Halk arasında mide mikrobu olarak bilinen Helicobakter Pylori gastrit, ülser ve mide kanserine neden olduğu keşfedilmiş yavaş ilerleyen ve kendisini çoğu zaman belli etmeyen bir mikrop türü. Uzmanlar, midedeki asit ortamında yaşayıp üreyebilen bu mikrobun dikkate alınması gerektiğini belirterek, ortak eşya kullanımı ve yiyecek hijyenine dikkat çekiyor.
The Anatolia Post-Prof. Dr. Barry Marshall Helicobakter Pylori mikrobunun mide veya 12 parmak bağırsağında kansere kadar varabilen birçok hastalığa neden olduğunu keşfederek 2005 Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı. Prof. Marshall’ın bu önemli çalışması mide hastalıklarının tedavisinde çığır açtı. Bu sayede son 17 yıldır mide ve bağırsak hastalıklarında nasıl bir tedavi yolu izleneceği daha da kolaylaştı ve çoğu mide kanseri oluşumlarının da önüne geçilmiş oldu.
Bulaşıcı olması yayılımını hızlandırıyor
Yapılan çalışmalara rağmen dünya nüfusunun neredeyse yarısı hala mide ve bağırsak kanserlerinin baş aktörlerinden Helicobakter Pylori mikrobunun taşıyıcısı. Helicobacter Pylori mide asit ortamında yaşayan bulaşıcı bir bakteri. Bu bakteriler bulaş yoluyla mide duvarına tutunuyor. Burada yavaş yavaş çoğalarak mide ve bağırsaklarda çeşitli hastalıklara sebep oluyor.
Peki bu mikrop insanlara nereden bulaşıyor, ne şekilde yayılıyor?
Mide mikrobunun en önemli sebebinin aynı ortamda bulunan kişiler tarafından ortak eşyalar (Diş fırçası, havular, çatal, kaşık, bardak v.b) kullanımı ile olduğu biliniyor. Meyve sebzelerin yeterli derecede yıkanmaması, su ile temas, temizlik ve hijyenin yeteri kadar iyi sağlanamaması, tuvalet sonrası el yıkamama, içme suyunun dezenfekte işlemlerinin yeterli olmaması da hastalığın diğer nedenlerinden. Bu mikrobun dünya genelinde, kalabalık şehirleşmelerde daha sık görüldüğü de tespit edildi. Helicobakter Pylori çok çabuk bulaşan fakat uzun süre kendisini belli etmeyen bir yapıya sahip. Bu nedenle hijyene çok dikkat etmek gerekiyor.
Helicobakter Pylori hangi hastalıklara neden oluyor?
Helicobakter Pylori çok sayıda mide hastalıklarına neden oluyor veya zemin hazırlıyor. Mide ülseri, akut ve kronik gastrit, mide kanseri, 12 parmak bağırsağı ülseri, MALT lenfoması bu hastalıkların başında geliyor. Birçok kişi kronik H. pylori enfeksiyonu geçirse de herhangi bir semptom göstermiyor. Bazılarında ise mide ve duodenal ülserler de dahil olmak üzere birçok ciddi probleme neden oluyor. Ülserler çeşitli semptomlara neden olabiliyor veya hiçbir semptom göstermeyebiliyor. Helicobacter Pylori’nin en yaygın belirtileri ise; aşırı geğirme, şişkinlik hissiyatı, midenin ekşimesi, açıklanamayan kilo kayıpları, iştahsızlık, bulantı veya kusma, kötü nefes kokusu, çok az yemek yedikten sonra dahi doyma hissi, koyu renkli dışkı.
Enfeksiyon nasıl teşhis ediliyor?
Enfeksiyonun teşhisi genellikle hastaların şikayetleri ve H. pylori enfeksiyonunu gösteren testlerin yapılması sonucunda konuyor. Dışkıda helicobakter antijen testi, veya üre-nefes testi yoluyla noninvaziv olarak H. pylori enfeksiyonu varlığı tespit edilebilir. Bununla beraber, H.pylori enfeksiyonunu saptamak için daha güvenilir yöntemler; mideden doku parçası alarak hızlı üreaz testi, histolojik inceleme, ve mikrobiyal kültür olarak belirtiliyor. Helicobacter Pylori enfeksiyonu genellikle ülser ya da gastrit gibi hastalıklara neden olmadığı sürece tedaviye gerek duyulmuyor. H. Pylori tedavisinde antibiyotikler kullanılıyor. Çünkü H. Pylori bir bakteridir ve antibiyotiklere duyarlı. Ancak bu bakterinin kullanılacak antibiyotiğe direnç geliştirmemesi için tedavide birden fazla ilaç beraber kullanılıyor. Bu ilaçlar belirli bir süre kullanıldıktan sonra enfeksiyon etkeninin ortadan kalkıp kalkmadığını kontrol etmek için hastadan yeniden üre ya da dışkı testi isteniyor. Tedaviden sonra enfeksiyon hala mevcut olabiliyor. Bu peptik ülserin yeniden ortaya çıkmasına da sebep olarak gösteriliyor ve hastaya tekrar tedavi öneriliyor.
İlaç tedavisi ve hijyene dikkat edilmesinin yanı sıra yaşam standartlarının iyileştirilmesinin hastalıkla mücadelede payının büyük belirtiyor. Stresin en çok etkilediği organların başında gelen mide ve bağırsakların sağlığı için stresten uzak durulmasını öneren uzmanlar, stressiz bir yaşam sürmenin Helicobakter Pylori tedavisindeki önemine dikkat çekiyor. Uyku düzeni ve yemek saatlerine kadar kişinin yaşamında yapacağı olumlu birkaç değişiklik hastalığın tedavisi için gerekli etkenler arasında gösteriliyor.
İmsak Vakti 04:58
News
DÜNYA
AMERİKA
DÜNYA
AMERİKA
SAĞLIK
Genel
