TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan okul müjdesi

Seçim sürecine giren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu Ege Bölge Sanayi Odası (EBSO) Haziran Ayı Meclis Toplantısına katıldı

Başkan Hisarcıklıoğlu, İzmir’deki 7 sanayi bölgesine 7 okul daha kazandırılacağını ifade ederken önemli mesajlar da verdi. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise nitelikli ticaret liselerinin açılması yönünde vurgu yaptı.

“200’ün üzerinde talebin 195’i çözüldü”

Hisarcıklıoğlu, pandeminin herkesi birbirinden uzaklaştırdığını vurgulayarak, “Diğer taraftan masraf yoktu. Uzun bir aranın ardından birbirimizin görmüş olduk. Pandemi şartlarından sonra odalar birliği olarak örgütlendik. Bir haberleşme kanalı kulduk. Her gün il ve ilçede sorunlar bana rapor olarak geldi. Değerlendirmeler yapıldıktan sonra ilgili bakanlara iletme fırsatımız oldu. Mahmut Özgener en aktif çalışan başkanımızdı. Kendisine teşekkür ediyorum. Oda borsalara da teşekkür ediyorum. Onlar da müthiş bir performans gösterdiler. 200’ün üzerinde talebin 195’i öyle ya da böyle çözülmüş oldu” dedi.

“Üyelerimizin sorunlarının farkındayız”

Üyelerin sorunlarını bildiklerini ve ilgili bakanlıklara bildirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, “Eğer Türkiye daha az hasarlı atlattıysa, sizin bize bizim de hükümete sunmasıdır. Burada sizlerin de çok büyük emeğiniz var. Sıkıntılar var, bunların hepsini biliyorum. Kapalı toplantılarda görüşüyoruz. Anayasa’nın bana verdiği yetkiye dayanarak hükümete anlatıyorum. Sorunlarınızı toplantıları takip ediyorum. Döviz, kredi, yüksek girdiler, artan enflasyon, işletme sermeyesi ihtiyaçları… Bu sorunları gerekli yerlere iletiyoruz. Kredi destek paketi önümüzdeki günlerde açıklanacak. Yaklaşık 150 milyarlık bahsediyoruz. Kredi garanti fonu sizin kurduğunuz bir kurum. Biz kefil oluyoruz” açıklamasını yaptı.

“İzmir Türkiye’ye liderlik yapıyor”

Hisarcıklıoğlu, İzmir’in Türkiye ekonomisine katkı sağladığına dikkat çekerek şunları dile getirdi:

“İzmir için çok büyük veri var. 90 bin üreticimizi 4 bin ürünü analiz ettik. Burada sonuç sanayi liderleri ortaya çıktı. İzmir ikinci sırada çıktı, İstanbul’un sonrasında geldi. 4 bin üzerindeki ürünün 373’ünde Türkiye birincisisiniz. Yine listede Türkiye’nin birinci, ikinci, üçüncü sırasındasınız. Yani yüzde 58’i ile Türkiye’ye liderlik yapıyorsunuz. Türkiye’nin zenginleşmesine İzmir’in sağladığı katkılardan dolayı her zaman gözbebeğisisiniz. İzmir’in ülkemizin sanayisi için önemini bir kez daha bilmeliyiz. Başkan olduktan sonra İzmirliler her zaman yanımızda oldu. Akreditasyon konusunda EBSO, İZTO İTB temsil noktasında müthiş işler yapıyorlar. Bu bir kalite anlayışıdır. Daha önce bu birlikteliği İzmir’de görememiştim. Şimdi müthiş bir birliktelik var.”

Yorgancılar, “Enflasyon ve kur nedeniyle önümüzü göremiyoruz”

Nihai olarak Türkiye’nin karnesine baktığımızda ise tablo net olduğunu söyleyen Ege Bölge Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “TÜFE ve ÜFE arasındaki makasın rekor kırdığı bir süreçte; yüzde73,5 enflasyon ile Dünyada 5’inci, bin 548 ÜFE endeks değeri ile 3’üncü, 800’leri aşan CDS risk primi ile 2. ülke iken, gelişen ülke para birimleri arasında TL’nin en çok değer kaybeden para birimi olduğu, son 1 yılda Doların TL karşısında yüzde 99 değerlendiği, gerçeğine gözümüzü kapayamayız. Ve bu tablonun maliyetini hepimiz yükleniyoruz. Her geçen gün de maliyet katlanarak artmaktadır. Yaptığımız üretim de ihracat da değerini yitiriyor. Sahip olduğumuz avantajlarımızı kaybediyoruz. Fiyat istikrarı tamamen kaybolmuş durumda. Oysaki Merkez Bankası Kanunu’nda 4’üncü madde der ki: ‘Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır.’ Atılan adımlar da ne yazık ki, uzun soluklu olamıyor. Enflasyon artışı ve kur oynaklığı önlenemiyor” ifadelerini kullandı.

“Risk artıran unsurları ortadan kaldırmak zorundayız”

Yorgancılar, küresel piyasalarda yüksek likidite dönemi de sona erdiğini vurgulayarak, “Uzmanlar tarafından art arda küresel riskler için kasırga, kusursuz fırtına gibi tanımlar kullanılıyor. O nedenle de ivedilikle içerde riski artıran unsurları ortadan kaldırmak zorundayız. Yeniden güveni sağlamak, istikrarlı, akılcıl para ve maliye politikaları ile üretim için uygun şartların oluşturulmasını beklerken, cuma günü piyasalar kapandıktan hemen sonra bir karar açıklanıyor. BDDK tarafından verilen karar ilk bakışta şirketlere elindeki dövizi sat ve yeni döviz alma şeklinde özetlenebilir. Şirketlerin ithalat ve döviz kredisi yükümlülükleri bizi ilgilendirmez deniyor. Şok etkisi hariç, kura etkisini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Firmaların bunu birçok yolla çözme imkanı var. Grup firmalarına aktarabilirler, borç verebilirler. Ancak bu karar ve ihracatçının ihracat dövizinin yüzde 40’ını bozdurma gibi uygulamalar, faizi artırmamak için yapılan denemeler, ekonomiyle ilgili belirsizliği ve riski maalesef artırıyor” dedi.

“KOSBİ’ler bu şekilde nasıl üretebilir”

2001 yılında ihracat, 31,3 milyar dolar gerçekleştiğine dikkat çeken Yorgancılar, “Ekim 2021’de dolar 9,14 TL iken, Ocak ayında 13,52’ye çıktı. Bugün ise 16,5-17 seviyelerinde. 5 aylık ihracat rakamımız ise 102,5 milyar dolar. Yıllık hedefimiz 250 milyar dolar. Yani, 2001 krizi benzeri bir kur atağı ile karşı karşıyayız. 2001 krizinden ihracat ile doğru para ve maliye politikaları ile reformlarla ve ekonomi odaklı yönetim ile çıktığımızı hatırlatmak isterim. Bütçemizin bir kısmını yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm için kullanmamız gerekirken, bugün biz daha müşteriye vereceğimiz fiyatı belirleyemiyoruz. Bu şekilde KOBİ’lerimiz nasıl üretebilir, ülkemizin kalkınmasına nasıl daha fazla katkı koyabilir? Nasıl rekabet edebilir?” diye konuştu.

“Teknoloji liseleri kurulmalı”

Yorgancılar, Türkiye’nin dinamik üretim kapasitesi, bu krizleri aşacak güçte olduğunu ifade ederek, “Ancak, öncelikle politikaların doğru kurgulanması gerekiyor. Katma değerli üretim için eğitim sisteminin sanayi 4.0-5.0 alt yapısına uygun yeniden dizayn edilmesi ve teknoloji liselerinin acilen kurulması üretim modelimiz açısından son derece önemlidir. Bununla birlikte, sığınmacı meselesi de öncelikli çözüm bekleyen konular arasında yer almaktadır. Ve son olarak da kadınlarımızı toplumdan dışlayan, kız çocuklarımızın okumasını engelleyen sadece dini ön plana çıkaran yaygınlaştıran tarikat liderlerinden sürekli övgü ile söz edilmesinin, Atatürk’ün bize bıraktığı cumhuriyet mirasına tezat olduğunun da altını çizmek isterim” açıklamasını yaptı.

Esen, “Uzun vadeli bir gıda ve enerji kriziyle yüzleşebilişleriz”

EBSO Meclis Başkanı Salih Esen ise Rusya-Ukrayna savaşının dünya barışını ve ekonomisini tehdit etmeye devam ettiğini dile getirerek, “Pek çok uzman tarafından, savaşın yıllar boyunca sürebileceğinin ve büyüyebileceğinin ifade edilmesi, şu an önümüzdeki en olumsuz senaryo olarak görünüyor. Zira, savaş daha birkaç ayda bile dünyadaki gıda ve enerji dengelerini alt üst etmiş durumda. Pandemiden beri süregelen zorlukların üstüne, bir de bu savaşın getirdiği zorlukların eklenmiş olması, son derece rahatsız edici. Savaşın bir an önce bitmesi, hepimizin ortak temennisi olsa da farklı stratejiler geliştirmemiz de şart görünüyor. Özellikle, artan enerji ve gıda pahalılığının giderek dar boğaza dönüşmesi ve kıtlığa kadar uzanması, üzerinde en çok dikkat etmemiz gereken konu. Dünya genelinde yükselen enflasyona karşı sıkılaşma politikası sebebiyle, küresel resesyon beklentileri de bir diğer zorlayıcı mesele. Bu ekonomik mevzuların yanına, kuraklık gibi olumsuzlukların da etkisini dikkate aldığımızda, çok daha uzun vadeli bir gıda ve enerji kriziyle yüzleşebileceğimizi anlıyoruz” ifadelerini kullandı.