Acının bir fotoğraf karesine sığmış hali - The Anatolia Post - Dünya'dan Güncel Haberler

Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort

02 Haziran 2023 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

ataşehir escort
a İkindi Vakti 16:57
İstanbul 23°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Acının bir fotoğraf karesine sığmış hali

6 Şubat Pazartesi saat 04.17’de yaşanan Türkiye’nin küçük kıyamet'ini enkaz altında kalmış ve hayata veda etmiş 15 yaşındaki kızının elinin bırakamayan babanın donmuş hali anlatacak. Donakalmış bir baba, ölmüş bir evlat… Salt bir yalnızlık, salt bir acı… Fotoğraftan bile ulaştı hepimize, yüreklerimizi dağladı.

Yaşadığımız felaketler aklımızda bazı fotoğraflarla kalıyor. 99 depremini elinde ekmeği ağlayan bir yaşlı amca fotoğrafı ile aklımıza kazıdık, Van depremini enkazın altından korkulu gözlerle bakan Yunus’un gözünden görmeye çalıştık. İzmir depreminde Ayda bebeğin enkazdan çıkarılışının fotoğrafını unutmadık.

Acının bir fotoğraf karesine sığmış haline baktık ağlamaklı gözlerle. Hala denk geldikçe o fotoğraflara aynı duyguları yaşıyoruz.

6 Şubat Pazartesi saat 04.17’de yaşanan Türkiye’nin küçük kıyamet’ini ise enkaz altında kalmış ve hayata veda etmiş 15 yaşındaki kızının elinin bırakamayan babanın donmuş hali anlatacak. Donakalmış bir baba, ölmüş bir evlat… Salt bir yalnızlık, salt bir acı… Fotoğraftan bile ulaştı hepimize, yüreklerimizi dağladı.

Bence bu depremin simge fotoğrafı budur.  Üzerinden yüz yıl da geçse benim aklımda bu depremden bu fotoğraf kalacak. Hatta hiç silinmeyecek. Mesut Hançer isimli baba, depreme yatağında yakalanmış ve hayata veda etmiş kızı Irmak’ın elini dondurucu soğuğa rağmen bırakmamış, orada enkazın üzerinde öylece oturuyor.

Ölmüş çocuğunun enkaz altındaki elini bırakamayan baba.

Daha acısı ne olabilir?

Allah hiçbir anne babaya bu duyguyu yaşatmasın.

Fotoğrafı gördüğüm andan beri empati yapmaya çalışıyorum. Çocuklarımın yüzüne dalıp gidiyorum. Bu durumda olan biz olsaydık çıldırmadan nasıl durabilirdim, bilmiyorum.

Bu acının yaşanmasına sebep olan, öyle ya da böyle dahli olan herkes de ya bu dünyada ya da öte dünyada cezasını misliyle bulacaktır. En azından öyle düşünüp, buna inanıp içimi soğutmak istiyorum.

Meslek icabı 3 gündür bir sürü fotoğrafa baktım, bir sürü video izledim, acıyı duydum seslerde. Çaresizliğin somutlaşmış halini gördüm. İçim çekildi.

 Bir yandan da aynı çaresizlik içimize çöreklendi. Bir şey yapamıyor olmak suçluluk hissettirdi.

Tok olmak, sıcak evde oturmak, sıcak yatakta uyumak, çocuklarıma sarılmak kendimi suçlu hissettirdi.

İnsanlar orda ölüyor biz burada her şeye rağmen gülebiliyoruz deyip ağlamaya başladık aniden.

Ahir ömrümde gördüğüm 5’inci ama en büyük deprem bu oldu. 1999 depreminde faal olarak muhabirdim, depremin olduğu bölge bu kez kendi memleketimdi. Şu an yakınlarına ulaşmaya çalışanların yaşadığı korkuyu ve acıyı aynen yaşadık.

Ardından 12 Kasım Düzce geldi…

Sonra Van…

Sonra bir diğer memleketim İzmir’de yaşanan deprem ve yine aynı korkular. Ablam, abim, yeğenlerim, çocukluk, gençlik arkadaşlarım, dostlarım. İç çarpıntıları ile telefon etmek, korkuyu iliklerine kadar hissetmek ve seslerini duyduğunda sevinmekten utanmak.  Art arda gelen duygular bunlardı.

Başkalarını yaşamayalım inşallah diyeceğim ama bundan da umudum yok. Deprem kuşağında olan güzel ülkemde zaman zaman çıkarılan imar afları, denetimsizlik derken, ders almadan hayatımıza devam edeceğiz bir sonraki felakete kadar…

Her depremde verilen sözler yine verilecek, acılar soğuyana kadar anmalar düzenlenecek ve sonra sadece bir tarihten ibaret kalacak depremin günü ve saati.

Umarım bu kez yanılırım, umarım bu kez dersimizi alır, gerçekleşmesi neredeyse kesin olan yeni depremlere daha sağlam binalarla hazırlanırız.

1 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Konuşmak hoşuma gitmiyor… Susmak içime sinmiyor…

HIZLI YORUM YAP

1 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.