Ruandalı doktora ‘soykırım’ suçundan 24 yıl hapis

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Fransa’da, Ruandalı doktor Sosthene Munyemana’ya 1994’teki Ruanda soykırımında rolü olduğu gerekçesiyle 24 yıl hapis cezası verildiği bildirildi

Paris’teki Ceza Mahkemesi Ruandalı doktor Munyemana’ın (68) insanlığa karşı suç ve soykırım suçu işlediğine hükmetti.

Mahkeme, 1994’te 800 binden fazla Tutsi’nin katledildiği Ruanda soykırımında rolü olduğu gerekçesiyle Munyemana’yı, 24 yıl hapis cezasına mahkum etti.

Munyemana, Ruanda hükümetine, Tutsilerin katledilmesini teşvik eden mektubun hazırlanmasına ve Tutsilerin insanlık dışı şartlar altında tutulmasına yardım etmekle suçlandı.

Ilımlı bir Hutu olduğunu savunan Munyemana, hakkındaki suçlamaları reddederek, avukatlarının söz konusu kararı temyize götüreceklerini bildirdi.

Fransa’nın Bordeaux şehrinde 1995’te Munyemana hakkında şikayette bulunulmuştu.

Munyemana’nın davası, Fransa’da Ruanda soykırımında rolü olduğu iddia edilen kişiler hakkında görülen 6. dava oldu.

Fransa, Ruanda’da soykırımı yapan Hutu hükümetini şart koşmadan en yoğun destekçisi olduğu için soykırımdan en fazla sorumlu tutulan ülke olarak dikkati çekiyor.

Ruanda soykırımı

Ruanda’da 1994’te Hutular, dönemin Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’nın uçağının düşmesinden sorumlu tuttukları Tutsilere karşı soykırım başlatmıştı. Ülkede 100 gün süren katliamda 800 binden fazla Tutsi hayatını kaybetmişti.

Fransa, soykırımı yapan Hutu hükümetinin uzun süre destekçisi olduğu için uluslararası kamuoyunda ve ülke içinde eleştiriliyor. Fransa, 23 Haziran 1994’de ülkenin güneybatısında sığınmacılar için güvenli bölge oluşturmak amacıyla Turkuaz Operasyonu’nu başlatmıştı. Fransa, soykırımı engellemek yerine soykırımcılara silah ve mühimmat desteği sağladığı için kınanmıştı.

Fransa’nın 1994’te Ruanda soykırımını yapan Hutu hükümetine, Fransız ordusunun kontrolü altında olan bölgeden kaçması için emir verdiği “diplomatik telgraf” ortaya çıkmıştı.

Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Le Figaro gazetesine 1998’de verdiği mülakatta, “O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil.” ifadesini kullanmıştı.