Küresel Ağa hoşgeldiniz

2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yazılarımda sıklıkla dile getirdiğim Küresel Ağı beğendiniz mi?

Ağ dediğimiz zaman genelde bilgisayarlar ile internete bağlanabilen cihazlar arası kablolu veya kablosuz iletişim için kullanılan bağlantı şekli geliyor sanırım akıllara. Benim bahsettiğim ise mantık olarak aynı ancak işleyiş olarak daha geniş ve kapsamlısı.

Şöyle bir tabir kullanmıştım vaktiyle: “Küresel bir ağ kuruluyor. Ağ’ın dışında kalmak milliyetsiz olmakla eşdeğer olacak.”

Covid-19 pandemisi sürecinde maruz kaldığımız ve maruz kalmaya devam ettiğimiz yaptırımları düşünün. Toplum sağlığı iddiası öne sürülerek tam kapanmalar, kısmi kapanmalar, maske zorunlulukları, aşı dayatması, HES kodu, AVM’lere giriş uygulamaları ve aşısız olana ekmek yok açıklamasının yanına birde kahvehane türevi yerlere 2. doz aşı olmayanların alınmaması. Hepsi kurulan küresel ağın bir parçası ve bir kontrol edilebilirlik aşamasıdır. Ve AĞ, bu konuların tamamını kapsamaktadır. Toplumu sanki aşılılar ile aşısızlar şeklinde 2’ye bölüp, aşılıları Küresel ağ bağlantılı hale getirmeye çalışıyorlar. AŞI bir özgürlük biçimi gibi lanse ediliyor tüm medya ve yayın mecralarında. Eğer aşı olursan ile başlayan tüm cümleler, KÜRESEL AĞ’a hizmet edenlerin bilerek kullandığı İKNA etme yöntemidir. Bir de bunun bilmeyerek yapanları vardır ki, işte onlar en tehlikelileri. Sizi vatana ihanet ile suçlayabilecek bilgi seviyesizliğindedirler. AŞI olursan uluslararası seyahat edebilir, alışveriş merkezlerinde gezebilirsin. Bu sayede yaptığınız her hareketi de kayıt altına almış olmuyorlar mı? Zaten aşı pasaportu bunun için icat edilmedi mi ?

Bir de sanki ülkemizde otorite boşluğu varmış gibi davranan esnaf dernekleri ya da federasyonları ile üniversiteler, kendilerini karar verici, kanun koyucu bir tavır içerisine girmişler. Pes ya hu!

Elon Musk denen teknoloji şirketi sahibi kişinin, iletişim konusunda bir projesi olduğunu öğrendim geçen gün bir arkadaşımdan. Uzaya gönderdiği Starlink uyduları ile tek bir internet ağı, tek bir komünikasyon sistemi kurmak istiyormuş. Hatta öyle ki kullandığımız mobil cihazlardaki çeşitliliği bitirmek için tek bir cihaz üretip, tek bir iletişim şemsiyesi altında tüm dünyada uygulamak istiyormuş. Yani GSM Operatörü çeşitliliğine son verip, bütün gezegen tek bir operatör üzerinden iletişime geçebilecek eğer projeyi hayata geçirebilirse. Nedense bu TEKÇİLİK aklıma TEK DÜNYA DEVLETİ projesini getiriyor. Sizde de bir şeyler uyandırdı mı?

Sadece bu da değil mesele. Kontrol edilebilir insan tanımını duymuşsunuzdur. Çok satanlar listesinde olan bir dergi, kapağında verdiği mesajda, ense kökünüzden bir USB bağlantıyla yarı robot yarı insan veya başka bir deyişle geliştirilebilir insan modeli üzerinde çalışıldığını anlatmaya çabaladı. Zaten sosyal ağlarla birlikte oluşturduğumuz veri havuzu BİG DATA‘da kayıt altına alınırken, güncellenebilir insan ile farklı bilgileri ense kökünüzden bağlantı yoluyla alabileceksiniz. Kim bilir belki de bunun kablosuz olanını da yaparlar. Tarih ise 2045’i gösterecek.

Nasıl mı ?

Nesnelerin interneti ile. Nesne, belli bir ağırlığı, kitlesi, oylumu, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık. Felsefi terimde ise öznenin, kişinin dışında kalan, dış dünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran her konu, her şey. Yani felsefe konuya cansız varlık olarak değil, bilinç karşısında duran her şey olarak yaklaşıyor. Burada ise karşımıza insan çıkıyor.

CRISPR teknolojisinden bahsetmek isterim biraz da. CRISPR teknolojisi, genomları (bir türe özgü olan genlerin tümü yani DNA) düzenlemek için basit ama güçlü bir araçtır.  potansiyeli çoktur, genetik kusurları düzeltmek, hastalıkları tedavi etmek ve yayılmasını önlemek, mahsulleri iyileştirmek. Ancak etik kaygıları da beraberinde getirir. Özetle doğuştan hasta olan birinin DNA‘sına müdahale ederek hastalığın ilerlemesinin önüne geçilmesi. Hatta bir tık daha yükseltir isek tüm hastalıklara gen tedavisi ile doğal bağışıklık kazandırmaktır diyebiliriz. Doğru ellerde harikulade olacak bir teknoloji ise de yanlış ellerde insanoğlu için bir felaketi doğurabilir.

Yazdıklarımın tamamı KÜRESEL AĞIN KAPSAMA ALANI içine giriyor. Tek Dünya Devleti kurma yolunda Küresel Ağ daha kontrol edilebilir toplumlar ile daha az sivil itaatsizlik konularını kapsıyor. Şu an ise bize yapılmak istenen de bu diyebiliriz. SAĞLIK kaygıları ile insanları daha bir kontrol edilebilir hale getirme çabaları görülmekte, dini ve milliyetçi çizgileri tamamen silmektedirler. Zaten Küreselci sisteme hizmet edenlerin herhangi bir din ile milliyete aidiyetleri yoktur. Çünkü kendilerini dünya doğumlu olarak görmektedirler.

İNSANI KONTROL EDEN, TÜM GEZEGENİ KONTROL EDER

Genelde yazılarımı bağladığım noktayı da yazayım. Eğer biz (Türkiye) ağa dahil olursak köle olacağız, ancak kendi ağımızı kurarsak, küresel ağa meydan okuyacağız. Ağı kurmak için, dayatılan ağa dahil olmak zorundayız. Bu bedeli ödüyoruz. Bilmem farkında mısınız?

Okan AŞCI