Üç aylar: manevi arınma, manevi okul

2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

The Anatolia Post

KONUK YAZAR: NJ PATERSON ULU CAMİİ İMAM HATİBİ ÜMİT AKKAYA  

Üç aylar… Recep, Şaban ve Ramazan… Rabbimizin bizlere lütfu olan bu aylar, maddi ve manevi kirlerden, günahlardan arınmak için Cenab-ı Hakk’ın bize tanıdığı önemli bir fırsattır.

Bizi bu mübarek mevsime kavuşturan Allah’a sonsuz hamd ve senalar, Habib-i Edib’i sevgili Peygamberimize (S.A) de binlerce salat ve selam olsun.

İnsanoğlu bir yılı aşkın bir süredir Covid 19 salgını sebebiyle büyük bir imtihandan geçmektedir. Bu süreç içerisinde insanlar evlerine hapsolmuş ve birçok kimse bu hastalığa duçar olmuştur. Gam, keder ve ümitsizlik tüm dünyayı sarmışken on bir ayın sultanı Ramazan ayının muştusu olan Recep ayına kavuşmamız Müslümanların yüzünde tebessüme, gönlünde ise huzura kavuşmaya bir kapı olmuştur.

İnsanlar hayatının her döneminde ve alanında Alemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) sığınma ihtiyacı duymaktadır. Çünkü O en güvenilir limandır. İnsan, onu yaratan, rızık veren, gök ve yerde yaratılmış olan her şeyi hizmetine vermiş olan ve kendisini yaratılanların en üstünü kılan Allah’a kul olmakla kalbi mutmain olur. Bu sebeple üç aylar, inanan kimseler için itikadi yenilenme, ahlaki   olgunlaşma ve de ruhumuzu arındırmak için fırsatlar sunan manevi bir okuldur.

İnsanın yaşamış olduğu dünya hayatı Kur’an-ı Kerim’de de anlatıldığı gibi aldatıcı, süslü ve geçici bir metadan ibarettir.[1] İnsanlar dünyanın bu özelliklerine kapılarak Hz. Peygamber Efendimizin hadisi şerifinde zikrettiği gibi zamanın kıymetini bilememekte ve zamanını doğru yönde değerlendirememektedir.[2] İnsanlar bilerek veya bilmeyerek Rabbimizin razı olmayacağı davranışlar içerisinde bulunabilmektedir. Unutulmamalıdır ki; insanın yaşamış olduğu her anı değerli ve kıymetlidir. Müslüman Rabbine karşı her zaman kulluk etmekle mükelleftir. İnsanın yaratılış amacı ve gayesi budur. Allah Kur’an-ı Kerim’de “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım”[3] “sana ölüm gelinceye kadar rabbine ibadet et”[4] buyurmuştur. İşte Recep, Şaban, Ramazan ve bu ayların içerisinde var olan Regaib, Mirac, Berat ve Kadir geceleri bizi Rabbimize yaklaştırarak dualarımızın ve tövbelerimizin kabul olmasına vesile olacaktır. Dinimizde ayrı bir yeri olan bu ayların ve içerisinde barındırmış olduğu gecelerin kıymetini ve değerini idrak edebilenler, gerektiği gibi rahmetinden istifade yolunu tutabilen kişiler, kendilerini her türlü kötülükten uzak tutabilecek ve insanı vasıflarının artmasına gayret edebilecektir. Mü’minler olarak bu aylarda manevi hazza ulaşabilmek için bizler için rehber, hidayet kaynağı ve şifa olan Kur’an-ı Kerim’i okumaya, anlamaya ve yaşamaya gayret etmeliyiz. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A) hayatını, O’nun sünnetini, ailesiyle, arkadaşlarıyla, komşularıyla, toplumla olan ilişkilerini ve O’nunla ilgili birçok şeyi öğrenmeye ve anlamaya çalışmalıyız. Recep ve Şaban aylarında nafile olarak tutacağımız oruçlarla arzuları bitmek ve tükenmek bilmeyen nefsimizi Ramazan ayına hazırlamalıyız.

Zünnun-i Mısri üç aylar hakkında şöyle demiştir:

“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan hasat ayıdır.”

Peygamberimiz hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur:

 رجَبُ شَهْرُ اللَّهِ وَشَعْبَانُ شَهرِي وَرَمَضَانُ شَهرُ اُمَّتِي

 “Recep Allah’ın, Şâban benim, Ramazan da ümmetin ayıdır.”[5]

 Bu tahsiste bir şeref, bir itibar ve bir itina var. Bu zaman dilimlerini en güzel şekilde değerlendirmeli ve ahirete yatırım yapmalıyız. Allah (C.C) ayeti kerime şöyle buyurmaktadır:

أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللهَ إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

 «Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.»[6]

Başka bir ayette ise şöyle buyrulmaktadır:

. وَلاَ تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللهَ فَأَنْسَاهُمْ أَنْفُسَهُمْ أُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

“Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.”[7]

Ayeti kerimeler bize göstermektedir ki bugünün bir yarını vardır. Dünün de bir hesabı olacaktır. Mü’minler yarına hazırlıklı olmak durumundadır. Üç ayları iyi bir fırsat bilelim ve bu Mubarak zaman dilimlerini iyi değerlendirelim. Unutmayalım ki yapılan güzel ve salih amellere misliyle karşılık, büyük bir ecir vardır. 

Ayrıca şunu da unutmayalım ki; ibadetlerimiz, hayır ve hasenatlarımız, salih amellerimiz sadece bu aylara veya Ramazan ayına hasredilemez. Müslümanlar olarak bizler hayatımızın her anında ve aldığımız her nefeste Allah’a kul olduğumuzun bilincinde olarak yaşamalıyız. Peygamberimizin duasıyla bitirelim;

اللهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبٍ، وَشَعْبَانَ، وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ

“Allah’ım! Recep ve Şa’ban ayını bize mübarek kıl. Bizleri Ramazan’a kavuştur.[8]

Ümit AKKAYA NJ Paterson Ulu Camii İmam-Hatibi 

[1] Hadid, 57/20

[2] Buhari, Rikak, 1

[3] Zariyat, 51/56

[4] Hicr, 15/99

[5] Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)

[6] Haşr, 59/18

[7] Haşr, 59/19

[8] Taberânî, Evsat, IV, 189