Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort
Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort
05 Eylül 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
34,0101
37,7584
2.730,61
30 Ağustos 2021 Pazartesi
Bir olayı “travma” olarak isimlendirebilmemiz için o olayın çaresizlik, dehşet, korku, endişe gibi duygulara yol açması ve ani, beklenmedik, tehlike yaratan özelliklere sahip olması gerekir.⠀
Doğal afetler (sel, deprem vs.), yaşanan kazalar, beklenmedik bir şekilde sevdiğimiz birini kaybetmek, hayati tehlike yaratan hastalıklar, savaş, göç, işkence, yaşanan fiziksel ve duygusal şiddet travmatik olaylar olarak sayılabilir.⠀
⠀
》Çabuk sinirlenir. Fevri tepkiler verebilir,⠀
》Ufak bir sesle bile irkilir. Çarpıntı, terleme, titreme, nefes daralması gibi fiziksel belirtiler yaşayabilir,⠀
》Zaman zaman ağlamaklıdır,⠀
》Uykusuzluk çekebilir,⠀
》İştahında azalma görülebilir ve zayıflayabilir,⠀
》Kabuslar görebilir,⠀
》Devamlı tetikte ve tedirgindir,⠀
》Yaşadığı travmatik olayla ilgili kısa anılar devamlı aklına gelir (flashbellek görüntüler),⠀
》Geleceğe dair umutsuz hissedebilir veya beklentisi kalmayabilir.⠀
-Karantina günlerinin pek çok etkisi oldu ve oluyor. Çocuklu ailelerdeki etkisi ise elbette daha fazla. Aynı evde yaşayan insan sayısı arttıkça karantina günlerinin etkileri de o kadar artıyor. Peki x2 çocuk olunca? Alın size bir mesele daha: kardeş kıskançlığı.⠀⠀
-Hiçbir aile kolay kolay “Karantinadan önce bizim çocuklar birbirini hiç kıskanmazdı. Her şey güllük gülistanlıktı.” demez diye düşünüyorum. Her çocuk kardeşi doğunca anneyi, babayı, onların verdiği ilgiyi, sevgiyi ve zamanı paylaşmak konusunda az ya da çok sorun yaşıyor. Bunu da bazen davranış problemleriyle, bazen sözel olarak ifade ediyorlar. Ancak karantina günlerinde ailenin büyük çocuğu, anne-babasının bir başka varlığa daha kendilerine olduğu kadar ilgi ve sevgi gösteriyor olduğunu 7/24 görür hale geldi. Herkes sosyal hayatına devam ederken bu duruma bu kadar uzun süre maruz kalmıyordu. Haliyle tepkiler ve kardeşler arasında yaşanan sorunlar da karantina öncesine göre bir hayli arttı. Peki bu problemleri azaltmak için ne yapacağız?⠀⠀
-Çocukların öfkesini tırmandıran birincil davranış anne-babanın çocukla yalnızca gün içerisinde yapılması gerekenlerle ilgili ilişki kurması ve sürekli direktif vermesidir. Devamlı ve sadece “Odanı toplar mısın?”, “Lütfen onu masada ye. Yerlere dökülmesin.”, “Dişleri fırçalamadan yatmak yok.” cümlelerini sarf eden bir insan, bir süre sonra sizin için sinir bozucu olmaya başlar. Üstüne bir de kardeşe yöneltilen ilgi, öfke patlamasına davetiye çıkarır. Hem annenin hem de babanın gün içerisinde çocukla bireysel ve eğlenceli zaman geçirmesi, oyun oynaması ve paylaşımlarda bulunması oldukça önemli. Önemli olan nokta bu zaman zarfında kardeşinin olmamasıdır. Bu zaman çocuğa özel olmalıdır. “Home-office çalışıyoruz. Ev işleri de var. Zaman kalmıyor.” diyebilirsiniz. Merak etmeyin, günde 45 dakikanızı ayırmanız yeterli olacaktır.⠀
-Çocuğunuzda parmak emme, tuvaletini altına yapma, yemeğinin yedirilmesini isteme gibi regresif (gerileyici) hareketler görürseniz, asla eleştirmeyin ve dikkatini oraya çekmeyin. Bu hareketleri gördüğünüzde “Bana ne anlatmaya çalışıyor?” diye düşünün. Çünkü çocuğun bunları yapmasının bir nedeni var. Basitçe kardeşini kıskanıyor ve onun gibi ilgi görebilmek için bu davranışları sergiliyor. İhtiyacı doyurulduğunda bu hareketler de ortadan kalkacaktır.⠀
-Eğer küçük kardeş 3 yaş ve üzeriyse, abisiyle/ablasıyla yapabileceği ortak bir görev verebilirsiniz. Örneğin kek yapmak veya bir yeri temizlemek gibi. Abinin/ablanın kardeşine göre daha büyük olduğunu, bildiklerini ona öğretebileceğini ve kardeşinin ondan öğreneceği çok şey olduğunu vurgulamak işbirliğini arttıracaktır. Çocuk kendini daha yetkin hisseder ve öğretici pozisyonuna geçer.⠀
-Toleranslı ve anlayışlı olacağınız noktalar olduğu gibi kırmızı çizgilerinizin olduğu noktalar da olmalıdır. Bunların başında da kardeşlerin birbirlerine fiziksel zarar verdikleri zamanlar gelmelidir. Bağırmanıza ve cezaların havada uçuşmasına gerek yok. Mimiklerinizle, yüz ifadenizle, ses tonunuzla ve bakışlarınızla bu durumdan hoşlanmadığınızı, izin vermeyeceğinizi ve sinirlendiğinizi belli etmelisiniz. Anne-baba olarak aynı tutum ve tavırda olmalısınız.⠀
-Çocuğunuz sözel olarak kardeşine duyduğu kıskançlığı dile getirdiğinde “Aaa olur mu hiç? O senin kardeşin.” gibi reddedici ifadeler kullanmayın. Düşüncenin veya davranışın yanlışı-doğrusu olur, ancak duyguların olmaz. Duygu istemsizce içimizde belirir ve önüne geçemeyiz. Biz istemesek de oradadır. Çocuğun anlaşıldığını ve duygularının kabul gördüğünü bilmesi, anne-babasına daha yakın hissetmesini ve duygularını sözel olarak ifade etmesi konusunda isteğinin artmasını sağlar.⠀
Merve ADIGÜZEL
Uzman Psikolog/Aile Danışmanı
Çocuklar için zamanı yapılandırdığınızda veya planladığınızda, onlar kendi zamanlarını programlamayı öğrenemiyorlar. Çünkü bunu onlar adına biz yapıyoruz. Kendi zamanını yönetmeyi öğrenemeyen çocuk da sıkılıyor ve sıkıldığında anne-babasından oyalanacağı bir şeyler talep etmeye başlıyor. Bu döngüyü kırmak önemli. Çocuğun sıkılmasına izin verin. Kendini oyalamak için bir şeyler üretmek veya oyun kurmak zorunda kalsın,⠀
İstediklerini ağlayarak elde edemeyeceğini ona gösterin. Elbette bu durum, çocuk isteklerini bu şekilde elde edemeyeceğini kanıksayana kadar sabır zorlayıcı olacaktır. İsteğini yerine getirmediğiniz her an daha yüksek ses perdesinden ağlayan bir çocuk her ebeveyn için sabır zorlayıcıdır. Ancak bir müddet sabredip bu kuralı ona öğrettiğinizde, sonrası sizin için çok daha rahat olacak. Yani çocuğunuzun her ağladığında veya sıkıldığını söylediğinde ebeveynlerinin yanına koşmayacağını anlaması gerekiyor,⠀
Siz bir animatör değilsiniz. Çocuğun her anını “kaliteli” hale getirmek ya da aktiviteyle doldurmak zorunda değilsiniz. Bunun için vicdan azabı duymayın ya da hayıflanmayın. Unutmayın; çocuğun zihin gelişimi için sürekli ve yüksek uyarana maruz kalması da iyi değildir. Bu sakinleşemeyen, yerinde duramayan ve duygularını kontrol edemeyen bir çocuk yaratabilir,⠀
Çocuğunuza hayatın her alanında “sabırlı olmayı” öğretmeye çalışın. Örneğin; siz bulaşık yıkarken çocuğunuz yanınıza geldi ve 1 bardak su istedi. Elleriniz ıslakken hemen sürahiyi kapıp su doldurmaya çalışmayın. Ona biraz beklemesini ve elinizdeki bulaşığı bitirdiğinizde bunu yapabileceğinizi söyleyin. Hemen yapabileceğiniz bir şey için bile birkaç dakika beklemesini isteyin. Bu ona adım adım daha sabırlı olmayı ve bekleyebilmeyi öğretecek,
Çocuklar enerjik varlıklar. Bir çocuğun kendi kendine oyun oynaması için ya enerjisini biraz tüketmiş olması ya da o an hareketli bir oyun oynaması gerekir. Kendi kendine oyun oynamadan önce şartlarınıza göre enerjisini harcamasını sağlayın. Örneğin evdeki holü futbol oynanabilecek yer olarak belirleyin ve orada onunla top oynayın. Böylece hem ev içinde hareket alanının kısıtlanmayacağı bir yer yaratmış olursunuz hem de enerjisini harcamasını sağlarsınız. Sonrasında daha sakin bir oyun oynamasını bekleyebilirsiniz,⠀
Çocuklar anne-babayı özlediklerinde ve onlarla geçirdikleri zaman kısıtlandığında da talepkar olurlar. Eğer çocukla sadece ev içerisindeki düzen ve yapılması gerekenler üzerinden ilişki kuruyorsanız, (yoğun iş temposunda sıklıkla karşılaşılan ve farkına varılamayan bir durum), en ufak bir şeyi bile sizin yapmanızı isteyebilir. Bunun nedeni çocuğun çok basit bir eylemi bile sizinle bağ kurmak için değerlendirmeye çalışmasıdır. Çocuğunuzun oyun için çok talepkar olduğunu görüyorsanız, durumu bir de bu açıdan değerlendirin,⠀
Çocukların oyun kurma, sabırlı olma ve bir oyun üzerinde dikkatini sürdürebilme becerilerini törpüleyen en önemli şeylerden birisi de ekranla geçirdikleri süre. Bir çocuk tablet, telefon veya televizyonla ne kadar uzun süre geçiriyorsa, gerçek hayattaki oyunla geçirdiği süre de o kadar kısalır. Çünkü gerçek hayattaki oyunlar, ekran karşısında oynadığı oyunlar gibi bir tıkla önüne dünyaları açmaz. Hiçbir lego veya oyuncak bebek konuşmaz veya çocuğunuz hareket ettirmeden hareket etmez. Bu nedenle gerçek hayattaki oyunlar çocuğa sıkıcı gelmeye başlar. Bu duruma düşmemeye dikkat edilmeli.
Merve ADIGÜZEL
Uzman Psikolog/Aile Danışmanı
Son birkaç gündür haberlerde dinlediklerimden sonra bu konu başlığı hakkında yazmaya karar verdim. Antisosyal kişilik bozukluğunun diğer bir adı da sosyopatidir. Sosyopat insanların geçmişlerine bakıldığında en sık görülen 3 örüntü; uzun süreli yatak ıslatma, hayvanlara eziyet etme ve bundan hoşlanma, yangın çıkarma (piromani). Özellikle seri katillerin geçmişlerine bakıldığında çok büyük bir kısmında ergenlik döneminde hayvanlara eziyet etme ve öldürme davranışını görüyoruz. Yetişkinlik dönemlerinde bu insanlar başkalarının haklarını ihlal eder. Madde bağımlılığı geliştirme ihtimalleri yüksektir ve sık sık kanunlarla başları derde girer. Sıklıkla yalan söyleyebilirler ve saldırgan tutumları nedeniyle kavgalara karışırlar.⠀
Bir insanın;⠀
Yalan söyleyip söylemediğine,⠀
Yaptığı herhangi bir yanlış hareketten utanıp utanmadığına,⠀
İnsanların yoğun duygu tepkileri verdikleri anlarda künt (donuk) bir duygu durumunda olup olmadıklarına,⠀
Öfke kontrolünü sağlayıp sağlayamadığına,⠀
Gerçek bir arkadaş ortamına sahip olup olmadığına,⠀
Narsistik, yani kendisini fazlaca yücelten söylemleri, hareketleri olup olmadığına,⠀
Üzerinizde hakimiyet kurup kurmadığına,⠀
Hayvanlara, çocuklara ve yaşlılara nasıl davrandığına dikkat etmek gerekir. Bir sosyopatı ele veren en temel özellikler bunlardır.⠀
Nedenlerine bakıldığında ise genetik ve çevresel etmenlerin rol oynadığı görülüyor. Antisosyal kişilik özellikleri taşıyan bir babanın, yine bu özelliklere sahip bir erkek çocuğuna sahip olma ihtimali yüksektir. Narsistik kişilik bozukluğu da bu tanıya eşlik edebilir.⠀
Tedavi kısmına gelecek olursak ne yazık ki bu oldukça güçtür. Çünkü bu kişiler çoğunlukla bir destek veya tedavi istemezler. Benmerkezci ve narsistik özellikler de taşıdıklarından kendilerinde bir problem olduğunu düşünmezler. Vicdan gelişimleri ve farkındalıkları yetersizdir.⠀
Son zamanlarda toplumdaki insan yapısına baktığımda, maalesef antisosyal ve narsist kişilerin sayısının az olmadığını görüyorum. Çevremizde, hatta en yakınımızda bile olabilirler. Lütfen farkında olun ve kendinizi korumak adına kişisel sınırlarınızı çizin. Bunu yapmakta zorlanıyorsanız da destek almayı ihmal etmeyin.
Merve ADIGÜZEL
Uzman Psikolog/Aile Danışmanı
İstismar ve beden mahremiyeti kavramları, ebeveynlerin günümüzde çocuklara açıklamakta zorlandıkları, ancak çok önemsenen konuların başında geliyor.
Çocuklar onlara anlattığınız her şeyi, onların dilinden anlattığınız sürece anlayabilirler. Oyun, resim, müzik gibi etkinliklerin yanı sıra hikayeler ve öyküler de çocuklara ulaşabilmemiz için oldukça işe yarayan araçlardır. ⠀
İstismardan korunma yollarını, beden mahremiyetini, özel bölgeleri, çocukların kaybolduklarında hangi yolları izlemeleri gerektiğini ve iyi sır-kötü sır gibi önemli başlıkları içeren bu kitapları çocuklarınıza keyifle okumanızı dilerim.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.