Prenses Reema: Güçlü ABD – Suudi ittifakı küresel tehlikeleri çözmek için şart

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Suudi Arabistan’ın Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Prenses Reema Bint Bandar, ülkesi ile ABD’nin her zorluktan birlikte daha güçlü çıktıklarını, iki ülke birleşirse, sonsuza kadar müthiş bir güç olacaklarını vurguladı

Prenses Reema, Biden’ın ABD başkanı olarak Suudi Arabistan’a yaptığı ilk ziyaret öncesinde POLITICO’da yazdığı bir makalede önemli açıklamalar yaptı.

“ABD-Suudi ilişkilerinin modası geçmiş ve indirgemeci ‘güvenlik için petrol’ paradigmasıyla tanımlanabileceği günler geride kaldı. Dünya değişti ve gıda ve enerji güvenliği ile iklim değişikliği de dahil olmak üzere hepimizin karşı karşıya olduğu varoluşsal tehlikeler, etkili bir ABD-Suudi ittifakı olmadan çözülemez” diyen Büyükelçi Reema sözlerine şöyle devam etti: “Bu öncelikler ABD-Suudi ortaklığına rehberlik etmelidir. Başkan Joe Biden’in ziyaretini, önümüzde uzanan zorluklarla nasıl başa çıkacağımıza dair ortak vizyonumuzu ortaya koymak için önemli bir an olarak görüyoruz.”

Kral Abdülaziz ile ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt arasındaki tarihi görüşmeden bu yana iki ülke arasındaki 80 yıllık tarihi ve stratejik bağları hatırlatan Prenses Reema,  ABD-Suudi ortaklığını daha da güçlendirme ihtiyacının altını çizdi.  Reema şöyle konuştu: “İşte bu yüzden Başkan Joe Biden’ın Suudi Arabistan ziyareti çok önemli. İlişkimizin hem halklarımıza hem de daha geniş dünyaya barış ve refah getirmesi için, bu kritik ittifakın önümüzdeki seksen yılının ana hatlarını yeniden tanımlamalıyız.”

Krallıkta gerçekleştirilen değişiklikler ve reformlar hakkında yorum yapan Prenses Reema şunları söyledi: “Bugünün Suudi Arabistan’ı, sadece beş yıl önceye göre bile zor tanınabilir durumda, biz sadece enerjide küresel bir lider değiliz. Aynı zamanda yatırım ve sürdürülebilir kalkınmada öncü olmaya odaklandık. Eğitim, teknoloji, ekonomik çeşitlilik ve yeşil enerjiye yüz milyarlarca dolarlık yatırımla, genç erkek ve kadınlarımızın muazzam potansiyelini ortaya çıkaran bir dönüşüm gündemi başlattık.”

Hükümetin kadınların güçlendirilmesine yönelik çığır açan girişimlerine değinen büyükelçi, Suudi kadınların şu anda işyerinde eşit ücret ve ayrımcılık yapmama konusunda yasal garantilerden yararlandığını ve bazı Batılı ülkelerin bu tür adımlar atmadığını söyledi.

“Bugün, yüksek öğrenim enstitülerimizde Suudi kadınlar erkeklerden daha fazla ve kadınlar, Suudi Arabistan’daki girişimcilerin ABD’deki payını temsil ediyor. İnşaat, madencilik, askeriye gibi sektörlere giriyoruz.”  Diye konuşan Büyükelçi Prenses Reema “Başarılı olduğumuzu görmeye kararlı bir hükümet tarafından yetkilendirilen şirketler yaratıyoruz, CEO’lar oluyoruz ve üst düzey hükümet görevlerini üstleniyoruz. Sadece değil, ilk büyükelçi atanan Suudi kadın olarak, kurduğumuz yeni alem hakkında ilk elden konuşabilirim. Başkalarının da örnek alacağını umduğumuz bir başarı öyküsü” şeklinde konuştu.

Krallığın bölgede daha fazla istikrar sağlamak için hoşgörü ve dinler arası diyaloğu teşvik etme girişimlerinin altını çizen Prenses Reema “çatışmaya alternatif olarak ortak ekonomik refah için bir vizyon geliştiriyoruz. Suudi Arabistan gerçekten de kendimizi nasıl ifade ettiğimizi ve bir toplum ve kültür olarak dünyayla nasıl ilişki kurduğumuzu yeniden anlıyor” dedi.

ABD-Suudi ortaklığını daha da güçlendirmeye yönelik ortak çabaların artan önemini vurgulayan Reema,  iki ülkenin Ortadoğu’yu küresel tedarik zincirleri için yeni bir merkez haline getirirken, yenilenebilir kaynaklara küresel bir geçişe öncülük edebileceğini umduğunu dile getirdi.

Terörle mücadele

Terörle mücadele çabalarına değinen Prenses Reema, şöyle konuştu: “Terörle mücadele konusundaki önemli işbirliğimizi sürdürebiliriz ve sürdürmeliyiz, ancak mevcut çabaların ötesine geçmeliyiz. Yaptığımız tek şey sadece teröristleri çökertmekten ibaret olursa işimiz bitmez. Bu bölgenin insanlarına gelecek için daha fazla umut sunmalıyız ve bu nedenle yeniden tasarlanan ortaklığımız, gelişen teknolojilerden ortak uzay araştırmalarına kadar işbirliğini kapsıyor. Suudi Arabistan’ın İslam’ın beşiği statüsü göz önüne alındığında, yankıları Nijerya’dan Afganistan’a kadar hissedilecek.”

Bölgesel barış için ortaklık

Bölgesel barışın sağlanmasında Suudi-ABD’nin artan rolünün öneminin altını çizerek şunları söyledi: “Bölgemizin çatışmaya girmediği, daha ziyade bölgesel ekonomik işbirliğine, sosyal kalkınmaya ve diğer ülkelere fayda sağlayan çok uluslu projelere odaklandığı bir gelecek hayal ediyoruz. ABD’nin, 80 yıl önce ulusumuzu inşa etmenin bir parçası olduğu gibi, bu geleceğin bir parçası olmasını istiyoruz.”

Prenses Reema, Suudi Arabistan’ın küresel salgınlar, gıda, enerji ve tedarik zinciri krizleri gibi zorluklara yeni bir zihniyetle yaklaştığını söyledi ve “Yenilenebilir kaynaklara küresel geçişin enerji güvenliğini ve küresel ekonomik büyümeyi sağlayacak şekilde yönetmek için hep birlikte çalışırsak gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Yeşil enerjiye geçişi benimsedik ve bu on yılın sonuna kadar enerji endüstrimizin yarısından fazlasını yenilenebilir enerjiye kaydırma hedefinin yanı sıra 2060 yılına kadar net sıfır emisyona kararlıyız” dedi.

“Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi vahşettir”

Büyükelçi, İran’ın teşvik ettiği kaos vizyonunu, bölge insanlarının görebileceği ve hissedebileceği bir işbirliği vizyonuyla değiştirme ihtiyacının altını çizdi. Kaşıkçı meselesine de atıfta bulunan Reema şunları söyledi: “Elbette ABD-Suudi ilişkilerinde bazı çalkantılı dönemler olduğunu kabul ediyorum. Hiç şüphe yok ki, Suudi vatandaşı Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi, hiçbir gerekçesi olmayan korkunç bir vahşettir. Ancak Suudi Arabistan, bu suçtan tiksindiğimizi en üst düzeyde ortaya koydu ve tüm saldırganlar hakkında verilen hükümlerle mahkemelerimizde adalet yerini buldu. Bu korkunç trajediden, böyle bir vahşetin bir daha asla yaşanmamasını sağlamak için daha sıkı güvencelerle daha güçlü bir şekilde çıktık. Yaşananlar bizim yaptıklarımız değil. Ve ileriye dönük ABD-Suudi ilişkisini tanımlayamaz.”

Prenses Reema, Amerika Birleşik Devletleri’ne olan kişisel bağlılığını da kaydetti. “Bir büyükelçinin kızı olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde büyümüş ve her iki ulusla da kişisel bir bağ kurmuş biri olarak, işbirliğimizde sınırsız bir potansiyel ufuk görüyorum. Suudi Arabistan üç kıtanın buluşma noktasında duruyor, ancak Amerika kalplerimize en yakın ülke. Birlikte çalışarak hepimizin hayalini kurduğumuz geleceği, gençlerimizin gurur duyabileceği bir geleceği, hepimizin hak ettiği bir geleceği inşa edebiliriz”  diyerek sözlerini tamamladı.