Bu trenin lokomotifinde kim var? Raylar da makinist de değişmeli artık! - The Anatolia Post - Dünya'dan Güncel Haberler

Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort

Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort

bahis siteleri casino siteleri
xslot giriş trbet giriş tarafbet giriş orisbet giriş betturkey giriş betpublic giriş bahiscom giriş betebet giriş betlike giriş mariobet giriş betist giriş 1xbet giriş trendbet giriş istanbulbahis giriş zbahis giriş royalbet giriş betwild giriş alobet giriş aspercasino giriş trwin giriş betonred giriş bizbet giriş

20 Eylül 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

ataşehir escort
a İmsak Vakti 05:08
İstanbul 23°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Bu trenin lokomotifinde kim var? Raylar da makinist de değişmeli artık!

7 Ekim'den beri devam eden ve şiddetini her geçen gün arttıran İsrail-Filistin Savaşında İsrail destekçisi olan markaların dünya genelinde boykot edildiği kritik bir dönemde yapıldı bu önemli zirve.

2030 Dünya Expo Zirvesinin Suudi Arabistan’da yapılmasına dair kararın alınmasından hemen önce İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı himayesinde İslam İşbirliği Teşkilatı 9. Helal Expo Zirvesi gerçekleştirildi.

Gıda sektöründen temizliğe, sağlık sektöründen turizme, bilişim teknolojisinden kozmetiğe kadar birçok farklı alanda faaliyet gösteren yüzlerce şirket ve markanın yer aldığı bu önemli zirveye ben de davetli düzeyinde katılım sağladım. 50’ye yakın ülkeden 500’den fazla firmanın katıldığı bu önemli zirveye iş dünyasının tanınmış isimlerinin yanı sıra farklı ülkelerden birçok yazar, akademisyen ve diplomat katıldı. Ne var ki bu zirveyi öncekilerden ayıran ve çok daha önemli kılan bir şey vardı ortada. Zira 7 Ekim’den beri devam eden ve şiddetini her geçen gün arttıran İsrail-Filistin Savaşında İsrail destekçisi olan markaların dünya genelinde boykot edildiği kritik bir dönemde yapıldı bu önemli zirve. Müslüman dünyasında büyük bir infial yaratan ve büyük bir öfkeye neden olan İsrail’in Gazze’ye uyguladığı kıyıma karşı farkındalık oluşturma adına küresel düzeyde boykot eylemleri yapılıyor dünyada. Bu açıdan bakıldığında İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 9. Helal Zirvesi daha bir önem taşıyor Müslüman camiasında.

4 gün süren fuar boyunca tüm bu gelişmelerden hareketle Helal Zirvesi’nin nabzını tutma adına farklı ülkelerden birçok yetkin ve etkin isimle konuşma fırsatı buldum. Helal Zirvesi’nin küresel çapta etkilerini anlamak ve gerek siyasi gerekse ticari ilişkiler açısından İslam dünyası için nasıl bir önem arz ettiğini sorgulamak adına çeşitli sorulara cevaplar aradım konunun muhataplarından.

Bu çerçevede, Barcelona Helal Hizmetleri Direktörü Javier Albarracin Corredor, Avrupa’da şu an 44 milyon Müslüman’ın olduğunu, bunun nüfusun yüzde 7’sine tekabül ettiğini Avrupa’da Müslüman nüfusunun 2030’da 58 milyona ulaşması ve bunun nüfusun yüzde 8’ine tekabül etmesinin beklendiğini belirterek Avrupa’daki helal pazarın giderek büyüyeceğini ifade ediyor.

Öte yandan İngiltere’nin ilk kadın ve aynı zamanda en genç Müslüman Konseyi Genel Sekreteri olan Zara Mohammed, helal kavramının Avrupa’da yaşayan Müslümanlar için de çok önemli olduğunu bu yüzden hem Müslümanların birlikteliği için hem de Avrupa toplumlarının Müslümanları çok daha iyi tanıyabilmesi adına bu tür organizasyonların Avrupa’da da yaygınlaştırılarak yapılması gerektiğini söyledi. Bunun yanında İngiltere’nin en büyük Müslüman derneği olduklarını dile getiren Zara Mohammed, 25 yıldır faaliyet gösteren bir dernek olarak Avrupa’da üç temel amaçla hareket ettiklerini, bunların sırasıyla; İslamofobi ile mücadele, Müslümanlar arasında doğru bir iletişimin oluşması ve vizyon sahibi bir Müslüman gençliğinin yetişmesi olduğunu ifade ediyor ve ekliyor; özellikle son yıllarda birçok Müslüman kökenli iş insanının, bilim insanının ve politikacının Avrupa’da adından sıklıkla söz ettirdiğinin bunun çok sevindirici ve umut verici olduğunun altını çiziyor ve yakın zamanda İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri olarak İskoçya’nın ilk Müslüman Başbakanı seçilen Pakistan asıllı Hamza Harun Yusuf’u hatırlatıyor.

Gazze’de yaşanan insanlık dramına karşı Avrupa’da özellikle de İngiltere’de Filistin yanlısı çok sayıda büyük gösterinin yapıldığını, bu açıdan bakıldığında Avrupa’da İslamofobi’nin azalıp azalmadığına yönelik sorumuza çok çarpıcı bir yanıt veriyor Zara Mohammed;

“Ne yazık ki durum hiç de sanıldığı gibi değil” diye yanıt veriyor ve ekliyor;

Gazze saldırılarından sonra tam tersine İslamofobi daha da arttı. Özellikle camilere saldırılar giderek sıklaştı. Maalesef tüm bunlara karşın hükümetler anlamsız bir şekilde sessiz kalıyor. Tabi bu durum Müslümanlar arasındaki kenetlenmeyi de beraberinde getirdi. Sonuç olarak tüm bu yaşananlar bize şunu gösterdi; evet, Müslümanlar olarak yapabileceklerimizin en iyisini yapmalıyız ve herkese bunu göstermeliyiz. Biz sevginin ve barışın dinine inanıyoruz. İslam bize tüm insanlığa hizmet etmeyi öğütlüyor. Gerçekten de çok fazla acı var önümüzde ne yazık ki çok büyük acılara şahitlik ediyoruz, inanılmaz adaletsizlikler görüyoruz ve durumdan insanlık olarak hepimiz çok olumsuz etkileniyoruz. Rabbimizin huzurunda hesap vereceğimiz çok büyük sorumluluklarımız var. “Her şerde vardır bir hayır” diyerek bu sorumluluğun bilincinde hareket ederek gelecek için çok daha fazla çalışmalıyız ve büyük bir inançla insanlığın iyiliği için durmadan hizmet etmeliyiz tıpkı Peygamber efendimiz gibi.

Malezya GISB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuan Hj Nasiruddin Mohd Ali ise;

“Müslüman toplumların halini gürültülü bir trene benzetiyor ve ekliyor; biz Müslüman toplumlar an itibariyle birbirine bir çeki demiriyle bağlı olan ve birbirinin ardı sıra giden gürültülü tren vagonları gibiyiz. Ne var ki bizi sürükleyen trenin lokomotifini biz kullanmıyoruz. Lokomotifi kullanan bizden olmadığı gibi üzerinde gittiğimiz ray da bizim gitmemiz gereken yolda değil. Müslümanlar olarak kendi raylarımızı kendimiz yeniden döşemeliyiz ve kendi raylarımızdan ayrılmadan olmamız gereken hak yoldan ilerlemeliyiz. Yalnız tüm bunları yapabilmemiz için öncelikle bizi sürükleyen lokomotifin başına biz geçmeliyiz. Aksi takdirde adı İsrail olan adı Amerika yahut başka bir şey olan makinistlerin keyfine göre oradan oraya sürüklenmeye devam ederiz. Bu yönüyle Helal Expo’yu bu amaca hizmet etme yolunda çok değerli buluyor ve önemsiyorum.” diyerek Müslüman ülkelerinin gerek siyasi gerek ticari gerekse askeri olarak kendi içinde sağlam bir birlikteliğe ihtiyaç duyduğunu güçlü ve istikrarlı bir birliktelik kurmalarının hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Bu yıl ki Helal Zirvesinin en dikkat çekici yönlerinden biri de İran’dan Molla düzeyinde bir yetkilinin konuşmacı olarak ilk kez bu fuara katılması oldu.

Konuyla alakalı sohbet ettiğim, isminin açıklanmasını istemeyen İranlı bir yetkili, İran’ın tüm İslam ülkeleri arasında çok özel bir yere sahip olduğunu zira adında bile İslam ibaresi olan tek ülkenin İran olduğunu ve bundan da büyük onur duyduğunu dile getirdi. Öte taraftan ülkesinin uzun yıllardır büyük bir ekonomik ambargoya maruz kaldığını ama tüm bu olumsuzluklara rağmen nasıl dimdik ayakta durmayı başardıklarını sıralıyor heyecanla ve davam ediyor anlatmaya;

Ekonomik ambargo önceleri üzerimizde çok büyük bir baskı oluşturuyordu ne var ki bu ağır baskı bizim nezdimizde zamanla bir başarı hikâyesine dönüştü. Şöyle ki ambargoya karşı öz sermaye ve öz üretim stratejisini benimsedik. Böylelikle kendi milli ve yerli ürünlerimizi ürettik. Tüm bunların sonucunda dışa bağımlılığı birçok noktada aştık ve ambargonun etkilerini de büyük çoğunlukla kırmayı başardık. Bizim yerimizde hangi ülke olsaydı bu ambargo yükünün altında kalırdı ama biz bunu büyük bir özveriyle kırdık ve daha da güçlenmiş olarak bu süreçten çıktık. Müslümanlar olarak ticari ve ekonomik işbirliğimizi daha da arttırmalıyız diye düşünüyoruz. Bu çerçevede değerlendirdiğimizde İran olarak bizler Helal Expo’ya çok büyük önem veriyoruz. Bu fuarın en büyük standının İran’a ait olması buraya verilen değerin en büyük ispatı bence diyor ve ekliyor; Helal Expo benzeri bir organizasyonu önümüzdeki yıl Tahran’da yapmayı planlıyoruz. Gelecek yıl Tahran’da buluşmak üzere deyip sonrasında beni Tahran’a davet ediyor.

Fuarın belki de en çarpıcı ve can alıcı oturumu Türkiye-Yemen İş Forumu’ydu. Zira birçok Müslüman ülkenin siyasi olarak ayrıştığı ve birbiriyle karşı karşıya geldiği bu yönüyle koca bir kördüğüme dönüşmüş olan Yemen’in konuşulduğu bir oturumdu. Büyük bir savaşın yaşandığı ve iç karışıklıkların halen devam ettiği Yemen’de yaşanan son durumu ve tüm bunların gölgesinde gerçekleşen Türkiye – Yemen İş Forumunu bölgeyi çok iyi bilen iki önemli isimle DEİK Ortadoğu ve Körfez İş Konseyleri Direktörü İzzet DÜNDAR ve Türkiye’nin Yemen Büyükelçisi Mustafa PULAT ile konuştuk.

Sorularımızı yanıtlamadan önce Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi adına DEİK’in yaptığı çalışmaları ve üstlendiği misyonu şöyle özetliyor İzzet DÜNDAR;

 Bizim hem Türkiye’de hem de yurtdışında iş çevrelerince çok beğenilen bir mottomuz var;  “ticari diplomasi”. DEİK 152 İş Konseyi ile gerçekleştirdiği iş forumları, yuvarlak masa toplantıları, B2B toplantıları gibi uluslararası niteliğe sahip etkinliklerle Türk firmalarını yurt içinde ve yurtdışında ihtiyaç duydukları çevrelerle bir araya getiriyor, ülkelerle ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlıyor ve aynı çerçevede faaliyetlerimizi Ortadoğu ve Körfez yapılanmamızda bulunan 13 ülke iş konseyi ile yoğun olarak sürdürüyoruz. Tabii bu bölge kardeş hatta akraba bir coğrafya ve bölge ile her geçen sene ağırlığı artan bir dış ticaretimiz var, bu sebeple bizler için farklı konumu var. Bu bilinçle ticari ilişkilerimizi daha da derinlikli hale getirmek için başta bölgedeki karşı kanat kuruluşlar olmak üzere tüm paydaşlarımızla yakın işbirliği içerisinde sürekli çalışıyoruz, hemen her gün bölge ile ilgili bir etkinliğimiz var. Başkanımız Nail OLPAK’ın DEİK için kullandığı güzel bir tabiri var; “DEİK iş dünyamızın kuzey yıldızı” der, biz de bölgede iş yapan firmalarımıza bu şekilde yönlerini bulmalarına, hedeflerine etkin bir şekilde varmalarına yardımcı olmaya devam edeceğiz.

Bu yılki Helal Expo Zirvesi, ne yazık ki İsrail-Filistin savaşının yaşandığı ve bu savaşa karşı dünya genelinde protesto gösterilerinin yoğun şekilde yapıldığı bir döneme denk geldi. Özellikle Müslüman toplumları, İsrail’e destek veren ülkelerin mallarını boykot ettiği bir dönemde yapılan ve birçok İslam ülkesini bir araya getiren Helal Expo ne ifade ediyor ve bölge ülkeleri için sizce nasıl bir misyon üstleniyor? Sorusunu şöyle yanıtlıyor İzzet DÜNDAR;

7 Ekim ve sonrasında yaşananlar bana göre dünya tarih akışında bir kırılıma sebep oldu, dünya halklarında siyasi otoritelerden bağımsız bir aydınlanma sürecinin başladığına dair emareler görüyoruz. Toplumlar düne kadar duyduklarını, gördüklerini sorgulamaya başladılar ve bunun bir adım sonrası ne yediklerini, ne içtiklerini, ne giydiklerini sorgulamalarıdır ki işte burada “helal” kavramı önümüze geliyor. Helal sektöründe zaten hâlihazırda yıllara sâri yukarı yönlü bir gelişme mevcuttu ve son dönem yaşananlarla birlikte bu ivmenin artacağına inanıyorum. Tabi şunu da vurgulamakta fayda var; dış etkenler, katalizörler elbette önemli ama asıl olan bizlerin ne yaptığıdır. Boykot, toplumsal düzeyde gelişen, yerine göre etkili ve son dönemde olduğu gibi “yürek soğutan” ama nihayetinde reaksiyonel bir eylem ve globalleşme, uluslararası girift sermaye yapısı vs gibi etkenlerle sürdürülebilir olmayabiliyor. Burada uzun vadeli ve yapıcı bir vizyonla; boykot edilen üründen daha kaliteli, daha popüler ve daha ulaşılabilir rekabetçi ürünler ortaya konabiliyor mu buna odaklanılması ve helal ekosisteminde paydaş sayısının hızla artırılması lazım. İşte bu noktada İslam coğrafyasındaki girişimci, üretici ve yöneticilere çok büyük görev düşüyor. Helal Expo da bu çabaların sergilenip tartışıldığı bir platform olarak şu an eskisinden çok daha önemli ve değerli hale geldi.

Aynı soruyu yönelttiğim Yemen Büyükelçisi Sayın Mustafa PULAT ise şu değerlendirmede bulundu;

Helal Expo Zirvesi’nin İslam ülkeleri arasındaki ticari faaliyetlerin zenginleştirilmesi ve Müslüman ülkeler arasında ticari dayanışma bilincinin güçlendirilmesi için önemli rol oynadığını düşünüyorum. Tarihi, insani, kültürel ve dini bağları olan Müslüman ülkeler ticari işbirliğinde de kayda değer potansiyele sahipler. Dünyada ekonomi ve ticaret dengelerinin değiştiği ve dönüştüğü günümüz şartlarında Helal Expo Zirvesi’nin önemi artıyor.

Savaş yorgunu bir ülke olan Yemen an itibariyle yeni bir savaşın eşiğinde duruyor ve tüm bu olumsuzlukların gölgesinde Helal Zirvesi bünyesinde Türk- Yemen İş Forumu gerçekleştirildi. Bu forumun katılımcılarından biri olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sorusuna ise Sayın Büyükelçi şu yorumu getiriyor.;

Yemen, 8 yıldan beri ağır bir iç savaş içindedir. Yemen halkı temel ve acil gıda, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdadır. Bu bakımdan BM ve dış dünyanın yardımlarına muhtaçtır. Yemen devleti ağır yaralı olup, Yemen’in enerji, ulaştırma, sağlık, sanayi ve eğitim altyapısı ise harap haldedir. Hutilerin, Orta Doğu’daki en zorlu çatışmalardan biri olan İsrail-Filistin uyuşmazlığına Yemen iç savaşını ve siyasi nedenleri düşünerek müdahil olmaları bu ağır şartları kolaylaştırmamaktadır.

DEİK Türkiye Yemen İş Konseyi toplantımıza katılan Türk ve Yemenli dostlarımızla savaş koşullarına rağmen ülkelerimiz arasında artan ticari işbirliğine nasıl daha farklı boyutlar kazandırabileceğimizi konuştuk. Türkiye olarak Yemen’i hiçbir koşulda yalnız bırakmadık. Hâlen Yemen’e en fazla ihracat yapan ülkeler arasında dördüncü sıradayız. Yemen’den ithalatımızı çeşitlendirmeye çalışıyoruz. Türkiye’deki Yemenli girişimcilerin de katkılarıyla bağlarımızı her açıdan güçlendiriyoruz.

DEİK Ortadoğu ve Körfez İş Konseyleri Direktörü İzzet DÜNDAR özellikle Filistin’de yaşanan durumu hatırlatarak aynı soruya yanıt veriyor;

Biz DEİK olarak her sene iş forumları ile Helal Expo’ya katkı vermeye, renklendirmeye gayret ediyoruz. Geçen sene Yemen ile birlikte Türkiye-Filistin İş Forumu gerçekleştirmiştik, maalesef bu sene İsrail saldırıları sebebiyle Filistin İş Forumu mümkün olmadı ama Türkiye-Yemen İş Forumunu yapabildik. Türkiye Cumhuriyeti Sanaa Büyükelçisi Sayın Mustafa PULAT’ın da katıldığı verimli bir iş forumu oldu. Söylediğiniz gibi Yemen maalesef iç savaş ve onun getirdiği istikrarsızlığın gölgesinde bir ülke ama aynı zamanda çok özel bağlarımızın olduğu, türkülerimize, deyişlerimize konu olmuş bir ülke. Aynı Çanakkale Savaşı gibi Anadolu’da köklerinde Yemen ile ilgili bir hikâyesi olmayan bir aile neredeyse yok, Türkiye’nin de aynı şekilde Yemen’de bir karşılığı olduğunu görüyoruz. Çok zor şartlara rağmen 2022 yılında dış ticaret hacminde Yemen ile 1 milyar $’ı yakaladık ama elbette bu rakamı yeterli görmüyoruz, daha da geliştirmek için faaliyetlerimizi artırmanın gayretindeyiz. Yemenliler ticarete yatkın bir millet ve Türkiye’de DEİK olarak hep irtibatta olduğumuz çok güçlü bir diasporası var. Yemen’de istikrar henüz sağlanabilmiş değil ancak kalıcı barışın bu sene geçen sene olduğundan daha yakın olduğunu ümit ediyoruz zira mevcut durumun bölgede kimseye faydası yok. Kalıcı barışın sağlanmasıyla Türk firmaları Yemen’in yeniden imarı ve kalkınmasında öncü rol oynayacaklardır.

An itibariyle İsrail-Filistin savaşında taraf olan ve resmi olarak İsrail’e savaş ilan ettiğini açıklayan bir Yemen var. Bölgede görev yapan bir diplomat olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz. Savaşın gölgesindeki Yemen için Helal Forumunun önemi nedir? Sizce bu zirve, Yemen ve bölge ülkeleri için ne ifade ediyor? Sorusuna karşılık Sayın Büyükelçi PULAT, anında bir düzeltme yaparak soruya cevap veriyor;

 Sorunuza dair bir hususu açıklığa kavuşturarak başlayayım. Yemen İsrail’e savaş ilan etmedi. Yemen topraklarının ve nüfusunun önemli bir bölümü 2014’te başkent Sana’yı darbe ile ele geçiren Huti milislerinin denetimindedir. Diğer yandan, Huti milisleri Yemen’in bütününü temsil etmiyorlar. Yemen’in, BM ve diğer uluslararası aktörler nezdinde tanınan tek hükümeti Yemen Meşru Hükümeti’dir (YMH). YMH ise İsrail’e savaş ilan etmedi.

Yemenliler doğuştan girişimci ve tüccarlık vasıfları yüksek bir millettir. Ticaretle uğraşmayan Yemenliye kolay rastlayamazsınız. Helal Expo Zirvesi’nde de Yemenli girişimciler, yatırımcılar ve tüccarlar için önemli fırsatlar doğdu. DEİK Türkiye-Yemen İş Konseyi toplantımızda da iki ülke ticari ilişkilerini geliştirmeyi etraflıca değerlendirdik.

Siyasi, ticari ve askeri olarak birbirine rakip olan bazı ülkeler, bu zirvede bir aradalar.

Bu yönüyle bakıldığında Helal Zirve’nin ikili ilişkiler üzerinde ne gibi bir etkisi olabilir. Türkiye’nin burada yüklendiği misyonu nasıl açıklayabiliriz? Sorusuna cevaben sayın İzzet DÜNDAR, şöyle bir yorum getiriyor;

Zirvesiyle, exposu ile çalıştayları ile helal mevzu İslam coğrafyası için çok önemli bir platform, çok önemli bir fırsat. Doğu toplumları olarak maalesef bizlerin birlikte iş yapma kültürümüzde eksiklikler var. Eğer burada bir birliktelik ortaya konarak bunu aşıp, mesela “helal sertifikalarının İslam ülkelerince ortak olarak tanınması” gibi bir başarı hikâyesi ortaya konulabilirse bu İslam ülkeleri arasında başka alanlar için de bir örnek, bir umut ve bir ilham kaynağı olabilecek ve neticede uhuvvete hizmet edecektir. Bugünkü Avrupa Birliği’nin kökü, nüvesi Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’dur. Kömür ve çelikten ekonomi topluluğuna, oradan siyasi bir birliğe evrilmiştir. Avrupa kömürden bir siyasi birlik çıkarabildiyse İslam ülkeleri de helalden neden çıkaramasın? Türkiye bu alanda Sayın Cumhurbaşkanımızın da vizyonuyla çok çevik konumlandı; 2010’da Helal Akreditasyon Kurumu’nun (HAK) kurulması çok büyük bir hamledir. HAK’ın yaptığı öncü çalışmalar ile ülkemiz İSEDAK ve bünyesindeki standartlar organizasyonu olan SMIIC’teki en etkin ülkelerden biri haline geldi. Helal meselesi, içinde yukarıda bahsettiğim çok büyük fırsatlar barındıran çok engin bir alan binaenaleyh alınacak çok yol var. Helal denilince akla ilk olarak “helal gıda” geliyor ancak önümüzdeki dönemde gıdanın yanında, giyim, turizm, fikri eserler, yeni medya ve blok zincir başta olmak üzere dijital evrenin de helal kapsamında tartışılıp değerlendirildiğini göreceğiz. Helal kavramının altında ilahiyatın haricinde; mühendislik, kalite, kimya, üretim teknolojisi, finans ve eğitim gibi disiplinlerin olduğunun farkına vardıkça ve topyekûn tüm disiplinlerde gelişme kaydettikçe çok daha ileri aşamalara ulaşacağımıza inanıyorum.

Bu bağlamda Sanaa Büyükelçisi M.PULAT ise şu değerlendirmede bulunuyor;

Ticaret ve ticaret diplomasisi, uluslararasında karşılıklı bağımlılığın korunması ve güçlendirilmesinde, barış ile istikrarın muhafazasında ve uyuşmazlıkların çözümünde her zaman etkili rol oynamıştır. Avrupa Birliği projesi de bu kapsamda şekillenmiştir. Karşılıklı bağımlılığın artması ülkeler arasında mevcut ve olası anlaşmazlıkların yatıştırılmasına ve barış ile çözülmesine imkân sağlıyor. Helal Expo Zirvesi’nde bir araya gelen paydaşlar, farklı fikirlerde ve amaçlarda olsalar dahi kârlı ticaret zemininde diyalog kuruyorlar. Bunu önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Türkiye, arabuluculuk ve barışın inşasında dünyaya örnek olan etkin ülkelerden biridir. Helal Expo Zirvesi’nin Cumhurbaşkanlığımız himayelerinde düzenlenmesi de ticari diplomasiye, İslam ülkeleri arasındaki ticari işbirliğine ve bunun geliştirilmesine verdiğimiz önemi gösteriyor.

Ortadoğu’nun bugününe baktığınızda bölgenin yarınını nasıl görüyorsunuz diye sorduğumuzda DEİK Ortadoğu ve Körfez İş Konseyleri Direktörü İzzet DÜNDAR bu karanlık tünelden aydınlığa çıkılacak bir yolun olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor;

Ortadoğu Dünyanın en özel yeri: Medeniyetin beşiği, kutsal, zengin, güzel ve stratejik. Bu sıfatların hepsini haiz Dünya’da başka bir yer yok ve bu yüzden bu coğrafyada az ya da çok, güç mücadeleleri ve çatışma hep var olacak. Ancak ben ümit varım; önümüzde çatışma ve anlaşmazlıkların daha az yaşanacağı bir dönemin olduğuna inanıyorum. Bölgedeki çatışmaların bir tek bölgedeki ülke ve halklarına faydası yok ve bunu engellemenin tek yolu bölge ülkeleri olarak güçlü ve gelişmiş ekonomilere sahip olmak. İşte bu noktada DEİK olarak yaptığımız faaliyet ve etkinlikler çok daha değerli hale geliyor zira ülkemizle bölge ülkeleri arasında yapılan her bir yatırım ve dış ticaret faaliyeti hem milli ekonomimize hem de bölgenin ekonomisi ve gelişmişliğine katkı sağlıyor ki bunu istatistiklerde de görmek mümkün. Bizim geleneksel olarak temel ihracat pazarımız aramızdaki gümrük birliği ilişkisi sebebiyle Avrupa ülkeleridir. 2002 yılında ihracatımızın yüzde 50’ye yakınını Avrupa’ya yaparken 2022 yılı sonunda Avrupa’nın payı yüzde 40 seviyesine gerilemiş, Ortadoğu ve Körfez Bölgesinin ağırlıklı olduğu MENA bölgesinin payı aynı sürede yüzde 15’ten yüzde 25’e yakın seviyelere gelmiştir. Türkiye’nin öncülük ettiği kazan-kazan anlayışı ve samimi birliktelik yaklaşımı bölgede ağırlık kazandıkça bölgedeki istikrar biraz daha tahkim olunacaktır, ben gidişatın bu yönde olduğuna inanıyorum.

İslam kültür ve medeniyetinin dünyaya daha iyi tanıtılması ve anlatılması adına bölge turizminin daha da geliştirilmesi gerekiyor. 

Fuarın en renkli stantlarından biri de hiç kuşkusuz Özbekistan standıydı. Zira Özbekistan’ın Hiva Şehri, 2024 yılı için İslam Dünyasının Turizm Başkenti ilan edildi. Bu amaçla İstanbul’da düzenlenen Dünya Helal Zirvesi’nde Harezm özelinden Özbekistan’ın turizm potansiyelini öne çıkardıklarını dile getiren Hiva Belediye Başkanı Sayın Temur Davletovin, bu yönüyle Helal Expo’nun kendileri için çok önemli bir etkinlik olduğunu söyledi. Çünkü İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler başta olmak üzere birçok ülkeden iş insanının ve sektör temsilcilerinin burada bir araya geldiğini bunun da kendileri için iyi bir tanıtım fırsatı doğurduğunu belirterek Helal pazarının değerinin 1 trilyon doların üzerinde olduğunu ve bu fuarın pazara girmelerine yardımcı olduğunu söylüyor ve ekliyor;

Fuarın bundan sonraki edisyonlarında da yer almak ve bu büyük pazarda Özbekistan’ı en iyi şekilde tanıtmak istediklerini belirten Temur Davletovin, fuar boyunca stantlarını toplamda 23 bin kişinin ziyaret ettiğini, burada kurdukları temasların ve ortaklıkların çoğunun, turizm akışı ve yatırımlar açısından özellikle Harezm’e olan ilgiyi arttıracağını söyledi.

Çeşitli sebeplerden ötürü küresel çapta büyük bir ekonomik ve insani kriz yaşandığı  bugünlerde  kutuplaşmaların ve ülkeler arası savaşların getirdiği büyük bir yıkım ve ayrışmanın olduğu dünyada. Turizm sektörünü canlı tutabilmek ne kadar mümkün olduğunu kendisine sorduğumuzda Albayrak Grubu Hotel İşletmeleri Genel Müdürü Mehmet Ali Avados:

Dünyada son yıllarda yaşanan savaşlar ve diğer etkenler tabi ki turizmi ciddi anlamda etkiledi, sürekli canlı tutmak için turizmciler çok çaba sarf ettiler, turizmi canlı tutmak adına sürekli istişareler yapıldı. Şu anda bulunduğumuz helal Expo gibi organizasyonlara katılarak, yazılı ve görsel medyada paylaşarak, dinamik durmaya çalışıldı. Evet, küresel ekonomik ve insani krizler ile kutuplaşmalar arasındaki gerginlik, turizm sektörünü olumsuz etkiledi. Ancak, sektörün adaptasyon yeteneği ve inovasyona açıklığı, bu zorlu süreçleri atlatmasına yardımcı oldu. Yerel turizmin ve sürdürülebilir seyahat alternatiflerinin vurgulanması, sektörün dayanıklılığını artırabilir. Ayrıca, dijital platformlardaki gelişmelerle birlikte sanal turlar ve uzaktan çalışma imkânları gibi yeni turistik deneyimler ortaya çıkabilir, bu da sektöre canlılık katabilir. Ancak, global düzeydeki sorunlar seyahat kısıtlamalarına neden olabilir, bu da turizmin iyileşme sürecini etkileyebilir. Öte yandan dünyada yaşanan bu krizleri aşmak ve küresel barışı sağlamak adına turizmin etkin bir rol oynayabileceğini söylüyor ve ekliyor:

Turizm farklı ülkelerden farklı inanç ve kültüre sahip insanların aynı anda bulunduğu belki de tek sektör. o yüzden turizmin ve buna ev sahipliği yapan tüm paydaşların rolü çok önemlidir. Şöyle düşünün turizm tesisinde aynı anda farklı inanca sahip, hatta düşman ülke milletlerini bile aynı ortamda buluşturabilecek bu kadar global çapta başka bir organizasyon yoktur. Burada en önemli rolün din, dil, ırk ayrımı yapmadan hiç kimseyi ayrıştırmadan tüm insanları kucaklamak ve özellikle bizler gibi helal konseptte hizmet veren tesislerin Müslümanlığın ayrıştırıcı değil birleştirici olduğunu gelen misafirlere hissettirmektir. Turizm, küresel barışa katkıda bulunabilir çünkü seyahatler, farklı kültürleri tanımak ve anlamak için bir fırsat sunar. Turizm, insanlar arasında diyalog, anlayış ve karşılıklı saygıyı teşvik edebilir. Ayrıca, turizm sektörü ekonomik kalkınma ve iş yaratma potansiyeline sahip olduğu için, istikrarlı bir turizm ortamı, birçok ülkenin sosyo-ekonomik durumunu iyileştirebilir ve böylece barışa katkıda bulunabilir. Ancak, turizmin sürdürülebilir ve kültürel açıdan duyarlı bir şekilde yönetilmesi önemlidir, aksi takdirde olumsuz etkileri de olabilir.

İslam dünyası adına önemli bir adımı temsil ettiği için Helal Zirvesini birçok farklı açıdan yansıtmaya çalıştım. Kan ve gözyaşının hiç eksik olmadığı ve her gün sayısız feryadın yankılandığı coğrafyamızın bir an evvel bu karanlık tünelden çıkmasını diliyor. Barış ve huzur dolu yarınları tüm kalbimle selamlıyorum.

İbrahim ALTUN

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ligimizin değeri!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.