Biden yönetimi hem petrol arzını kısıtlayarak, hem de bankalara ve varlık yöneticilerine geleneksel enerji projelerinden çekilmeleri için baskı yaparak, gaz fiyatlarındaki enflasyonu artırdı. Bu politikaların sonucu, tüketicilerin satın alma gücünün zayıflarken, ABD’yi petrol zengini yabancı ülkelere muhtaç hale getiriyor.
ABD Başkanı Biden, ülkenin kendi petrolünü üretme kabiliyetini kısıtlıyor ve bunun yerine, gaz fiyatlarını düşürmek için bazıları totaliter rejimler tarafından yönetilen hükümetlere sahip yabancı ülkelere güveniyor. Biden’ın Keystone XL boru hattını iptal etmesi, federal topraklar ve sulardaki araştırmaları sınırlandırması, daha fazla yerel petrol arzını kısıtlama kararı, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne (OPEC), Amerikan enerji tüketimi üzerinde önemli bir fırsat sağlıyor.
Cumhuriyetçi Teksas Senatörü John Cornyn, “Beyaz Saray’ın, Amerikan enerji şirketlerinin elini kolunu bağlayarak Suudilere üretimi artırmaları için yalvarması, acınası ve utanç verici” dedi.
Çalışma İstatistikleri Bürosu’na göre , Tüm Kentsel Tüketiciler için Tüketici Fiyat Endeksi Ekim 2020’den Ekim 2021’e kadar yüzde 6,2 arttı. Özellikle, enerji fiyatları geçen yıl yüzde 30 arttı. Aynı zamanda, akaryakıt fiyatları yüzde 49.6 arttı. Ayrıca, Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi aynı dönemde yüzde 5 yükseldi.
Enflasyon düşük gelirli hanelerin alım gücünü aşındırıyor ve Biden yönetimi, ABD’nin enerji arzını sınırlamaya çalışıyor.
Ekimde Blackstone CEO’su Stephen Schwarzman, belirtilen enerji fiyatlarının bu kadar yüksek olmasının bir nedeninin de, fosil yakıt şirketlerinin finansman elde etmesinin “neredeyse imkansız” olmasından kaynaklandığını söylemişti.
BlackRock CEO’su Larry Fink de, “hidrokarbon arzını kısıtlayan politikaların enerji enflasyonu yarattığını” ve geçici olmadığını, uzun sürebileceğini itiraf etti.
Ek olarak, Jeffries Küresel Hisse Senedi Stratejisi Başkanı Christopher Wood, CNBC’ye yaptığı açıklamada, enerji talebi ve arzı arasındaki uyumsuzluğun daha da kötüleşebileceğini söyledi.
Wood, petrol fiyatlarının daha da yükseleceğini, çünkü kimsenin petrole yatırım yapmadığını, ama dünyanın hala fosil yakıt tükettiğini, petrol fiyatının 150 dolara çıkabileceğini” söyleyecek kadar ileri gidiyor.
Fiyatlardaki artış, yönetimin petrol ve gaz üretiminin durdurulması için yaptığı siyasi baskıya bağlanabilir. Wood, petrol ve doğal gaza yönelik “siyasi saldırının”, “kalıcı önemine rağmen, sektöre yatırım teşvikini ortadan kaldırdığını” iddia etti.
Western Energy Alliance Başkanı Kathleen Sgamma, “Petrol ve gaz üreticileri sermaye bulamıyor, çünkü Biden yönetimi bankalara, iklim değişikliği adına bize borç vermemeleri için çok baskı yapıyor” dedi.
ABD’nin dört bir yanından devlet yetkilileri, siyasetin yatırım kararlarına sızmış durumdan bıkmış durumda. The Federalist, 15 devlet mali memurunun kaleme aldığı bir mektuba ulaştı.
Mektup, petrol ve doğal gaz yatırımlarına karşı ayrımcılık yapmaya devam etmeleri halinde, ABD finans kurumları tarafından yönetim altındaki 600 milyar dolarlık varlığı kaldırma tehdidini içeriyor.
Mektup, Biden yönetiminin sermayeyi, petrol ve gaza konusunda nasıl baskı altına aldığını açıklıyor. Mektupta özellikle, Hazine Bakanlığı’nın, “dünyadaki gelişmekte olan ülkelerdeki geleneksel enerji üretim projelerine, Amerikan finansal desteğini sona erdirmek ve muhtemelen gelecekteki kalkınma ve keşifleri Çin çıkarlarına devretmek için” çok taraflı kalkınma bankalarına nasıl rehberlik ettiğini gözler önüne seriyor.
Petrol üretimine devam etmek ve enerjinin tüm Amerikalılar için karşılanabilir olduğundan emin olmak birincil hedef olmalıdır. Biden ve Demokratların petrol ve gaz endüstrisini yavaş yavaş boğma planı, tüm Amerikalıların durumunu daha da kötüleştirecektir.
Kaynak: The Hill / Bryan Bashur
Öğle Vakti 12:59
News
EKONOMİ
AMERİKA
AMERİKA
AMERİKA
AMERİKA
AMERİKA
AMERİKA
