ABD’de şirket iflasları 2010’dan bu yana en yüksek seviyede: 2025 ilk çeyrekte 188 başvuru

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

ABD’de şirket iflasları 2025 yılının ilk çeyreğinde alarm veriyor. S&P Global’in raporuna göre, Ocak–Mart döneminde toplam 188 şirket iflas başvurusunda bulundu. Bu rakam, 2010’dan bu yana birinci çeyrek bazında en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti

The Anatolia Post/ S&P Global’in yayımladığı son rapora göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde iflas başvurusunda bulunan şirket sayısı 188’e ulaştı. Bu rakam, 2010’dan bu yana kaydedilen en yüksek birinci çeyrek seviyesi olarak dikkat çekiyor.

İflas eden şirketler arasında perakende, inşaat ve sağlık hizmetleri sektörlerinin öne çıktığı belirtilirken, uzmanlar yükselen faiz oranları, artan maliyetler ve zayıflayan tüketici talebinin bu artışta etkili olduğuna işaret ediyor.

Ekonomistler, iflaslardaki bu yükselişin yalnızca küçük ve orta ölçekli işletmelerle sınırlı kalmadığını, bazı büyük ölçekli firmaların da borç yapılandırma süreçlerine girdiğini vurguluyor.

Uzman değerlendirmelerine göre, 2025’in geri kalanında ekonomik belirsizlik devam ederse, iflas başvurularının artış eğilimini sürdürmesi muhtemel. S&P Global, şirketlerin özellikle nakit akışını yönetme ve borçlarını yeniden yapılandırma konularında zorluklar yaşadığını belirtiyor.

Bu yılın ilk çeyreğinde en fazla iflas 32 ile sanayi sektöründe meydana gelirken, bunu  24 ile tüketici ihtiyari iflaslar takip etti. Bu sektörler, 1. çeyrekteki iflasların yaklaşık %30’unu oluşturdu. 

İlk çeyrekte 1 milyar doların üzerinde yükümlülükle iflas başvurusunda bulunan önemli şirketler arasında,  Forever 21 giyim zincirinin sahibi F21 OpCo LLC, elektrikli araç üreticisi Nikola ve el sanatları perakendecisi Joann yer aldı.

İflas sürecine giren diğer önemli firmalar arasında restoran zinciri Hooters ve genetik test şirketi 23andMe de yer alıyor.

1. İnşaat
   Yüksek faiz oranları, konut talebinde düşüşe yol açtı; pek çok küçük ve orta ölçekli inşaat firması ayakta kalamadı.
2. Sağlık Hizmetleri
   Artan operasyonel maliyetler, personel krizleri ve düşük sigorta geri ödemeleri sağlık sektörünü zora soktu.