Dua edip, af dilemek mi?

Yazmayayım yazmayayım diyorum ama yine de dayanamadım, yazmaya karar verdim…

Konu; miskinliğimizi örtme çabasına alet ettiğimiz, kendimizi rahatlattığımız dualar.

Cadde de yürüyoruz, bir yoksul el açıp yardım istiyor.

Cevabımız: Allah versin. 

Halbuki Allah bize; siz verin diyor.

Biz de Allah’a havale ediyoruz.

Zalimlerin zulmünü görüyoruz, işitiyoruz, hatta şahit oluyoruz.

İnsani olarak üzülüyoruz elbette.

Cevabımız:

Allah’ım mazlumları zalimlerin elinden kurtar, oluyor.

Halbuki Allah Teala bize yeryüzünde adaleti sağlayın, zulme mani olun, zulme razı olmayın, buyuruyor.

Biz, işi yine O’na havale ediyoruz.

*   *   *

Son zamanlarda, en duyarlı olmamız gereken zamanda (Ramazan ayında), en duyarlı olmamız gereken yere, Mescidi Aksa’ya saldırı yapılıyor, çocuklar caminin içinde şehit ediliyor.

Bu haberleri görünce içimiz sızlıyor, doğal olarak kızıyor, hiddetleniyoruz. TV başında ağzımıza geleni söylüyoruz.

Peki sonra ne mi yapıyoruz.

Oturduğumuz lüks sitenin cami minaresinden şehitlere sala veriyor, duamızı ediyoruz. Sonra  vazifesini yapmanın! huzuru ile konforlu evlerimize geri dönüyoruz.

Sonuç mu ?

Ne sözlü dua etmekle mazlumlar iyi oluyor, ne de beddua etmekle zalimler kahroluyor.

*   *   *

Halbuki dua; her türlü eylem yapıldıktan sonra yapılırsa, dua olur.

Bunu günde beş vakit kıldığımız namazdan anlamalı değil miyiz?

Yani önce namaz hazırlığı yapılır.  Sonra namaz kıyam, rüku ve secdeden oluşan hareketler ile yani bedenen ifa edilir.

Ve artık fiili olarak yapılması gerekenler yapılıp tamamlandıktan sonra eller açılıp dua edilir.

Bu durum, hayatın her safhasında böyle olsun diye Rabbin bir öğretisi değil midir?

Filistin’deki mazlumlara dilimle dua etmeden önce bari parmaklarımı oynatayım, kalemimle bu kıyama destek olayım dedim.  

Yeterli mi? Elbette hayır!

Ne edeyim, ne diyeyim bilemedim.

Filistinli bir çocuğun zulme direnişini görünce utandım.

Milyar adet Müslüman için yerin altı, yerin üstünden daha hayırlıdır, diye düşündüm. Ajanslara düşen bu fotoğraf aslında öldüğümüzün resmidir.

Ölmeden ölmüşüz de haberimiz yok.

Dua edip Allah’a, af dilemek mi?

Af dileneceksek önce mazlumlardan, sonra Allah’tan af dilemeliyiz. 

H. İbrahim ÇORAKLI