Netanyahu, Mısır ve Katar’a heyet göndermeyi kabul etti

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İsrail Başbakanlık Ofisi, Netanyahu’nun Gazze’de ateşkes ve rehine takası görüşmelerine katılmak üzere Şin Bet ve Mossad adına iki heyetin Doha ve Kahire’ye gitmesine onay verdiğini açıkladı.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Ekim 2023’ten bu yana saldırı düzenlediği Gazze Şeridi’ndeki son durum hakkında açıklama yaptı. Bakanlık,, Gazze’deki can kaybının 32 bin 623’e, yaralı sayısının ise 75 bin 92’ye yükseldiğini açıkladı. 

Son 24 saat içinde de saldırılarını sürdüren İsrail güçleri, Filistinli sağlık yetkililerine göre, Gazze şehrinin doğusundaki Shuja’iyya’ya düzenlediği iki saldırıda 17 Filistinliyi öldürdü. El Maghazi’deki bir eve İsrail’in düzenlediği hava saldırısında ise sekiz kişi yaşamını yitirdi.

İSRAİL: NETANYAHU, ŞİN BET VE MOSSAD BAŞKANLARIYLA GÖRÜŞTÜ

İsrail’in Başbakanlık Ofisi’nden de arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’da Gazze’de ateşkes ve Hamas’la rehine takası konulu görüşmeler hakkında açıklama yapıldı. Açıklamaya göre, Başbakan Benjamin Netanyahu, Gazze görüşmeleri için Mısır ve Katar’a heyet göndermeyi kabul etti. Netanyahu’nun ofisi, Başbakan’ın istihbarat örgütleri Şin Bet ve Mossad’ın başkanları ile görüştüğünü aktardı. Açıklamada, Netanyahu’nun bu iki kurum adına heyetlerin ‘görüşmelerin ileri taşınması izniyle’ Katar’ın başkenti Doha ve Mısır’ın başkenti Kahire’ye gitmesine onay verdiği ifade edildi.

İDDİA: NETANYAHU, REHİNE TAKASI ÖNERİSİNİ REDDETTİ

Bu açıklama yapılmadan önce, İsrail merkezli Kanal 12 televizyonu, Mossad Başkanı David Barnea’nın Hamas’la rehine takası anlaşması yapılması olasılığını önerdiğini ancak Başbakan Netanyahu’nun bunu reddettiğini belirtmişti. Kanal, adı açıklanmayan özel kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Barnea’nın anlaşmaya varılma olasılığına inandığını söylediğini aktarırken, Netanyahu’nun sunulan ayrıntılara itiraz ettiğini kaydetmişti.

Barnea’nın imzalanabileceğine inandığı anlaşmanın ayrıntıları arasında, kanala göre, 40 İsrailli rehinenin serbest bırakılması ve Gazze’nin kuzeyde yaşayan Filistinlilerin başka şartlar olmaksızın evlerine dönmesi yer alıyordu. Kanal, Başbakan’ın anlaşmayı İsrail açısından ‘zayıf’ bulduğunu belirterek, Gazze Şeridi’nin güneyinde Refah’ın işgali için hazırlık yapılması talimatını verdiği bilgisine yer verdi. Aynı kaynağa göre, savaş kabinesi üyesi Benny Gantz ve Gadi Eisenkot, Barnea’nın pozisyonunu destekledi ancak bu Netanyahu’nun anlaşmaya karşı çıkmasını ve reddetmesini engellemedi.

MÜZAKERELERİN YENİ TURU 18 MART’TA DOHA’DA BAŞLAMIŞTI

Barnea liderliğindeki İsrail heyeti, Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin müzakerelerin yeni turu için 18 Mart’ta Katar’ın başkenti Doha’ya gitmişti.

İsrail basını, Mossad Başkanı liderliğindeki İsrail heyetinin Doha’ya ulaşmasıyla birlikte Hamas ile Tel Aviv arasında esir takası müzakerelerinin resmen başladığını duyurmuştu. Heyette, İsrail ordusunda kaçırılanlar ve kayıp kişiler dosyasının sorumlusu Nitzan Alon’un de yer aldığı belirtilmişti. İsrail’in Kanal 12 televizyonunun haberinde, müzakerelerin yaklaşık iki hafta sürebileceği bilgisi paylaşılmıştı.

150’Yİ AŞKIN DİN İNSANINDAN PASKALYA ÖNCESİ ATEŞKES ÇAĞRISI

Hristiyanların kutsal bayramı Paskalya öncesi, dünyanın dört bir yanından 150’den fazla kilise temsilcisi, dini organizasyon yöneticisi ve cemaat temsilcisi de Gazze’de kalıcı ateşkes ve İsrail’e silah satışının durdurulması çağrısında bulundu.

Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, ABD merkezli, “Orta Doğu’da Barış İçin Kiliseler” (Churches for Middle East Peace) isimli platformun Gazze’de ateşkes ve İsrail’e silah satışının durdurulması için yayımladığı çağrı mektubunu, biri Katolik Kilisesi Kardinali, dört başpiskoposun yanı sıra çok sayıda piskopos, dernek yöneticisi ve Hristiyan cemaat temsilcisi imzaladı. Mektupta, “Kutsal haftada Hz. İsa’nın dünyada yaşadığı son acıyı anarken Kutsal Topraklarda acı çekenlerle de dayanışma içindeyiz” ifadesi kullanıldı.

Hristiyan inancının acı çekenlere merhamet göstermeyi öğütlediği belirtilen mektupta, “Kutsal haftada Katolikler, Protestanlar ve Ortodokslar dua ediyor ve tövbe ediyoruz. Filistinli kardeşlerimizin acılarına, üzüntülerine ve yaslarına şahitlik yaparken onların yanında yer alamadığımız için de tövbe ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

Siyasetçilerin Gazze’de devam eden İsrail saldırılarına ve Filistinlilerin yardım talebine sessiz kaldığı belirtilen mektupta, Gazze’de her gün ortalama 200 kişinin İsrail saldırılarında öldüğü belirtildi. Bunun her 8 dakikada 1 ölüme eşit olduğu vurgulanan mektupta, “Katliam, her gün daha fazla insanın enkaz altından çıkarılmasına ve 1,8 milyondan fazla insanın yerinden edilmesine rağmen devam ediyor” değerlendirmesi yer aldı.

‘BU KADAR ÖLÜM YETER DİYORUZ’

“Filistinliler, Güney Afrikalılar ve dünya genelindeki uzmanların değerlendirmesine göre, Gazze’de yaşananların soykırımdan geri kalır yanı yok” ifadesinin kullanıldığı mektupta, kiliselerin Gazze’de yaşananlara sessiz kalamayacağı vurgulandı. İsrail, ABD ve İngiltere başta olmak üzere Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne imza atan ülkelere sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapılan mektupta şöyle denildi:

“ABD ve diğerlerinin, bu çatışmayı daha fazla silahlandırması kimseyi daha fazla güvenli hale getirmediği gibi acının, ölümün ve yıkımın artmasına neden oluyor. ABD, İngiltere, Almanya, Avustralya ve Fransa’yı, Gazzeli siviller üzerinde yıkıcı etkileri olan askeri saldırıların ortağı olmamak için İsrail’e askeri desteğini ve silah satışını durduran Hollanda, Belçika, İspanya, İtalya ve Japonya’ya katılmaya çağırıyoruz.”

Rehinelerin salıverilmesi gerektiği de belirtilen mektupta, “Bu kadar ölüm yeter diyoruz ve hep birlikte kapsayıcı ve kalıcı bir ateşkes çağrısı yapıyoruz” ifadesi kullanıldı.

Mektupta, dünyadaki siyasi liderlere çatışmayı sona erdirme ve barış için yol açma çağrısı da yapılarak, Gazze için gerekli insani yardımların da hemen sağlanması gerektiği vurgulandı. Hristiyan kurum ve STK temsilcileri, çözüm için müzakere yolunu desteklediklerini, Filistinlilerin on yıllardır süren hak ihlallerine son verilmesi gerektiğini belirtti.

Mektubun imzacıları arasında Katolik Kardinal Alvaro Ramazzini, Glasgow Katolik Başpiskoposu William Nolan, ABD Ermeni Kilisesi Başpiskoposlarından Vicken Aykazian, Güney Afrikalı Evangelist Başpiskopos MJ Matebane, Afrika Bağımsız Kiliseler Genel Sekreteri Başpiskopos Thami Ngcana, Londra’nın güneyinden sorumlu Southwark Piskoposu Christopher Chessun, İngiltere’de cezaevlerinden sorumlu piskopos Rachel Treweek ve Worchester Piskoposu John Inge gibi isimler de yer aldı.