Sosyal medya iletişim

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Facebook, Twitter, İnstagram, WhatsApp, YouTube, Twitch, Tik-Tok…

En popüler olduğunu düşündüğüm sosyal medya araçları. Kimisi yazı-video, kimisinde sadece video, kimisinde sadece yazı vs. Oluşturulan dil ise 3 yaşında çocuk dili. Oluşturulan dil diyorum çünkü bilinçli şekilde bu konuşma dili oturtuluyor. Zaten süper akıllı telefonlarla birlikte ortaya çıkan klavye kullanım dili de sizin sosyal medyada kullandığınız dile göre kendisini yapılandırıyor. Bir de insanların bu platformlar yoluyla sosyalleşmesini bekliyorlar. Daha da asosyal hale gelen insan, kullandığı sosyal medya dili ile iletişim problemleri yaşamaya başladı. Hatta bir çok arkadaşım, mesajlaşırken yazmayı değil, ses kaydı göndermeyi tercih ediyor. Çünkü iyi niyetli söylediğiniz bir kelime, yazı dilinde farklı anlaşılabiliyor. Ses kaydında ise cümleyi söylerken kullandığınız ses tonunuz bile anlam bütünlüğü içeriyor. Anlam karmaşasının bu kadar fazla olduğu sosyal medya ortamlarında iletişim kurmak hakikaten gittikçe zorlaşıyor. Noktalama işaretleri zaten çoktan unutuldu.

Bir de popülizm kısmı var tabi ki. En ünlüler, en iyi futbolcular, en iyi doktorlar, en iyi aşcılar, en güncel siyasetçiler vb. kişiler daha çok takip ediliyor. Sanki en doğruyu söyleyen sadece onlarmış gibi. Eline kalemi aldığı zaman, İstanbul surlarını sallayacak türden yazılar çıkaran birçok yazar arkadaşım ise bu popülaritenin gölgesinde kalıyor maalesef. Çünkü insanların sosyal medyada bulunmasının amacı, bilgi almak, haber almak değil, vakit geçirmek üzerine bina edilmiş. Hatta ‘İki kelimeyi bir araya getiremeyenler’ ellerine telefon aldıkları vakit, yukarıda bahsettiğim en’lerin üstünde, biraz altında  bahsettiklerimin ise seviyesinde görüyorlar kendilerini. Bu tür varlıklarla zaten gündelik hayatta bile iletişim kuramadığımız bir hakikat iken, birde bunun sosyal medyada sosyalleşememiş haliyle karşınızda olduğunu bir düşünün. Hatta düşünmeye gerek yok, zaten görüyorsunuz.

Bir teşekkür (mü?)

Genç ve popüler bir şarkıcı kardeşimiz var. Attığı çok muhteşem Tweet 10 bin küsur beğeni ile 300 küsur retweet alıyor. Tweet ise harikulade bilgilendirici; “Suyla yoğurdu karıştırınca, ayran oluyormuş” ilginç.

Vallahi insanımız boş vaktini böyle paylaşımları beğenmek yerine bilginin peşinde geçirse, şimdi bu satıları yazıyor olmazdım.

Peki nasıl doğru iletişim kurulabilir

İletişim doğrudan eğitim seviyesi ile alakalı değildir. Hatta çok okuyan bilir metaforunun üstünü direkt çizerim. Doğru iletişim, SAYGI ve EDEP ile mümkündür. Eğer sizden farklı düşünen birine SAYGI ve EDEP çerçevesinde yaklaşabiliyorsanız, bence dünyanın en büyük iletişim üniversitesini birincilikle bitirmiş birinden daha önemli yerdesiniz. Yetişkin birine saygılı olmayı, hiçbir okul öğretemez. SAYGI ve EDEP konusunu açarsak, bu satırlar yetmez zannımca. Buradan size şunu okuyun, b-+unu yapın diye yönlendirecek değilim. Bir özdeyişim var, onu paylaşmak isterim. “Okumak, insanın kişilik devrimidir. Bolca okuyun, devriminiz kendiliğinden olacaktır”

Sosyal medya daha çok görsele yani göze ve dolayısıyla izlemeye hitap ettiği için, bu konudaki videolar faydalı olur. Bazıları saatler sürse de, bazıları 10 dakikadan fazla sürmüyor. Ancak doğru iletişim adına verdiği mesajlar, neredeyse ömürlük.

Bir de konunun öfke kısmı var

Ben siyaset yazarıyım normalde. Ancak toplumsal bilinç oluşturmak adına kendi inandıklarımı yazmak gibi de bir huyum var. Çok iyi eğitilmiş, süper yerlerde eğitim seminerleri vermiş biri değilim. Hatta kendimi yazar olarak görmekten çok bu yolda öğrenci olarak görmekteyim. Yazdıklarım asla nasihat değil, okuyucuma tavsiye niteliğindedir.

Çoğunlukla bana karşı söylem oluşturan kişilere, iş hakaret ve küfür seviyesine gelmediği müddetçe aşırı tepki vermekten kaçınırım. Asla kimseye hakaret etmem sosyal medyada. Doğru kelimeler kullanmakta işin sırrı aslında. Kırmadan, incitmeden yapmaya çalışırım da nasıl bir gol yediğini, birkaç saat sonra anlayıverir kimisi. Bu benim metodum. Öfkelenmek sadece kendinize ve sevdiklerinize zarar verir.

Anlık cevap vermekten kaçının mesela. Size verilen cevap sizi sinirlendiriyorsa, bir süre uzaklaşın oradan. Anlık gösterilen reaksiyonlar sizi hataya sevk eder, haklı iken haksız duruma düşürür.

‘Küfür ediyorlar’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Tek bir söz bunun hakkında yeterli olur sanırım. “Küfür, bilgisi olmadığı konuda fikri olan insanların silahıdır ve her silah tehlikelidir” NOKTA 

En güzel cevap ise kazanamayacağınızı anladığınız mücadelede cevap vermemektir. Unutmayalım; Söz Gümüşse, Sûkut Altın’dır.

Bu işi hakkıyla yapanlara selam olsun!

Okan AŞCI