Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort
Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort
15 Kasım 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
34,4281
36,3326
2.842,79
Çocuklar doğdukları andan itibaren çevrelerini, yaşadıkları yeri, etraflarındaki insanları, yapılan eylemleri gözlemlerler. Anlamlandırmaya çalışırlar ve sorgularlar. Yürüyüp konuşabildikleri andan itibaren de bu sorgulamaları yansıtmaya ve çeşitli şekillerde dile getirmeye başlarlar. Çocukların özellikle 3-6 yaş döneminde soyut kavramları sorgulamaya başladığı görülür. Ölüm, cinsellik, din gibi soyut kavramların en çok sorgulandığı dönem ise 5-6 yaş dönemidir.
Ölüm kavramı yaşamın içindedir ve biz farkında olmadan da çocuklar günlük yaşam içerisinde ölümle tanışmaya başlarlar. Sokakta ölmüş bir hayvan görebilirler. Televizyon, tablet, bilgisayar aracılığıyla kulaklarına ölüm kelimesi çalınmış olabilir. Sahip oldukları evcil bir hayvan ölebilir ya da bir bitkinin solmuş, kurumuş halini görmüşlerdir. Hayatın içinde olan bu kavramı çocuklara doğru, net, kısa ve uygun ifadelerle açıklamak oldukça önemlidir. Çocukların soyut kavram becerisi tam anlamıyla gelişmediğinden yapılan ayrıntılı açıklamalar kafalarının karışmasına, korkmalarına ve yakınlarını kaybetme noktasında endişeye kapılmalarına neden olacaktır.
Ölüm kavramı ebeveynlerin sıkça sordukları sorular üzerinden ele alınacaktır.
Çocuklar bu tip kavramları 3-6 yaş aralığında merak etmeye ve sorgulamaya başlarlar. Bu sorgulamaların yoğunlaştığı dönem ise 5-6 yaş dönemidir.
“Ölmek ne demek?”
“Öldükten sonra ne olur?”
“Anne-baba, sen yaşlandın mı? Ölecek misin?”
“Ölenler bizi yukarıdan görebilir mi?”
“Herkes bir gün ölecek mi?”
“Ben büyüyünce mi öleceğim?”
“Ölünce bir daha sizi hiç göremeyecek miyim?”
“Neden ölen insanları gömüyoruz?”
“Anneannem benim yüzümden mi öldü?” gibi pek çok soru sorabilirler.
Çocukların ölüme verdikleri tepkiler yaşlarına, mizaç özelliklerine, aile tutumuna ve çevresel faktörlere göre değişkenlik gösterebilmektedir. Ancak genel olarak sevdiği bir yakınını kaybetmiş ve yas sürecinde olan bir çocukta uyku problemleri, diğer sevdiklerinin ölmesinden korkma, sevdiği insanları hep gözünün önünde tutmaya çalışma, durgunluk, dalgınlık, dikkatini odaklamakta zorluk, öfkeli ruh hali, içe kapanıklık gibi tepkiler gözlenebilir.
Pek çok uzman mezarlık ziyaretinin ölümü somutlaştırmak ve kabullenilmesini kolaylaştırmak adına faydalı bulmaktadır. Özellikle de ergenlik dönemi öncesinde çocukların soyut düşünme becerileri henüz gelişmemiştir ve ölüm soyut, yetişkinler için bile açıklaması zor bir olgudur. Bu nedenle çocuğun mezarlığı görmesi, sevdiği kişinin orada olduğunu ve istediğinde ziyaret edebileceğini bilmesi yas süreci açısından faydalıdır. Bu sayede ölüm kavramı çocuğun zihninde somutlaşır ve farklı bir anlam kazanır. Defin işlemi esnasında çocuğun mezarlıkta bulundurulması ise hassas bir konudur. Sevdiği kişinin toprak altına konduğunu görmesi çocuk açısından korkutucu olabilir. Bu durum çocuğun ve ailenin duygusal yapısına göre titizlikle değerlendirilmelidir.
Çocukların soyut kavramları sorguladıkları 3-6 yaş döneminde sıklıkla sordukları sorulardan bir tanesi anne-babasının ölüp ölmeyeceğidir. Ölüm kavramını sorgulamaya başlayan çocuk, öncelikle ölümün nasıl bir şey olduğunu ve sebebini öğrenmek ister. Yetişkinler tarafından yapılan dolaylı ve karmaşık açıklamalar ise çocukların kaygısını arttırır. Ölümü çocuğa açıklarken somut, doğru, kısa ve yaşa uygun açıklamalar yapmak oldukça önemlidir. “…. öldü. Yani artık yemek yiyemez, yürüyemez veya konuşamaz.” gibi açıklamalar ölümün çocukların kafasında somutlaşmasını sağlayacaktır.
Diğer yandan çocuklar ölümün sebebini merak eder. Ancak ebeveynlerin yaptığı en büyük hata ölümü tek bir sebebe bağlayarak açıklamaktır. Örneğin dedesinin yaşlandığı için öldüğünü bilen bir çocuk devamlı anne-babasının yaşlanıp yaşlanmadığını sorgulayabilir ve devamlı anne-babasının yaşını sorabilir. Anneannesinin herhangi bir hastalık nedeniyle öldüğünü bilen bir çocuk hasta olmaktan korkabilir veya annesi grip olduğunda aşırı tepkiler verebilir. Bu nedenle ölümü tek bir nedeni vurgulayarak açıklamak doğru değildir. Çocuğa her canlının bir yaşam süresi olduğu anlatılarak doğadan örnekler verilmesi uygun olacaktır. Örneğin bir tohumun nasıl toprağa ekilip önce bir fidana, sonra bir ağaca dönüştüğü, meyve verdiği, çiçek açtığı ve yaşamının sonunda kuruyup meyve vermeyi kestiği anlatılabilir. Bu tip örnekler ölümün çocuğun zihninde somutlaşması açısından da faydalıdır.
Yaptığınız tüm doğru ve sakinleştirici açıklamalara karşın çocuğunuz bir süre ölümden korkmaya ve sorgulamaya devam edebilir. Ancak bu dönemde sakin kalınarak çocuğun duyguları hakkında konuşmasına izin verilmelidir.
Sevilen kişinin ölümü üzerine yas tutulması normaldir. Ancak çocukta görülen yas süreci belirtilerinin şiddeti, sıklığı ve süresi oldukça önemlidir. Çocuk günlük işlerini yapamayacak duruma geldiyse, yoğun bir korku, endişe ve panik halindeyse, dikkatini herhangi bir konu üzerinde yoğunlaştıramıyorsa, sebepsiz bedensel şikayetleri varsa, aşırı öfkeli bir ruh halindeyse, okula gitmeyi reddediyorsa ve bu şikayetler uzun zamandır gözlemleniyorsa profesyonel bir destek almak gerekir.
Aileler ölüm kavramını açıklamakta zorlandıklarından gerçeği olduğu gibi söylemek yerine çarpıtmayı tercih etmektedirler. Ölen kişinin uzun bir uykuya daldığını, başka bir ülkeye yerleştiğini, iş için uzun bir seyahate çıktığını söylemek bunlardan bazılarıdır. Aynı zamanda çocuğun yaşayacağı üzüntüyü azaltmak adına ölen kişinin bizi gökyüzünden görebildiği, bizi daima izlediği söylenir. Ancak çocuğa yanlış bilgiler verilmesi ve gerçeğin çarpıtılması, çocuğun yaşadığı kaygının artmasına neden olur. Çünkü o kişinin birdenbire ortadan kaybolması, geri planı olmayan kısa açıklamalar, çocuğun etrafındaki pek çok kişinin üzüntülü olması ve ağlaması çocuğun aklında soru işaretleri yaratır. Tıpkı yetişkinler için olduğu gibi çocuklar için de bilinmeyen veya muğlak olan şeyler kaygı vericidir. Gerçek ortaya çıktığında veya çocuk bununla ilgili konuşmalara şahit olduğunda, olayın aktarıldığı gibi olmadığını anlayacaktır ve etrafındaki kişilere olan güveni azalacaktır.
Ölüm de yaşamın bir gerçeğidir ve üzüntü veren bir durumdur. Çocuğun böyle bir olay karşısında üzülmesi, ağlaması, yas tutması oldukça sağlıklı bir tepkidir. Çocuğun da yetişkinler gibi yas tutmasına izin verilmelidir ve duygularını ifade etmesine fırsat tanınmalıdır. Ölen kişiden istediğinde bahsedebilmelidir ve o kişinin fotoğrafları evin herhangi bir köşesinden kaldırılmamalıdır. Ölen kişi için bir ağaç dikmek, o kişiye duyguları ifade eden bir mektup yazmak, bir hatıra defteri oluşturmak, evin bir köşesini anı köşesi olarak belirlemek çocuğun duygularını ifade etmesi için önerilebilecek yöntemlerdir.
Pek çok dini ve felsefi inanışa karşın öldükten sonra ne olacağı yaşayan tüm canlılar için bir muammadır. Yaşayan varlıkların yaşam sonlandıktan sonra ne olduğunu bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle çocuğun sorduğu bu soru karşısında dürüstçe “Henüz yaşamımı sürdürdüğüm için öldükten sonra ne olduğunu bilmiyorum” demek en uygunudur.
Eğer dini inanışınızdan çocuğunuza bahsetmek istiyorsanız veya bu soruya dini bir yanıt vermeyi uygun görüyorsanız çocuğunuz yaşını dikkate almanız gerekir. Dini pek çok kavram soyuttur ve çocukların soyut düşünme becerileri ergenlikten önce gelişmez. Bu nedenle cennet-cehennem, günah-sevap, şeytan-melek gibi kavramlar çocuğun kaygı düzeyinin artmasına neden olabilir.
Anne-babanın çocuğuna destek olması, pek çok durumda güçlü durması, çocuğuna yol göstermesi, onu mutlu etmeye çalışması kadar üzgün veya sinirli olması, ağlaması, kendini güçsüz hissetmesi de normaldir. Özellikle kaybedilen kişi hem çocuğunuzun hem de sizin sevdiğiniz bir kişiyse sizin de bu kayıptan ötürü üzgün olduğunuzu, zaman zaman içinizden ağlamak geldiğini, o kişiyi özlediğinizi, onu tekrar göremeyecek olduğunuz için üzüldüğünüzü, ancak bu süreci birbirinize destek olarak atlatabileceğinizi söylemeniz uygun olacaktır. Sizi zaman zaman ağlarken görmesi herhangi bir sorun yaratmayacaktır. Acıyı paylaşıyor olmak ve birbirinizi duygularınızı ifade etme noktasında özgür bırakmanız yas sürecinin sağlıklı bir şekilde sonlanması için oldukça önemlidir.
Çocuklara her koşulda ve durumda doğru bilgi verilmelidir. Yalnızca bu bilgileri verirken çocuğun yaşına, sorduğu sorunun sınırlarına, duygu durumuna dikkat edilmelidir. Ölümün geri dönüşü olmadığı açıklanmalıdır. Aksi takdirde çocuk o kişinin geri döneceğini umarak bekleyecektir. O kişinin geri gelmediğini gördüğünde veya gerçeğin bu olmadığını anladığında bu açıklamayı yapan kişiye karşı öfke hissedecektir. Kendimizi sonrasında çocuklara açıklayamayacağımız bir durumun içerisine sokmamak en doğrusudur.
Merve ADIGÜZEL
Uzman Psikolog/Aile Danışmanı
Müzik susmasın!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.