Şaban ayı Hz. Peygamber Muhammed Mustafa Efendimiz’in (s.a) pek az kısmı hariç oruç tuttuğu, Şaban ayı benim ayım dediği, Allah’ın (c.c) af ve mağfiretinin her şeyi kuşattığı ve Kelb kabilesinin koyunlarının sahip olduğu kıllar kadar kulların bağışlanacağı Berat Gecesi’ni içinde bulunduran mübarek bir aydır
Şaban ayı Hz. Peygamber Muhammed Mustafa Efendimiz’in (s.a) pek az kısmı hariç oruç tuttuğu[1], Şaban ayı benim ayım dediği[2], Allah’ın (c.c) af ve mağfiretinin herşeyi kuşattığı ve Kelb kabilesinin koyunlarının sahip olduğu kıllar kadar kulların bağışlanacağı[3] Berat Gecesini içinde bulunduran mübarek bir aydır. Şaban ayını ve Berat gecesini mü’minler ganimet bilip dua, zikir ve ibadete yönelerek amel defterlerini hayır ve güzelliklerle doldurmalıdır.
Şaban Ayı’nda ve Berat Gece’sinde yapabilecek bir çok ibadetler vardır:
Oruç Tutmak
Hz. Aişe -radıyallahu anha- şöyle dedi:
“Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- hiçbir ayda, Şâban ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şâban ayının tamamını oruçlu geçirirdi.”[4]
Oruç insanın nefsini terbiye eden en büyük ibadettir. Fakir insanlarla empati kurabilmeyi sağlar. Kişiye açlık ve susuzluk duygusunun ne olduğunu hatırlatır. Bu sayede başka insanlara karşı daha çok cömert olur. Allah’a kul olmanın lezzet ve tadına oruç tutmakla ulaşır. Allah’a ve O’nun rızasına daha çok yaklaşmış olur. Bu sebeple Şaban Ayı’nda daha çok oruç tutmaya gayret edelim.
Kur’an Okumak
İbni Mesut’tan -radıyallahu anh- rivayet edildiğine göre, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
“Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilakis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)
İbni Abbas’tan -radıyallahu anhüma- rivayet edildiğine göre, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazailü’l-Kur’ân 18)
Kur’an-ı Kerim okumak insanın ruhunu dinlendirir. Çünkü Rabbinin sözleriyle kalpler şifa bulur ve mutmain olur. İnsan Kur’an ile doğru yolu bulur ve yolunu şaşırmaz. Kur’an-ı okumak, okuduğunu anlamaya çalışmak ve anladığını hayatında tatbik etmek bu dünya hayatındaki imtihanı kazanmamıza vesile olur. Müslümanların unutmaması gereken en önemli şey Kur-an-ı Kerimi okumayı sadece üç aylarla sınırlamamaktır. Rabbimizin bize rehber olarak gönderdiği O kutsal mesajları hayatımızın her anına yaymak veyaşantımıza kılavuz etmek en önemli ilkemiz olmak durumundadır. Kur’an-ı Kerim’i okumak en başta kendimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Kendini ve Rabbini tanıyan bir insanın dünya ve ahiret hayatı daha anlamlı hale gelecektir.
Tevbe ve İstiğfar etmek
Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Ben, günde yüz kere istiğfar ederim…” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.
İbn-i Ömer -radıyallahu anhuma- şöyle der:
Biz, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in bir mecliste yüz defa:
“Allah’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabul eden ve çok merhamet edensin. dediğini saymıştık.” (Ebu Davud, Vitir, 26/1516; Tirmizi, Deavat, 38/3434)
Nitekim Cenab-ı Hak Kur’an’da şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çokca temizlenenleri sever.” (Bakara, 222)
Alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamber tevbe ve istiğfardan geri durmamaktadır. Çünkü tevbe Allah’a yakınlaşmanın ilk adımı ve manevi kirlerden arınmak demektir. Tevbe; insanın hatalarını, kusur ve günahlarını kabul etmesi ve bunlara bir daha geri dönmemesinin tezahürüdür. Duaların daha çok kabul edildiği bağışlanmanın çok daha fazla olduğu Berat gecesi gibi bir gecede Rabbimize iltica etmek nasuh (samimi) bir tevbede bulunmak önemlidir. Makbul bir tevbe, kul ile Rab arasındaki tüm engelleri ve perdeleri kaldırır, Allah Teala’nın sevgisine mazhar eder. Berat Gecesi için bir hadiste:
“Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şaban’ın on beşinci gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna.”(İbni Mace, İkame, 191.) buyrulmaktadır.
Allah’ı zikretmek ve Hz. Peygamber’e Salavat Getirmek
Mübarek gecelerde Rabbimizi zikretmeye daha çok önem verilmelidir. Ayet-i kerimede şöyle buyurulur:
“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” (A’râf, 205)
“Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” (Müzzemmil, 8)
Rasulullah’a da salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği bildirilmiştir.
Ayet-i kerimede şöyle buyurulur:
“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salat ederler. Ey müminler! Siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin!” (Ahzab, 56)
Sadaka vermek, Allah’a Hamd ve Şükürde Bulunmak
Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve musibetlerden muhafaza edeceği aşikardır. Bunun yanında insan ömrünü şükürle ve Allah’a hamd ile geçirmelidir. Çünkü Rabbimiz göklerde ve yerde yaratılmış her şeyi insanın hizmetine vermiştir. İnfak etmek, hamd ve şükürde bulunmak insanın elini ve ömrünü bereketli kılar.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a) zengin-fakir her mü’mini infakta bulunmaya teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için:
“Yarım hurmayla da olsa Cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” buyurur. (Buhari, Edeb, 34)
Bu mübarek gecelerde Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.
Ayet-i kerimede:
“Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et!…”(Furkân sûresi, 58) buyurulmaktadır.
Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Meşru işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i Mace, Nikah, 19; Ebu Davud, Edeb, 18)
Yukarıda anlattığımız maddeler dışında elbette yapabileceğimiz hususlar da mevcuttur. Biz daha çok hayatımızın her anında olması gereken özellikler üzerinde durduk. Müminler olarak bilmemiz gereken başka bir şeyde bu geceye has özel bir dua ve namazın olmadığıdır. Bu namaz ve dua ile ilgili Hz. Peygamber’den (s.a) bize gelen bir rivayet ve uygulama yoktur. Elbette bu mübarek gecelerde nafile namaz kılmak ve bol bol dua etmek önemlidir. Ama dinimizde olmayan bir şeyi dindenmiş gibi kabul etmek doğru değildir.
Değerli Okurlarımız!
Mümin hayatının her anını Allah’ın rızası doğrultusunda yaşamak durumundadır. Böyle mübarek ayları ve geceleri fırsat bilip nefsini hesaba çekmeli yapmış olduğu yanlışlıkların farkında olarak hayatına intizam vermelidir. Mümince bir yaşam yaşamaya ve bu dünyadaki imtihanı kazanmaya gayret etmek müslümanların en büyük ilkesi olmalıdır.
Bu vesile ile BERAT GECENİZİ tebrik ediyorum. İnşallah Rabbim dualarımızı kabul buyursun. Kalın sağlıcakla…
Not 1: Cuma Namazları yaz saati uygulaması sebebiyle Paterson ULU CAMİİ’de 01:15 p.m. de kılınacaktır.
Not 2: 27 Mart 2021 Cumartesi Saat: 08:00 pm. de online olarak PATERSON ULU CAMİİ olarak BERAT GECESİ Programı olacaktır. Programı aşağıda vereceğiz adresten canlı olarak takip edebilirsiniz:
İmsak Vakti 05:11
News
DİN
DİN
DİN
DİN
AMERİKA
DİN
