AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Meyer-Landrut Hatay’da

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, yeni Dörtyol Devlet Hastanesi inşaatında incelemelerde bulundu. Landrut  “Bu hastane ile birlikte büyük bir mülteci nüfusu barındıran Hatay’da hastalara en modern şekilde bakım hizmetleri sağlanacak” dedi.

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, yapımı süren yeni Dörtyol Devlet Hastanesi’yle ilgili “Bu hastane ile birlikte büyük bir mülteci nüfusu barındıran Hatay’da hastalara en modern şekilde bakım hizmetleri sağlanacak.” dedi.

Meyer-Landrut ve beraberindeki heyet, ilk olarak Antakya’daki Danimarka Mülteci Konseyi’nin Çok Fonksiyonlu Güvenli Alanı’nı (MFSS) ziyaret etti. Daha sonra Dörtyol ilçesindeki mevcut devlet hastanesine ziyarette bulunan Meyer-Landrut, burada Başhekim Dr. Adem Takış’tan bilgi aldı.

Meyer-Landrut, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ve Avrupa Birliği’nin (AB) finansal desteğiyle yaptırılan 250 yataklı yeni devlet hastanesi inşaatına giderek burada incelemelerde bulunup çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. İncelemenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Meyer-Landrut, Türkiye’deki Suriyeli mültecilere ve yerel halka yönelik desteklerde sağlığın öncelikli alanlarından birini oluşturduğunu söyledi. Mevcut programda 780 milyon avronun sağlık alanına yatırıldığının altını çizen Meyer-Landrut, şöyle devam etti:

“Biz bu çerçevede ayrıca Türkiye’de 177’den fazla göçmen sağlığı merkezini finanse ediyoruz. Bunun yanı sıra 430 ambulansın tedarik sürecinde finansman sağladık. Bir de iki tane hastane yapımına destek oluyoruz, bunlardan bir tanesi Kilis’te bir tanesi de Hatay’da. Bu çerçevede Hatay’da yapımı devam eden hastane inşaatının ne kadar ilerlediğini görmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Bu projeyi biz Fransız Kalkınma Ajansı ve Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile birlikte gerçekleştiriyoruz. Bu hastane ile birlikte büyük bir mülteci nüfusu barındıran Hatay’da hastalara en modern şekilde bakım hizmetleri sağlanacak. Hastaların hem en modern tekniklerle bakımı sağlanacak hem de burada bakılan hasta sayısı açısından da kapasiteyi ikiye katlanacak. Bu çerçevede ben bütün ortaklarımıza teşekkür etmek istiyorum, bu gerçekten hem sağlık sistemi hem de doktorlar için son derece çok önemli bir proje, aynı zamanda gelecekteki hem Türk hem Suriyeli mülteci hastalar için de önem taşıyor.”

Bir gazetecinin Suriye’deki savaşın devam ettiğini hatırlatarak AB’nin Türkiye’de Suriyelilere yönelik sağlık yatırımlarının yanı sıra başka yatırımlarının olup olmadığını sorması üzerine Meyer-Landrut, Suriye’deki krizin uzadığını ve bununla ilgili tüm diplomatik çabaları desteklediklerini söyledi. Suriye krizinin ancak siyasi çözüm yoluyla çözülebileceğinin altını çizen Meyer-Landrut, şu ifadeleri kullandı:

“Umarım ki siyasi çözüm bulunduğu zaman mülteciler de ülkelerine geri dönecek koşullara sahip olur. Tabii ki bu olduğu takdirde o dönüşün gönüllü olması gerekiyor ve aynı zamanda onurlu ve güvenli koşullarda gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bugün, sağlık ihtiyaçlarına destek verecek bir yerin, hastane inşaatının önünde bulunuyoruz. Sağlığın bizim öncelikli alanlarımızdan birisi olduğunu söylemiştim ama desteklediğimiz tek alan sağlık değil, bizim başka önemli programlarımız da var. Bu çerçevede onlara eğitim ve sosyo-ekonomik destek de sağlıyoruz. Öncelikli olarak tabii okul eğitimi almaları ondan sonra bir meslek öğrenmeleri ve iş piyasasına girip kendi geçim imkanlarını sağlamaları konusunda da desteklerimiz var. Bu uzayan kriz karşısında tabii ki sadece Türkiye’de değil bölge genelinde de mültecilere destek olma ihtiyacı devam ediyor. Bundan dolayı Avrupa Komisyonu sağladığı yardımların daha da genişletilmesi, uzatılması yönünde bir irade beyan etti ve 3 milyar avroluk ek yardımın sağlanmasını ön gördü, bununla ilgili tabii ki resmi kararların alınması gerekiyor ama sonuçta bu, Türkiye’ye önümüzdeki yıllarda bu mültecilerin yükünü taşırken AB’nin destek olma iradesini ortaya koyuyor. Önümüzdeki yıllarda sağlık alanında olduğu gibi eğitim ve sosyo-ekonomik alanda destek de bizim öncelikli destek alanlarımızdan biri olmaya devam edecek.”