Gazeteci Eraslan: İslam toplumunun en can alıcı meselesi yetimlerdir

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Star Gazetesi Yazarı Gazeteci Sibel Eraslan, New Jersey’in Paterson ilçesindeki Diyanet Mevlana Camisi iftar çadırında Türklerle söyleşi yaptı. Dünyada süren 69 savaşın 63’ünün İslam ülkelerinde olduğunu belirten Eraslan, “Ortadoğu’da uzun süre muhabirlik yapan bir gazeteci olarak bana ‘İslam toplumunun en can alıcı meselesi nedir?’ diye soracak olursanız, ‘yetimlerdir’ derim” diye konuştu

Star Gazetesi’nin sevilen kalemlerinden Gazeteci-Yazar Sibel Eraslan, Paterson ve çevresinde bulunan Türklerle biraraya geldi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Paterson Diyanet Mevlana Camisi’nin katkılarıyla düzenlenen söyleşi programından önce hayırsever bir işadamı tarafından verilen iftar yemeğiyle oruçlarını açan konuklar, ardından teravih saatine kadar Gazeteci Eraslan’ın sohbetini dinleme fırsatını buldu.

Eraslan sözlerine Ramazan süresince Amerika’da gittiği camilerdeki gözlemlerini anlatarak başladı. “Camiyi biz Türkiye’de sadece namaz kılınacak alanlar görüyoruz ama gurbette ibadetle birlikte, buluşma ve aynı zamanda dertleşme yeri” diyen Eraslan, “Buna şükretmek gerekiyor. İnşallah önümüzdeki günlerde bu camilerimizi içeriklendirebiliriz. Bizim camilerimiz dünya ile ilgili bakış ve görüşlerin tartışılacağı kararların verileceği adımların atılacağı yerdir” dedi.

“Gurbet ellerde Türkiye’nin vekilisiniz”

Eraslan, gurbette Ramazan’ın zor olduğunu yaşayarak öğrendiğini de belirterek, “Gurbettekiler benim için ‘yetim’ parantezinin içindeler. Burada birbirimize sahip çıkacağız” diye konuştu.

Gurbetçileri çok önemsediğini dile getiren Eraslan, “Burada insanlar, Hz. Muhammet dendiği zaman sizleri hatırlıyor. Nasıl Türkiye’de milletvekilleri seçiyoruz ve onlar nasıl vekilimizse sizler de bu gurbet ellerde Türkiye’nin vekilisiniz. Bu yüzden gurbetçileri çok önemsiyorum. Büyükelçiyi, konsolosları görmeden önce sizi görüyor insanlar. İslam olarak sizi algılıyorlar. Ve bu da çok büyük mesuliyet yüklüyor sizlere” dedi.

“İslam dendiğinde iyi bir imaj yok”

İslamiyetin dünyadaki durumu üzerine de görüşlerini aktaran Eraslan, “Maalesef bugün dünyada İslam dendiğinde iyi bir imaj yok. Bu negatif imajı oluşturmak için çok ciddi bir endüstri var. Bazı kurumlar, İslamofobik bir portre çizmek üzere milyarlarca dolar harcıyor. Ama bizim de hatalarımız var. Bizim bir otokontrol, bir vicdani kontrol sistemi oluşturmamız gerekiyor” diye konuştu.

“İslam toplumunun en can alıcı meselesi, yetimlerdir”

“Devletimiz güçlü olursa biz de vatandaşlar olarak her yerde güçlü oluruz” diyen Eraslan sözlerini şöyle sürdürdü:

“91’den bu yana Ortadoğu’da savaş dinmiyor. 69 yerde savaş var ve 63 yerde İslam kanı akıyor. Savaş ve afet bölgelerinde görev yapmış bir gazeteci olarak bana ‘İslam toplumunun en can alıcı meselesi nedir?’ diye sorsanız ‘yetimler meselesi’ derim. Sadece 2002’deki Irak işgalinden sonra 1.5 milyon çocuk yetim kaldı. BM’ye akretide bir gazeteciyim ve sürekli toplantılara geliyoruz. 2002’den bu yana orada ‘40 bin kadından haber alınamıyor’ diye bir haber geçer. 40 bin kadından haber yok. Ölüsüne de dirisine de ulaşılamadı bu kadınların. Büyük ihtimalle de bu kadınlar seks ya da organ mafyasının eline düşmüş durumda. Sahipsiz kalmış kadınlar ve yaşlılardan dinimiz ‘yetim’ olarak söz ettiği için ben bu insanlardan da yetim diye bahsediyor ve öyle ele alıyorum. Bu bizim üzerimize çok büyük bir yüktür. Biz çok büyük bir mesuliyet altındayız bu yetimler meselesini çözmek için.”

Savaş mağduru 9 bin çocuk kayıp

Türkiye’de zulümden kaçan çoğunluğunu Suriyelilerin oluşturduğu 4 milyon mülteci olduğu hatırlatan Eraslan şunları söyledi:

“Yetim kalmış binlerce çocuk var. 9 bin çocuğu AB istedi. Sahiplendirilecek ve ailelere verilecekti. Ve inanabiliyor musunuz bu 9 bin çocuk kayıp. AB soruşturmalar açıyor. Herkes topu birbirine atıyor. Bu çocukları gözlerimizin önünde kaybettiler. Yine BM’de gazetecilerin tartıştığı bir konu var; bu çocukların kimya, organ veya seks mafyasının eline düştüğü yönünde. Suriye bize öyle bir şey öğretti ki; BM ve benzeri uluslararası kurumların bir adalet üretmediğini gördük. Bizim ayağa kalkmamız gerekiyor. Yeni oluşumlar üretmemiz gerekiyor. Çünkü yeryüzü Müslümanlara emanettir. Gelin bu yükü omuzlayalım ki daha güçlü olalım.”