Anneannem derdi ki;
Gördüğün, gördüğün gibi olmayabilir kızım…
Hindistanlı bir adam, rüyasında İmamı Azam hazretlerinin yanına gitmesi gerektiğini görür…Bu rüyayı üç kez üst üste görünce adam, İmamı Azam hazretlerini bulmaya gider…
İmamı azamın bulunduğu yere varınca birisine sorar, adam mescidi gösterip hazretin orada olduğunu söyler….
Hindistanlı adam bakar ki, İmamı Azam dedikleri insanın üzerinde çok kaliteli kumaştan yapılmış bir kaftan vardır.
Adam içinden “Ben buraya bir alimi bulmaya geldim, hiç, bir alim böyle şatafatlı kaftan giyer mi” diye geçirir.
Hazret mescitten çıkar, Hindistanlı da peşinden takip eder.
Hazret bir kuruyemiş dükkanının önünde durur, bir çuvala elini daldırıp avucuna aldığı yemişlerin yarısını yer, yarısını da çöpe atar.
Hindistanlı bu sefer de “Bu nasıl alim? Helal haram demeksizin milletin çuvalına elini daldırıp yemişlerden yer ve yarısını da çöpe atar” diye kalbinden geçirir…
Hazret yoluna devam eder…
Hindistanlı da peşinden gider, ama bu kez son kez gideceğini, şayet bir hata daha yaparsa, geri döneceğini söyler kendi kendine…
Karşıdan bir hanım gelir ve Hazret hanımın yanına yaklaşır bir şeyler konuşur. “Al işte bak gördün mü? Bir de kadınla konuşuyor, yok yok ben geri döneceğim” diye kalbinden geçirince, İmamı Azam hazret döner ve seslenir…
“Hindistanlı kardeşim, neden geriye dönersin” diye sorar.
Adam, “ben sizi rüyamda gördüm ve bulmaya geldim. Ama gördüm ki, sırmalı kaftanlar içinde, başkalarının çuvallarına sorgusuz elini daldırdın ve bir hanımla muhabbet ettin, ben de bunların üzerine geri dönmeye karar verdim” diye cevaplar…
Hazret adamın gördüklerinin aslını izah eder…
Ben çok varlıklı biriyim, giyimim varlığıma göre olmalı bundan dolayı iyi kumaşlardan kaftan giyerim.
Çuvala elimi daldırdığım kuruyemişçi de benim, çuvaldaki yemişlerin tazeliğini kontrol etmek için yedim.
O yolda konuştuğum hanım da benim eşimdi, akşam eve Hindistan’dan bir misafirimiz gelecek hazırlık yapmasını söyledim” der…
“Duyduklarının hiç birine inanma, gördüklerin için de gözlerini iki kez ovala”…
Hiçbir şey dışarıdan görüldüğü gibi olmayabilir kızım, bu yüzden gördüğün üzerine hüküm verme…
Gördüklerine inanıp da, sakın ha sakın dillendirme…
İnsanı, dili götürür azaba…
Boş ve fazla konuşmaktan kendini koru, günahta ısrar etme, günü tövbeyle bitir, münakaşa ve husumet doğuracak olaylardan kaçın kızım…★
Yıldız Seçen
İmsak Vakti 05:10
News
Köşe Yazıları
Köşe Yazıları
TÜRKİYE
