Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort
Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort
15 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
34,4153
36,2909
2.829,15
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Türkiye, 2023 yılına yaklaştıkça partimize, hükümetimize ve ülkemize yönelik saldırıların giderek artacağı anlaşılıyor. Maalesef güya muhalefet sıfatıyla ortada dolaşan bir parti ve onunla aynı yolda yürüyenler, Türkiye’nin önünü kesmeye yönelik bu kampanyaya büyük bir hevesle ortak olmaktadır. Elbette bu ülkede her dönemde iktidarlar muhalefet partileri arasında çekişmeler, gerilimler, görüş farklılıkları yaşanmıştır ama bu defa karşımızda bambaşka bir fotoğraf vardır. Dışarıdan ve içeriden birtakım sözler aldığı anlaşılan CHP, giderek daha pervasız, yıkıcı ve ahlaksız bir şekilde bizi hedef alıyor, buna benzer bir görüntü vererek ülkenin demokrasisine, ekonomisine, geleceğine kastetmektedir.
Bu arada CHP’nin dışarıdan aldığı sözleri biz söylemiyoruz. Bizzat kendileri ikrar ediyorlar. Eskiden beri içeride bunların değirmenine su taşımayı kendilerine vazife addeden bir kesim de hep olagelmiştir. Kıyılarımız nasıl müsilajın tehdidi altında oksijensiz kalma riskiyle boğuşuyorsa, siyasette de yerli ve milli her adımı yok etmeye çalışan, dahası siyaseti kirleten bir müsilajla karşı karşıyayız.
CHP’nin başını çektiği bu siyasi müsilaj, her türlü iftirayı, yalanı, çarpıtmayı, yalanı, küresel boyutu da olan büyük bir medya ve sosyal medya ağıyla milletimizin üstüne adeta yağmur gibi yağdırmaktadır. Burada sehven yanlış bilgi verme değil, bilinçli ve kasıtlı bir iftira, yalan, çarpıtma hali hatta stratejisi yürütülmektedir. Şayet böyle değilse durum daha vahim demektir. Çünkü ortada klinik bir vaka söz konusudur.
Bernard Shaw, “Yalancının cezası kendisine inanılmaması değil, onun kimseye inanmamasıdır” diyor. Başındaki zat başta olmak üzere CHP şürekasına zaten kimsenin inandığı yok. Ama onlar da kimseye inanmadıkları bir ruh haline sürüklenmişlerdir. Her ne sebeple olursa olsun Türkiye, CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bunun adı da bir yalan terörüdür. Bunlara göre bu ülkedeki Cumhurbaşkanından başlayarak, Bakanlarından, milletvekillerinden, bürokratlarından iş adamlarına kadar herkes, esnafından, işçisinden, çiftçisinden, gençlerine kadar her kesim taammüden vatanına ihanet etmektedir.
Herkes yolsuzluk yapmaktadır, herkes hırsızdır, herkes uyuşturucu kaçakçısıdır, herkes banka soyguncusudur, herkes satılmıştır, herkes yanlıştır, herkes kötüdür… Ülkesini aklına gelen her türlü aşağılık sıfatla itham edecek, her tarafı suç kaynayan bir yer olarak gösterecek kadar kendini kaybetmiş bir ruh haliyle karşı karşıyayız. Bizim bunca yalanı, bunca iftirayı, bunca ithamı, büyük bir keyifle ve kendinden emin edayla ardı ardına sıralayan siyasetçi sıfatlı bu ruh hastasına ayıracak tek saniyemiz yoktur.
Hukuk önünde hesap sorulacak hususların, avukatlarımız vasıtasıyla elbette takipçisiyiz, takipçisi de olacağız. Diğer hususlarda ise diyoruz ki CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, tıp ilminin, psikiyatrinin konusudur. Hakikatle bağını bu derece koparmış bir insana doktorlar herhalde bir teşhis koyacaklardır, inşallah tedavisi de mevcuttur. Bize düşen, Allah şifasını versin demekten ibarettir.
Yalan ve iftira meselesinde tek sorun CHP’nin başındaki zat olsa mazurdur der geçeriz. Ama bu mesele medyada ve sosyal medyada büyüyen bir sorun halini almıştır. Sosyal medyanın en önemli yayılma mecrası olduğu bu sorun, sadece ülkemizle de sınırlı değildir. Avrupa’dan Amerika’ya kadar demokrasiyle yönetilen her yerde bu sorun tartışılmakta ve çözüm yolları aranmaktadır. Hatta birçok ülke bu tehditle mücadele için çeşitli kanuni düzenlemelere gitmektedir.
Gelişmiş ülkelerin hayata geçirmeye başladıkları bu hukuki adımları artık bizim de acilen gündemimize almamız gerekiyor. Üstelik ülkemizde bu sorun geçmişi zaten darbe, vesayet, milletin değerlerine düşmanlık, yatırım karşıtlığıyla dolu olan bir zihniyetin elinde çok daha vahim hale gelmektedir.
Bu çarpık anlayış, hükümetten özel sektöre, bürokrasiden sivil toplum kuruluşlarına kadar, her yerde sorumluluk sahiplerini şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamadıkları olumsuz bir iklime sürüklemektedir. Biz ülkeyi 19 yıldır insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla yönetirken, hiç kimseye kökeni, inancı, meşrebi sebebiyle en küçük bir sınırlama getirmedik. Zorlamada, tacizde, tarizde bulunmadık. Kendi hayal dünyalarında iktidar serabı görenler ise şimdiden yatırımcısından bankacısına, yargı mensubundan polisine, askerine, önlerine kim gelirse herkesi tehdit etmeye başladılar.
6 ay sonra erken seçim var biliyorsunuz değil mi? Bay Kemal öyle diyor. O diyorsa doğrudur. Muhalefetin 2023’le ilgili cüretinden cesaret alan kimi çevrelerin de galiz ifadelerle ülkeyi ve milleti ayakta tutan değerleri yıkmaktan devri sabıktan söz ettiklerini işitiyoruz. Bunlar adeta bir yalan makinesidir. Bu şekilde de yola devam edeceklerdir. Ama bir şeyi bilmeleri gerekiyor. Haziran 2023 Türkiye’nin seçim takvimidir. Cumhur İttifakı olarak kararımız budur. İlan ettiğimiz tarih budur. Bu iş öyle sıradan bir iş değildir. Aklınıza ne gelirse yapın. Böyle bir şey yok.
Siyaset ciddiyet ister, siyaset kararlılık ister. Yalanın egemen olduğu bir siyaset bizim kitabımızda yer almaz, bunu böyle bilsinler.
Unutmayın, ne demişti, “Kimse belediyelerden çıkarılmayacak, atılmayacak” öyle demedi mi? Dedi… Peki, o günden bugüne belediyelerden personeller atılmaya başlandı mı? Atılıyor. Hele hele AK Partili olduğu zaman ona dayanması mümkün değil. Hemen kapıya koyuyorlar. Gerek belediyelerin yan kuruluşlarında gerekse memur statüsünde olanlarda acımasızca kapıya koyuyorlar. Bütün bunlar bile hepimizin üzerindeki sorumluluğun ağırlığını göstermeye yeter de artar bile.
Onun için kararlılıkla biz yolumuza devam edeceğiz. Hep birlikte çok büyük bir vebal altındayız. Ülkemizi bu hastalıklı zihniyetin eline bırakmamak için çok fazla çalışacak, çok daha fazla dikkatli olacağız. İşte bunun için girmedik ev, dokunmadık yürek, kazanmadık gönül bırakmayacağız diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.
Proje hazırlık aşaması bilimin ve tekniğin ışığında, titizlikle tamamlanan Kanal İstanbul’un ilk köprüsünün temelini atarak bu abide eseri ülkemize kazandırmak için bismillah dedik. Altyapı deplase çalışmalarının ardından kanalın kazısına da süratle başlıyoruz. Kanalın her iki tarafına inşa edilecek toplamda 500 bin kişilik şehirler, İstanbul’a ilave nüfus getirme değil, depreme hazırlık için kentsel dönüşüm çalışmalarında yaşanan sıkışıklığı giderme amaçlıdır. Ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle sesleniyorum. Çünkü CHP ve yandaşlarının özellikle bu yalan kampanyalarına, bu yalan terörüne aldanmamak gerekir.
Uzunluğu 45 kilometre, taban genişliği en dar yerinde 275 metre, derinliği 20,75 metre olan Kanal İstanbul’un şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Hedefimiz bu projeyi 6 yıl içinde tamamlayarak hizmete sunmaktır. Türkiye’ye 19 yıldır kazandırdığımız eser ve hizmetleri bu dünya çapında proje ile taçlandıracağımıza inanıyoruz.
İstanbul’a karşı sorumlulukları yerine getirmeyenlerin Kanal İstanbul Projesiyle ilgili ileri geri konuşmaları kendilerini komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramaz.
Karşımızda Katarlı öğrencilerin ülkemizde sınavsız tıp fakültelerine gireceği yalanını, hiç utanmadan, sıkılmadan 2 milyon 600 bin öğrenciye ve ailelerine saygı duymayacak kadar alçalabilen bir kafa bulunuyor. Bu ne densizliktir, bu ne terbiyesizliktir. Düşünün, bir ülke ki aramızda ilişkilerimiz var. Dolayısıyla bu ülkenin bizimle olan bu ilişkilerini bir kenara koyup, kalkıp diyorsunuz ki “Katarlı öğrenciler sınavsız olarak imtihana girecek.” Ne oldu, öyle bir şey oldu mu? Girdi mi? Tepeden tırnağa hepsi yalan. Zaten bunlar yalan dersini özellikle alıyorlar. Bunu sadece kendisi almakla kalmıyor, kendi yanındakilere de anı dersi aldırıyor. Yalan ve iftira bataklığına öylesine gömülmüş durumdalar ki, önlerine gelen haberin doğruluğunu, yanlışlığını araştırmaya dahi tenezzül etmiyorlar. Daha doğrusu önlerine konan bilginin doğruluğu, yanlışlığı bunları zerre kadar ilgilendirmiyor. Yeter ki bunlar amaçlarına bir adım daha yaklaşsın, sonuçta isterse ülke yıkılsın, isterse millet perişan olsun, isterse gençlerimizin hayalleriyle oynansın.
Halbuki Katarlı öğrenciler sınavsız tıp fakültesine girecek denilen mesele tamamı da dost ve kardeş 12 ülkeyle aramızda 1994 yılından beri var olan “Askeri Sağlık İş Birliği Protokolü”nün Katarla da imzalanmasından ibarettir. Sene 1994… Bunca ülkelerle biz bun anlaşmayı yaptık ve bu üniversite imtihanlarına giren öğrencilerle değil, sadece askeri öğrencilerle ilgili yapılan bir askeri personelle anlaşma. Her protokol gibi Katarla yaptığımız anlaşma da karşılıklıdır. Bu çerçevede mesela geçtiğimiz haftalarda 4 Azerbaycanlı ve 5 Afganistanlı sağlık astsubayı, Gülhane Sağlık Meslek Yüksekokulundan mezun olarak ülkelerine dönmüşlerdir.
Diğer eğitim kurumlarıyla ilgili öğrenci alımı ise tamamı da sınavla olmak üzere eskiden beri uygulanan usullerle devam etmektedir. Tüm bu hakikatler gün gibi ortadayken, Katarlı öğrenciler sınavsız tıp fakültelerine alınıyor yalanıyla sınava giren evlatlarımızın ve ailelerinin moralini bozmanın acaba kime ne faydası olmuştur? CHP böyle bir yalandan nasıl bir çıkar sağlamıştır? Kılıçdaroğlu, yıllardır sürdürdüğü iftira listesine bir yenisini ekleyerek kendisi için nasıl bir siyasi neticeye ulaşmayı murad etmiştir. Aynı yalanı paylaşan medya ve sosyal medya mecraları, milyonlarca insanın vebaline girdikleri için en küçük bir hicap duymuşlar mıdır?
Bu soruları soruyoruz, çünkü bizim böyle bir kepazeliği aklımıza, havsalamıza, vicdanımıza sığdırabilmemiz, anlayabilmemiz, kabullenebilmemiz mümkün değildir. Gerçekler ortaya çıktıktan, bütün kurumlar açıklamalarını yaptıktan sonra bile aynı yalanı inatla sürdüren bir partiye, bir siyasetçiye, ülkenin ve milletin hangi kritik meselesi emanet edilebilir?
Yalancıdan yönetici olmaz diyerek ortada dolaşanların aslında kendilerini tarif ettiklerini iyi biliyoruz. Ülkemizin tüm gençlerini gördükleri her yerde Kılıçdaroğlu’nun ve CHP yöneticilerinin yakalarına yapışıp bu rezilliğin hesabını soracaklarına inanıyorum. Üstelik Katar meselesi tek örnek de değildir.
Ataşehir’deki bir kız yurdunda, binada çekimi yapılan belgesel için orada bulunan silah maketi görüntülerini, “kız yurdu silah deposu mu?” diye aktaracak ve bunun peşinden gidecek kadar sefiller bile var.
MİT’ten nokta operasyonu! 2 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.