1821 Mora isyanına ilişkin tarihi gerçekler - The Anatolia Post - Dünya'dan Güncel Haberler

Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort

Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort

bahis siteleri casino siteleri
istanbul escort istanbul escort bayan
xslot giriş trbet giriş tarafbet giriş orisbet giriş betturkey giriş betpublic giriş bahiscom giriş betebet giriş betlike giriş mariobet giriş betist giriş 1xbet giriş trendbet giriş istanbulbahis giriş zbahis giriş royalbet giriş betwild giriş alobet giriş aspercasino giriş trwin giriş betonred giriş bizbet giriş

18 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

ataşehir escort
a İmsak Vakti 05:11
İstanbul 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

1821 Mora isyanına ilişkin tarihi gerçekler

“Ayaklanma diye bir şey olmadı. Bu, sadece Osmanlılara tahammül edemeyen Yunanların büyük bir masalı.”

The Anatolia Post

Osmanlı hakimiyeti, azınlık toplumu tarafından “ezilme ve baskı” dönemi olarak yorumlanmaktadır. Bu nedenle, Osmanlı Devleti azınlıklar tarafından sadece despot bir devlet mekanizması olarak görülmektedir. Bu algı, Slav ve Yunan azınlıklar tarafından ulus-devlet temelinin kurulduğu 19. yüzyılın başında doğmuştur. Romantizm ve pozitivizmin yanı sıra, milliyetçilik akımının etkisiyle şekillenen ve milli tarih olarak ortaya konan bu fikirler, 1830 yılından bugüne kadar basılan okul kitapları dahil olmak üzere, bilimsel ve akademik yayınlarda da karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İslam bilimi çok ilerlemiş ve kendi yaşam tarzını, sanatını ve devlet işleyişini oluşturan Osmanlılar, dünyada şehirli elitler olarak değerlendiriliyorlardı. Osmanlı İmparatorluğu yaşam, inanç ve ana dilde eğitim gibi temel insan haklarını koruyan bir devlet olmakla birlikte kanunun öngördüğü vergileri ödeyen Ortodokslara, Ermenilere, Yahudilere ve diğer azınlıklara hoşgörüyle yaklaşmıştır.

Peki 1821 “Yunan” Ayaklanması ve Yeni Bağımsız Yunanistan’ın doğuşunun arkasındaki gerçek nedir? 1821 Ayaklanması, Yunan tarih yazımında bize gösterildiği gibi büyük bir devrim değildir. Vergilerini ödemeyen fakir köylülerin ve tüccarları soyan eşkıyaların ayaklanmasıdır. Ayaklanma, birkaç vergi memurunun Mora’da öldürülmesiyle başlamıştır.

[Rum isyanından bir sahne]

Osmanlı ordusuna silahla saldıran ayaklanmacılar, 400 yıldır bir arada harika bir şekilde sürdürülen Osmanlı-Yunan ilişkisini bozan birkaç yüreksizden ibarettir.

Eğitimsiz, bilinçsiz ve Yunanca konuşmayı bile bilmeyen bir grup köylünün bağımsızlık için 1821 ayaklanmasını başlattıklarını tasavvur etmek mi? Milli bilinci olmayan reayanın yeniden doğup, devlet kurmak için savaşması nasıl mümkün oluyor? Gerçekte Yunanistan’ın bağımsızlık için ayaklanması 1814’te Rus Çarı tarafından geliştirilen bir projedir. Rus Çarı, yıllar boyunca ajanlarını Osmanlı İmparatorluğu’na ait olan bugünkü Yunanistan topraklarına sızdırmış olsa da 1827’ye kadar olan her ayaklanma girişimi başarısız olmuştur, çünkü Osmanlı askeri isyanları kolaylıkla bastırmıştır.

[( Filika Eterya Gizli Örgütü) İsyanın hemen bütün organizasyonu Rusya’da kurulan Filiki Eterya Gizli Örgütü üyelerince gerçekleştiriliyordu.]

Büyük Britanya, Rusya ve Fransa gibi büyük güçlerin, 20 Ekim 1827 Navarin savaşında Osmanlı donanmasını Mora’da mağlup etmesiyle, İbrahim Paşa’nın savaşı zaferle neticelendirmesi imkânsız hale geldi. Britanya, Fransa ve Rus donanmalarının Yunan Ayaklanmasını desteklemesi 1827 Temmuz Londra Antlaşması’nın ihlali anlamına gelmektedir. Hâlbuki bu üç büyük güç, Osmanlı ve Yunanlar arasında ateşkes sağlamak için “iki savaşan taraf arasındaki çatışmalara müdahale etmeme” kuralını garantör devletler olarak kabul etmişlerdi.

Her 25 Mart’ta Yunanistan’da, askerler ve mini etekleriyle göze çarpan öğrenciler geçit töreni düzenliyor. Bu durumda, Yunanistan’ın bağımsızlığının 200. yılı vesilesiyle 25 Mart 2021’de de etkinlikler organize etmesi kuvvetle muhtemeldir. 1821 yılı Milli Ayaklanma bayramı onuruna yapılan bu tür organizasyonların, kahramanlara saygı veya geçmişteki yiğitleri anma gibi amaçları yoktur. Yunanistan sadece ordusunun büyüklüğünü ve yeni neslin yaşattığı kültürü göstermek istiyor. Böyle bir organizasyon,  1821 özgürlük devriminin idealini küçümsemiş oluyor.

25 Mart Milli Bayramı olarak adlandırılan günün Yunanistan’ın bağımsızlığıyla hiçbir alakası yoktur, çünkü Yunanistan’ın bağımsızlığının belli bir tarihi yoktur. Ayrıca, bağımsızlık ilan edenlerin herhangi bir imzalı dokümanı bulunmamaktadır.

[Yakasında taşıdığı alametiyle isyancı lider Aleksandr İpsilanti]
  1. Efsaneye göre, Patra Piskoposu Germanos, Agia Lavra Manastırında 25 Mart 1821 ayaklanmasını kutsadı. Fakat, Piskopos Germanos’un hatıralarına göre, ayaklanma nisan ayında Patra’da kutsandı.
  2. Efsaneye göre, her ayaklanma bayrağında haç vardı. Gerçekte ise haç, bazı durumlarda vardı ama çoğu bayrakta hiç yer almadı ve bazı durumlarda da değişik sembollerle birlikte yer alıyordu. Semboller arasında kafatası, palmiye, kuş, çapa, eski tanrılar, ok, yıldız, yılan, eski veya yeni antika ifadeler yer almaktaydı.
  3. Efsaneye göre, Ortodoks Kilisesi ilk başta ayaklanmayı destekledi. Patrik Aslında Grigori V ve Sinod Ipsilanti’nin infazına ayaklanmanın en başında karar verildi. Sucit ve arkadaşları daha önce yaptıkları gibi Mora hırsızlarını yok ettiler.
  4. Efsaneye göre Sultan, Patrik Grigori V’i ayaklanmanın intikamını almak için öldürdü. Gerçek ise, ayaklanmayı önleyemeyen Osmanlı yetkilisi olarak asılmasıdır.
  5. Efsaneye göre, Yunan Ortodoks Kilisesi sayesinde Yunan şuuru ve dili korundu. Gerçekte ise, 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başında, ruhban sınıfı, dini Ortodoks hatıratlarından aldıkları kesitleri kurgu hikayelerle birleştirmek suretiyle, Osmanlı İmparatorluğu’na tabi Arnavut, Slav ve diğer milletlerin karışımından doğan yeni bir Yunan ulusu tarihi inşa etti. Bu dini hatıratlardan önce, hikayeleri başka kitaplardan topluyorlardı. Bugün Yunanistan olarak adlandırılan o bölgede Osmanlı İmparatorluğu Ortodokslarının tarihsel anıları yoktu, çünkü onlar eski Yunanların varisleriydiler.

Yunan Devletinin oluşmasından sonra gerçekler de çarpıtılmaya başlandı. Riga Fererios’un “Türk Hristiyanlar zulme karşı ayağa kalkın…” dizesinin “Yunanlar, zulme karşı ayağa kalkın” şeklinde değiştirilmesi gibi… Rum veya Grekos ifadelerinin “Hellas” kelimesiyle değiştirilmesi gibi… Bunun amacı, Yunanistan’daki eski Yunanların gerçek mirasını yeni Yunanistan’daki Yunanlara göstermektir. 19. yüzyılda, Akropolis ve Parthenon tapınağındaki Osmanlının izlerini silmek için kültür mirasına zarar vermeyi bile göze aldılar.

1821 ayaklanması nedir? Özgürlük nedir? Lütfen. Ayaklanma diye bir şey olmadı. Bu, sadece Osmanlılara tahammül edemeyen Yunanların büyük bir masalı. Eğer Yunanistan dışından, alakasız birisi 1821 isyanını çıkarmasaydı, Yunanlar bir 400 yıl daha Osmanlı tebası olarak yaşarlardı. Yunanistan’ın “özgürlüğü” Osmanlı-Mısır donanmasının Navarin’de mağlup edilmesiyle, yani büyük güçlerin müdahalesiyle elde edildi. Bağımsızlık, Yunanların değil, doğal olarak, üç büyük donanmanın eseridir. Dediğim gibi, 1821 isyanı, yabancı gizli servislerin organize ve planlı bir çalışmasının ürünüdür.

[Rum isyanına gönüllü katılan Avrupalılar]

1821 ayaklanmasına yardım etmek için Avrupa’dan birçok paralı insan geldi. Bunlardan bir kısmı okul döneminde antik Yunan hakkında ilham verici şiirlerden, derslerden etkilenen kişilerdi. Geldiklerinde antik Yunanistan’ı bulacaklarını sanıyorlardı ama kandırıldılar, çünkü farklı bir halkla karşılaştılar; yani Balkan halklarının karışımıyla: Arnavut, Türk, Rum, Ulah, Arap, Slav… Gönüllüler geldiklerinde pelerin giyinmiş Yunanları bekliyorlardı ama halkın neredeyse tamamı oryantal kıyafetler giyiyor, bağdaş kurarak oturuyor, çubukla sigara içiyor ve tespih çekiyordu; aynı Osmanlılar gibi.

[Geleneksel Yunan giysili bir kadının stüdyo portresi-19. Yüzyıl]

1821 Ayaklanmasının temsilcileriyle yabancı ziyaretçilerin görüşmelerini ihtiva eden yazıların, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı savaşanların Osmanlı geleneklerini devam ettirdiklerini kanıtladığını görüyoruz. Yabancı gönüllülerden edinilen bu tür bulguların yanı sıra, 19. yüzyılda Yunanistan’ı ziyaret edenlerin çizdiği resimlerin de ayaklanmacıların Osmanlı gelenek ve giyim stilini yansıttığını gösteriyor.

Yabancı ülkelerden gelen gönüllüler, doğdukları şehirlere dönerken Yunanistan maceralarını, deneyimlerini ve o dönemde savaşta yıkıma uğrayan yerleri hatırat, mektup ve hikâyelerinde paylaşıyorlardı. Bunlardan bazıları, 1821 yılı içinde hızlı ve olağanüstü bir şekilde basılıp dağıtıldı. Daha sonra, 1821 Ayaklanması efsanesini inşa etmek isteyenler tarafından yabancıların kaleme aldığı maceralar temel alınarak “Epir’in Özgürlük Kahramanları ve Ortodoks İnancı” yaratıldı ve 200 yıl boyunca her nesle dayatıldı.

Osmanlı Müslüman nüfusuna karşı katliam ve soykırım

Erkek, kadın ve çocuk katliamı, bağımsızlık ve özgürlük için atılması gereken bir adım olarak benimsendi. Türklerden yeryüzünden yok edilmiş bir ırk olarak bahsediliyordu. Bir şarkının sözlerinde der ki: “Mora’da ve hatta tüm dünyada artık bir Türk bile kalmamalı”.

Peloponnes’te, 1821’e kadar çiftçi aileler, tüccarlar ve Porte yetkilileri yüzyıllardır bir arada yaşadılar. Ama şimdi hiçbiri kalmadı. Yunanların söylediği gibi: “Ay Yedi!” On binlerce Türk, erkek, kadın ve çocuk birkaç hafta içinde öldürüldüler.

[Binlerce Türkü öldüren isyancı lider Theodoros Kolokotronis]

Yunanistan’ın güneyinde büyük bir şehir olan Tripoli’de yaklaşık 35 bin Türk, Arnavut, Yahudi ve diğer azınlık mensupları yaşardı. Ayaklanmadan birkaç ay sonra, Osmanlı Valisi, Osmanlı halkının ve askerinin hiçbir eşya ve mal almadan uzaklaşacağına dair 11 Eylül 1821 tarihinde bir anlaşma yaptı.

[40 bin Türk’ün katledildiği Mora, Tripoliçe kuşatması]

Fakat teslim olduktan sonra 32 bin Müslüman kadın ve çocuk ya tecavüze uğradı, ya işkenceye maruz bırakıldı ya da öldürüldü. “Kolokotronis’in atı yere basmaz ama cesede basar” denir. Bu katliam ve tecavüzler, Dionysios Solomos’un Özgürlük Marşı şiirinde de yer alıyor: “Kan bir nehir olup dağlardan aktı, masum çimenler çiğle değil kanla kaplı”.

Bu acımasızlıkların sorumluları Avrupalılar ve Ortodoks papazlarıydı. Eğitimsiz tebayı ve eşkıyaları yüreklendirip yönlendiriyorlardı. Asıl amaçları Yunanistan’ın bağımsızlığı değil, toprak ve mal gaspıydı. Yurtseverlik kisvesi altında, Osmanlı hakimiyetini yok ettikten sonra yeni efendiler getirip 400 yıldır var olan milletler ve dinler arası barışı ve uyumu yıkarak antik Yunanistan’ı canlandırmaktı.

1821 Ayaklanmasını anlamak için kitaplarda okuduğumuz ama aslında hiçbir zaman var olmayan ve övgüler düzülerek anlatılan kahramanlara değil, mutlaka geçmişte bu ayaklanmadan sorumlu olan liderlere bakmak gerekir.

24 Kasım 1824’te Georgios Karaiskaki’nin döneminde kafası kesilen meçhul Osmanlıları gösteren resim… (Atina’daki Benaqi Müzesi’nde yer almaktadır.)

Etiketler:

Mora, Rum isyanı, Yunan, Yunanistan, Osmanlı,

0 0 1 1 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

ABD’de ‘göçmen çocuk’ krizi: Sağlıksız koşullarda yaşıyorlar

HIZLI YORUM YAP

0 0 1 1 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.