Yeni nesil gençlere eski nesil yetişkinler tarafından eğitim verilmesi sonucu pek çok arızalar meydana gelmektedir. Bu arızaların başında iletişim sorunları, duygusal kopukluk, çocukları anlamama gelmektedir. Sonunda eğitimcinin; ah, ah bizim zamanımızda öyle miydi diye başlayan ifadeleri iflasın itirafıdır.
Kanaatim şudur ki; zamanında en iyi hoca olsanız da günümüzde kendinizi geliştirmez, yenilemezseniz mutlaka zamanla deformasyona uğrar, yenilirsiniz.
Peygamber efendimizin: “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” hadisi şeriflerinde işaret buyurduğu gibi eğitimcilik yanınız ziyandadır demektir.
Yine Kuranı Kerim’de anın öneminin altı ısrarla çizilir. Hatta zaman kavramıyla ilgili başlı başına bir de sure vardır. Asr Suresinin ilk ayetinde: “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir” buyurulmaktadır.
* * *
Etkili öğrenme ve etkili öğretmenlik hususunda yaptığım çalışma sonunda yorulmuşum. Biraz kafa dağıtmak, biraz dinlenmek, biraz da açlığımı gidermek için oğlumun sahilde bulunan ofisine gittim.
Son derece güzel dizayn edilmiş ofis katlarının iki cephesi var. Bir tarafı denize diğer tarafı camiye bakıyor.
Cem Bey’le orada tanıştım. Benden yirmi yaş küçük otuzlu yaşlarda pırıl pırıl bir genç. Henüz bekâr. Aramızdaki yaş ve kuşak sebebiyle o konulara girmiyor. Son derece saygılı, söz söylemesini de söylenilen sözü dinlemesini de bilen hali dikkatimi çekiyor, etkileniyorum da.
Ofisin sağ köşesinde bulunan şömine odayı değil, havayı ısıtmak için yakılmış olmalı. Zira kapı pencere açık. Odunların yanarken çıkardığı sesler kulağa, alevi ise gözlere müthiş bir görsel şölen sunuyor. Hoşuma gidiyor, ben de modaya uyup şömine başında fotoğraf çektiriyorum.
Şöminede odunların çatırdayarak yanması konuyu ister istemez ateş, cehennem, cezaya getiriyor. Eğitimde cezaya karşı olduğum için konu hafif bir sapma ile İslam’da cehennemlikler. Dolayısıyla İslami inanç ve temel itikadi konular hakkında sohbetimiz derinleşiyor.
– Hocam kafamda birikmiş bazı sorular var, sorabilir miyim?
– Tabi, buyurun.
Cem Bey’e, sorularını konulara göre sormasını, bir konu açıklığa kavuşmadan diğer mevzuya geçilmemesini özellikle rica ediyorum. Bu öğrenim usulünün yani step by step öğrenimin (öğrenimde adım adım) önemini hatırlatıyorum.
Sorular yağmur gibi geliyor. Aklına geleni, son derece kibar bir tarzda, İstanbul beyefendisi edasıyla soruyor. Hem hoca olmam, hem de babası yaşında olmam hasebiyle gösterdiği bu saygı görülmeye değer, takdirlik. Hele hele sözümü kesmeden sonuna kadar dinleyebilme özelliğine bayıldım.
Ancak sorular; soranın dini altyapısı, bilgi seviyesini göstermesi bakımından pek iç açıcı değil. O soru sorarken ofis penceresinden karşıdaki camiye takılıyor gözüm. Ve caminin namaz kılınan yer olması dışında gençlerin itikadi sorularının cevaplandığı yer olması gerektiğini düşündürüyor bana. Günümüzde gençlerin zihin dünyasında itikat bozukluğuna sebep olacak cevaplandırılmamış istifhamların yattığını anlıyorum.
Daha açık ifadeyle küfre girecek pek çok husus var kafalarında. Örneğin; “Bazı ayetler günümüz insanına hitap etmiyor, Kuran’da çelişkiler var, İslam’da kadın erkek adaletsizliği var” gibi ifadeler itikaden son derece sakıncalıdır.
Bu arada ebeveyn ve eğitimcilerin bu hususta eksikliği, duyarsızlığı da göz ardı edilemez.
Bugünkü sohbetimizde Cem Bey’e faydalı olup olmadığımdan emin değilim. Ancak Cem Bey’in soruları bana çok faydalı geldi. Biz eğitimcilerin ihmalini, eksiklerini göstermesi bakımından yararlı olduğundan eminim.
Gelecek gençlerin olacağına göre, geleceği inşa etmek gençleri inşa etmekten geçer. Bunun manayı mefhumu “Gençleri ihmal etmek, geleceği imha etmek” demektir.
“Gençler ihmale gelmez.”
H.ibrahim ÇORAKLI
www.ibrahimcorakli.com
İmsak Vakti 02:00
News
Köşe Yazıları
Köşe Yazıları
TÜRKİYE
