Amerika’da gıda ürünlerinde glifosat kaynaklı kanser riski!

ABD’de yetiştirilen tüm mısır ve soya fasulyelerinin neredeyse yarısına glifosat içeren yabani ot öldürücüler püskürtülmesi kanser riskini had safhaya çıkarıyor. Uygulama özellikle Iowa, Illinois ve Indiana bölgelerinde gerçekleştiği için milyonlarca ABD’li riskle karşı karşıya kalıyor

The Anatolia Post / ABD’deki birçok insan, dünyanın en yaygın yabani ot öldürücülerinde kullanılan ve potansiyel olarak kansere neden olan bir kimyasala maruz kalıyor. Veriler, Orta batı, Güney ve Colorado’nun bazı bölgelerindeki insanların en yüksek maruz kalma oranına sahip olduğunu gösteriyor.

Birçok herbisitin aktif maddesi olan glifosat, yaklaşık 50 yıldır tüm mısır ve soya fasülyesi tarlalarındaki yabani otların öldürülmesi için kullanılıyor.

Ancak kimyasalın sağlık üzerindeki etkileri yoğun bir şekilde tartışıldı ve kimyasalın kanserle bağlantılı olduğu iddiaları üzerine davalar açıldı. Çevre Koruma Ajansı, mevcut kullanımlara dayanarak insan sağlığına herhangi bir risk bulunmadığını ve glifosatın kansere neden olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığını ileri sürüyor. En yaygın kullanılan glifosat herbisiti satan ilaç şirketi Bayer, kimyasalın güvenliğinden yana olduğunu söylüyor.

Glifosatın ana kullanımı tarımda. İçerdiği yabani ot öldürücüler, ABD’de tüm ekilen mısır, pamuk ve soya fasulyesinin neredeyse yarısına püskürtülürler. Ayrıca buğday, yulaf, fasulye ve meyvelerde de kullanılır.

2019 USGS tarımsal glifosat kullanım verilerinin bir analizine göre,

ABD eyaletlerinde mil kare başına ortalama yaklaşık 130 pound glifosat (yaklaşık 60 kg) herbisit püskürtüldü.

Lake County, Colorado, mil kare başına yaklaşık 2.000 pound püskürtülen ABD ilçelerinin en yüksek glifosat kullanım oranına sahip.

Ortalamanın üzerinde glifosat kullanımı olan ilçelerde 55 milyondan fazla insan yaşıyor.

En fazla mısır ve soya mahsulünün yetiştirildiği Iowa ve Illinois, ulusal kullanımın yüzde 15’ini oluşturuyor.

Güneybatı ve Kuzeydoğu eyaletleri ise mil kare başına en az glifosatı kullandı.

En yaygın kullanılan ot öldürücü

Gıdalarda glifosatı test eden bir savunucu grubu olan Food Democracy Now’ın kurucusu Dave Murphy, “Glifosat, genetik mühendisliği nedeniyle insanlık tarihinde en yaygın kullanılan kimyasal ot öldürücüdür. Her yerde püskürtülür ve Monsanto, onlarca yıldır, şimdiye kadar yapılmış en güvenli tarım kimyasalı olduğunu iddia etti” dedi.

EPA’nın gıdalardan glifosata maruz kalmaya ilişkin güvenlik sınırları ise Avrupa Birliği’nde izin verilen seviyelerin iki katına denk geliyor.

Glifosatın lenfomaya neden olduğu iddiası

Glifosatın sağlık üzerindeki etkileri hakkındaki tartışmaların çoğu, Hodgkin olmayan lenfoma ile potansiyel bir bağlantı etrafında dönüyor. Eski EPA bilim inceleme kurulu üyeleri tarafından yürütülen bir 2019 analizi , hastalığa “zorlayıcı bir bağlantı” gösterdi. Birkaç hakemli çalışma, glifosat içeren herbisitlerin hormonları bozabileceğini ve bağırsak mikrobiyomunu değiştirebileceğini de öne sürdü.

Bayer’e açılan davalar

2015 yılında, Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, glifosatın muhtemelen insanlar için kanserojen olduğunu söyledi ve Bayer’e 10 milyar dolardan fazlaya mal olan bir dava dalgasını başlattı.

Kaliforniya’da, glifosat, kansere neden olan kimyasallar listesinde yer alıyor. Bu, üreticilerin eyalette satılan ürünlere uyarı etiketleri yazdırmasını gerektiriyor. Ancak Monsanto ve EPA , glifosat ürünlerinde bu tür uyarıları önleyerek gerekliliğe itiraz etti.

Dava sürüyor. NBC News’e verdiği demeçte Bayer, Kaliforniya’nın kararlılığına karşı çıkmaya devam ettiğini çünkü bunun “dünya çapında önde gelen sağlık düzenleyicilerinin glifosat bazlı ürünlerin güvenliğini ve kanserojen olmamasını destekleyen uzun süredir devam eden fikir birliği” ile çeliştiğini söyledi.

ABD’de glifosat kullanımı, Monsanto’nun daha yüksek miktarlarda herbisit püskürtülerek hayatta kalabilen genetiğiyle oynanmış tohumları piyasaya sürdüğü 1996 yılından bu yana daha da hızla arttı.

ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre, bugün mısır, pamuk ve soya fasulyesi mahsullerinin neredeyse yüzde 90’ı, çiftçiler tarafından kullanılan glifosata ve diğer kimyasal işlemlere toleranslı olacak şekilde modifiye ediliyor.

San Diego, California Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından 2017 yılında yapılan bir araştırma, 100 yetişkinden oluşan bir gruptan alınan idrar örneklerindeki glifosat miktarının 1993 ile 2016 yılları arasında arttığını gösterdi. Bir araştırmaya göre, hava ve yağmur örneklerinde de glifosat kalıntıları tespit edildi. Ek olarak, organik savunuculuk gruplarının iki raporu, tahıllar, kurabiyeler, krakerler ve sandviç ekmeği gibi gıda ürünlerinde glifosat bulunduğunu ortaya koydu.

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından Haziran ayında yayınlanan bir ulusal sağlık araştırması, test edilen idrar örneklerinin yüzde 80’inde saptanabilir glifosat seviyeleri gözlemledi.

Bayer, idrarda glifosat izlerinin bulunmasının sağlık riski olduğu anlamına gelmediğini söyledi. Şirket, NBC News’e yaptığı açıklamada, CDC’nin anketinde bulunan en yüksek değerin “ABD Çevre Koruma Ajansı’nın güvenlik eşiğinin %0,14’ünden daha az olan maruziyetlere karşılık geldiğini” söyledi.

Açıklamada, “CDC’nin verileri, insanların glifosata maruz kalmasının bu seviyelerin çok altında olduğunu ve glifosatın etiket talimatlarını takip ederken güvenle kullanılabileceğini doğrular” denildi.

Ancak King’s College London’da on yıldan fazla bir süredir çevresel kirleticilerin sağlık üzerindeki etkilerini araştıran bir toksikolog olan Robin Mesnage, mevcut güvenlik eşiklerinin çok yüksek olup olmadığını sorguluyor.

EPA kanser riski olmadığını savunuyor

EPA, 2020’de glifosatın ” insan sağlığı için hiçbir risk oluşturmadığı ” ve kansere neden olma olasılığının olmadığı sonucuna vardı. Ancak bir federal temyiz mahkemesi, EPA’nın nesli tükenmekte olan türler ve insan sağlığına yönelik riskleri yeterince değerlendirmediğini belirterek Haziran ayında bu kararı reddetti. Mahkeme ayrıca, ajansın Hodgkin dışı lenfoma ile olası bağlantılara ilişkin 2016 değerlendirmesindeki tutarsızlıklara da dikkat çekti. EPA kararını Eylül ayında geri çekti.

EPA sözcüsü Melissa Sullivan bir e-postada, ajansın 2026 yılına kadar glifosatın kanserojen potansiyeli değerlendirmesini tekrar gözden geçirmeyi ve daha iyi açıklamayı ve ayrıca insan sağlığı üzerindeki diğer etkilerini değerlendirip değerlendirmemeyi düşünmeyi planladığını söyledi. Bu inceleme tamamlanana kadar glifosat içeren ürünler satılmaya devam edilecek

Gıdadaki kalıntılar söz konusu olduğunda, EPA, güvenlik eşiklerini aşmadıkları sürece izlerin iyi olduğunu söyledi. Ancak çevresel ve organik savunucular, bu eşiklerin son yirmi yılda arttığına dikkat çekiyor.

Zira EPA, belirli gıdalarda izin verilen glifosat kalıntısı seviyelerini büyük ölçüde artırdı, yağlı tohumlar için izin verilen sınırı iki katına çıkardı ve tatlı patates ve havuç için önceki seviyenin 15 katından fazlasına yükseltti.

Bayer, önümüzdeki yıl Roundup’ın bazı sürümlerinde glifosatı değiştirmeyi planlıyor. Şirket yaptığı açıklamada, hareketin “yalnızca ABD’deki dava riskini yönetmek için ve herhangi bir güvenlik endişesi nedeniyle yapılmadığını” söyledi. Mevcut formül çiftçiler, haşere kontrol şirketleri ve diğer profesyonel hizmetler için geçerli olmaya devam edecek.