Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort
Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort
04 Ekim 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
34,2462
37,6107
2.919,00
Türklerin ata yurdu olan Türkistan, geçmişten günümüze kadar önemini ve değerini koruyan bir bölge. Barındırdığı zenginlikler, her çağda ilgi noktası olmasını sağladı. Ancak ne yazık ki bu kıymetli topraklara emperyalist devletler göz dikti ve coğrafyanın zengin yeraltı kaynaklarına hakim olmak istedi. Savaşarak zafer elde edemeyeceklerini anladıklarında ise türlü “oyunlar” sahnelediler.
Bu kirli oyunların arasında, halkın dilini değiştirmek ve bu minvalde bölge isimlerine müdahil olmak yer aldı. Asıl amaç ise “halkın topraklarına yabancılaşmasını” sağlamaktı. Bu duruma en çarpıcı örnek, Rusların “Türkistan” kavramını yok ederek yerine coğrafi bir terim olan “Orta Asya ifadesini yaygınlaştırma çalışması” verilebilir.
Farsçada “yer, yurt ve ülke” anlamına gelen “-stan” ile Türk ismi birleştiğinde “Türklerin diyarı” manasındaki Türkistan kelimesi meydana gelir. Bu terim, ilk olarak MÖ 7. yüzyılda Saka kaynaklarında “Türkistanak” olarak geçer.
Türkistan; Hazar ile Doğu Türkistan’ın dahil olduğu Çin sınırları ile Batı Sibirya, Urallar Bölgesi ve güneyde de Hindikuş Bölgesi’ni kapsamaktadır.
“Türkistan” ismi, Türklerin tarih sahnesine ilk kez çıktığı ve Göktürklerin de kurulmuş oldukları bölgeden farklıdır. Çünkü Ötüken bölgesi, bugün Türkistan olarak bildiğimiz sınırın dışında kalmaktadır.
Günümüzde Ötüken, Moğolistan sınırları içerisindedir ve Türkistan kavramıyla beraber değerlendirilmez. Oysaki Türklerin bu ismi aldıkları asıl bölge Ötüken’dir. Türklerin ana yurdu, yayılmacı devletlerin istilalarına ve asimilasyon politikalarına maruz kalır. Fakat savaşçı bir millet olan Türkleri bu şekilde hiçbir devlet yıldıramaz.
Aksine Türkler, güçlenip tekrar savaşırlar. Türkistan’ı fiili bir savaş ile ele geçiremeyeceklerini anlayan emperyalist devletler, bu toprakları farklı yöntemler ile ele geçirmeye çalışırlar.
Doç. Dr. Nurettin Hatunoğlu bu konuyla alakalı şu ifadelerde bulunur:
“Türkistan kelimesinin kullanılmasını daha çok tercih ediyoruz. Çünkü bu süreçte Türkistan kelimesinin ya da kavramının unutturulduğunu düşünüyoruz. Tarihsel sürece baktığınızda da gerçekten o şekilde devam etmiş.”
Prof. Dr Ahmet Taşağıl, Orta Asya kavramının yaygınlaşması hakkında şunları belirtir:
“Türk ve stan kelimelerinin birleşmesinden doğan Türkistan kelimesi, Fars kaynaklarında Orta Asya’ya verilen bir isimdir. Yani Türk ve İranlıların nazarında Orta Asya, Türk Irani Sir Derya (Seyhun) Irmağı’nın doğusu kastedilmişse de daha sonra bu isim daha kapsayıcı şekilde bütün Orta Asya için kullanılmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında, bölge Ruslar tarafindan işgal edilince bu ad daha da kapsayıcı bir hale gelip sıklıkla kullanılır olmuştur. Nitekim Hindistan üzerinden hakimiyetlerini Orta Asya üzerine doğru genişletmek isteyen İngilizler de Türkistan kelimesini benimsemiş ve kullanmaya başlamışlardır. Daha sonra Rusların işgal ettiği bölgeye Batı Türkistan, Çinlerin ele geçirdiği topraklara ise Doğu Türkistan denilmiştir.”
Hatunoğlu, Türkistan kavramının, günümüzde etnik bir terim olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtir:
“Bundan yüzyıl kadar önce Süleyman Çolpan’ın ‘Güzel Türkistan Sana Ne Oldu’ adlı şiirinde bahsettiği Türkistan kavramı, bugün ‘Orta Asya’ bölgesinde insanlar tarafından maalesef etnik aidiyet içerisinde değerlendirilmiyor.”
Emperyalist devletlerin oyunlarından önce Türkler, sadece “Türk veya Türkistanlı” olarak adlandırılırken, Rusların uyguladığı politikalarla beraber “Özbek, Türkmen, Uygur, Kazak, Kırgız, Azeri” gibi tamamen ayrıştırma odaklı isimlerle anılır.
Ayrıştırma politikası hakkında Hatunoğlu, şu ifadeleri kullanır:
“Kendilerine Özbek diyor, Kazak diyor, Kırgız diyor. Ama bizim babalarımız ya da bundan 70-80 yıl önce yaşayanlar ki bunlar içerisinde benim anne tarafından dedem de dâhil, kendilerini Özbek olarak tarif etmiyorlar. Kendilerine Türkistanlı diyorlar. Demek ki bu yüzyıl içerisinde bu kavram ile ilgili çok ciddi bir değişim yaşandı.”
Sovyet Rusya, Türklerin birlikte hareket etmesinden rahatsız olur. Çünkü tek emeli bu toprakları işgal etmek ve Rusya’nın bir parçası haline getirmektir. Karşısında tek vücud halinde hareket eden Türklere karşı “Ruslaştırma politikasını” uygulamaya başlar.
Prof. Dr Ahmet Taşağıl bu politikanın nasıl başlandığını şu cümleleri ile anlatır:
“Orta Asya tabiri, 1867’de Rus işgalinin ilk dönemlerinde Rusçadan “sredney azii” diye uydurulmuş ve diğer Batı dillerinde kabul görmüştür. Bundan dolayı Türkistan tabiri yerine Central Asia veya L’Asie Central ifadeleri yerleşmiştir. Ülkemizde tarihimizin bu cephesi maalesef bilimsel bir şekilde gelişmediği için Türkistan kelimesi savunulamamış unutturulmaya çalışılmıştır. Aslında Orta Asya tabiri de çok yanlış değildir. Ancak Türkistan adı tarihi gerçekliği taşıması ve Türk tarihinin eski ve yeni tarafını göstermesi bakımından çok daha önemlidir.”
Ruslar ele geçirdiği topraklarda, bölgedeki insanları kendi kurallarına göre şekillendirmek ister. Bu da dünyadaki devletler ve bilhassa Türkistan halkı tarafından “Ruslaştırma politikası” olarak bilinir. Özellikle Rus dilini, bu minvalde de kiril alfabesini en güçlü silahları olarak görür ve görmeye de devam eder.
Sovyet Rusya, Türk topluluklarını tek tek ayırdıktan sonra artık “bir bütün” olarak anılmamaları ve milliyetlerini unutturmak için “Türkistan” olan bölge ismini, coğrafi terim “Orta Asya” ile değiştirir. Sovyetler Birliği, 1924’ten sonra Türkistan yerine Orta Asya’yı kullandırmaya zorlar. Bazı Sovyet coğrafyacılar daha da ileri giderek, Orta Asya dedikleri bölgenin, merkezi Asya’nın bir kısmı olduğu iddiasında bulunur.
“Orta Asya” ifadesi sadece Rusların kullandığı bir kavram olarak sınırlı kalmaz, dünyada elliye yakın Orta Asya isimli araştırma enstitüsü kurulur. Türkiye’de ve dünyada birçok Türkolog ve tarihçi Orta Asya terimini kullanmaktadır. Türklerin yaşadığı bölgeye “Orta Asya” denmesinin doğru bir isimlendirme olmadığının ve bunun bir kimliksizleştirme çalışması olduğunun farkına varmalıyız. Kaynak: Fikriyat
Japonya’nın da çocuk bayramı var
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.