”