Evergrande’nin hisseleri Hong Kong borsasında işleme kapatıldı

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Borç krizindeki Çinli gayrimenkul şirketi Evergrande Group ve iki iştirakinin hisseleri, şirketin talebi üzerine Hong Kong borsası tarafından işleme kapatıldı

Evergrande Group tarafından Hong Kong borsasına yapılan açıklamada, hisselerin işleme kapatılması istendi.

Çin’in en büyük gayrimenkul şirketlerinden biri olan Evergrande Group ve iki yan kuruluşu Evergrande Property Services Group ve China Evergrande New Energy Vehicle Group’un Hong Kong Borsasındaki işlemleri bugün askıya alındı.

Toplam varlıkları 2,38 trilyon yuan (yaklaşık 370 milyar dolar) olan grubun, Çin’in Gayrisafi Yurt içi Hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 2’sine ulaşan, 1,97 trilyon yuanlık (yaklaşık 305 milyar dolar) borç yükümlülüğü bulunuyor.

Hisselerin işleme kapatılması, 23 Mart’ta vadesi dolacak olan 2 milyar doların üzerinde dış borç tahvillerinin ödemesinden kısa bir süre önce gerçekleşirken, Evergrande ocakta gelecek altı ay içinde yeniden yapılandırma için öneri sunmayı hedeflediğini açıklamıştı.

Çin medyasında yer alan haberlere göre, Evergrande’nin, Nanjing merkezli emlak şirketindeki yüzde 30 hissesini Avic Trust Co.’ya satacağı iddia edilirken, şirketin bilanço dışı borçları olduğu yönünde haberler de dikkati çekiyor.

Evergrande, 2021’de bazı dış borç yükümlülüklerini yerine getiremezken, aralıkta Evergrande’nin bir yan kuruluşunun 30 günlük hoşgörü süresi sona erdikten sonra bile faiz borcunu ödeyememesi sonrası uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bunu kısmi temerrüt olarak değerlendirmişti.

Çin hükümetinin emlak piyasasındaki spekülasyonları frenlemek için geçen yıl önlemler almasından bu yana Evergrande’nin borçlarını ödeme sıkıntıları daha da kötüleşmiş, ağır borçlu holdingin iflas edeceği endişeleri geçen yıl finans piyasalarını endişelendirmişti.

Analistler, Evergrande kriziyle ilişkili en büyük riskin, Çin’deki hane halkının varlık sınıfı olarak gayrimenkule olan güvenlerini kaybetmesi olabileceğini belirterek, ekonominin genelini tehdit edebileceği endişesinin Çin’de risk iştahını düşüren unsurların başında geldiğini bildirdi.