Allah düşürmesin kimseyi ama son zamanlarda yeni yapılanan şehir hastanelerine gittiniz mi? Beş yıldızlı otellere taş çıkartacak bir yapılanma, sanki özel bir hastane değil, beş yıldızlı bir otelden içeri giriyorsunuz. Devasa bir giriş, ona yaraşır bir karşılama bankosu, triyaj, doktor, tahlil ve tetkikler, neticelendirme sürati… Hepsi, benim diyen özel hastaneye taş çıkartır. Bir yerlerde işleyen bir sistem varsa, gebe olduğu ilk şey aksaklıklardır. Ancak dikkat buyurun aksaklık dedim, büyük hata demedim! Nedir büyük hata dediğimizin karşılığı, insan sağlığı veya insan hayatı!
Hastanelerin temel kuruluş, yapılış amacı nedir? Sağlığa kavuşturmak. Öldürmek bu amacın dışında değil, tersinde bir şey… Geçen hafta ailecek kötü bir dönemden geçtik ve süreç işliyor, kötünün iyisine şükrediyoruz. Yapılan şehir hastanelerinden birinde, kız kardeşimin kocasının beyninde ur çıktı, dört santim büyüklüğünde ve ön lobda. Bedenin belli kesimlerinde hissizlik başlayınca, kan sulandırıcı ilaçlar kullandı. Ertesi gün beyin ameliyatına alınacaktı ki kendisini özel bir hastaneye, alanında ünlü bir beyin cerrahına teslim ettik. İyi ki de öyle yaptık, zira doktorun aldığı ilk karar ameliyatı ertelemek oldu, çünkü kan sulandırıcı ilaç içen bir kişinin ameliyat olması kan kaybından ölmesi demekti.
Bir hafta sonra, önceki gün ameliyat başarılı bir şekilde gerçekleştirildi, şimdi patoloji sonuçlarını bekliyoruz. Bahsettiğim şehir hastanesinde stresli bir şekilde beklerken, muhatap olacağınız bir Allah’ın kulunu bulamamanız bir yana, doktorların hemen ertesi gün ameliyatı gerçekleştirme kararları oldukça radikal. Peki hastamız ölseydi sebebi ne olacaktı, suçlu kim olacaktır?… Dahası sadece üç haneli rakamlardan oluşan Alo Bilmem ne hattını mı arayacaktık. Ki zamanında aradık da… Sonuç ne? Hiçbir şey!
Sağlık konusunda hastaneler inşa etmek olmazsa olmaz, modern tıp gereçleri de öyle. Yani hastane gibi hastane inşa etmek olmazsa olmaz, peki ya insan inşa etmek? Sağlık konusunda daha duyarlı bir sistem istiyorsak, önce sistemi kuracağız, sonra vatandaşa sağır olmasa da daha hassas kulaklara sahip sistemler inşa edeceğiz. Doktorlar neden dayak yiyor dememek için, doktorları yumrukla değil, sistemle uyaran, vatandaşa duyarlı sistemler gelmek zorunda. Elinizi vicdanınıza koyun, bir sağlık çalışanı dolayısıyla yakınınız ölüyor, kim takar o zaman kanunları? Efendim bin hastada bir tanesi doktor hatalarından ölüyor deyip, o bininci sizin yakınınız olunca sessiz mi kalacağınızı sanıyorsunuz? Eniştemizin dört saatlik ameliyatını gerçekleştiren doktor, bizzat bizi arıyor, gelin size bilgi vereceğim diye özel hastanede, devletimin hastanesinde ise hekim asistanı bulursanız öpün başınıza koyun. Üstelik ameliyat esnasında belirli saat periyodlarında ameliyathane ile telefonlaşıyorsunuz, operasyon nasıl gidiyor diye…
Kendini devletten daha büyük zanneden, odasından bir zahmet dışarı çıkmayan doktor amcalar, sizin kendinizden küçük gördüğünüz o halk var ya, sizin kendinizden daha küçük gördüğünüz devletten de büyük. Bana ne kardeşim 85 sene tıp okumuşsanız, bana ne sistem sizi çok zorluyorsa, bana ne doktor olmak ayrıcalıksa, bana ne??? Sen kendini olmazsa olmaz sanıyorsun ya, hadi o küçümsediğin hastaları hayatından çıkart bakalım geriye ne kalıyor? Şehir hastanesindeki de doktor, özel hastanedeki de ama, özeli özel yapan gösterilen ihtimam, doktorların ve çalışanların tarzları, hele bir dışına çıksınlar bakalım. He! Bu bir genelleme değil bu arada, işini yapan, egosunun altında gölgelenmeyen doktorlarımız var. Ancak bir an evvel, hastaların haklarını, hasta yakınlarının bilgilendirildiği sistemleri, halkla ilişkiler birimlerini, doktorların vatandaşın şifacısı değil de sanki patronuymuş gibi davranan doktorlarını denetleyen üst kurulları oluşturun. Devlet hastanelerinde hala ameliyat öncesi, sonrası bilgi alabilmek imkânsız. Bunu bir an evvel denetim altına alın, halkın üstün olduğunu bilen hastana çalışanları yetiştirin. Yoksa milletten dayak yiyen çoook doktor göreceğiz bu şekilde… Çalışan, mesleğinin hakkını veren tüm sağlık çalışanlarına sevgi, şükran ve saygılarımla…
Mustafa Sefa GÜVENİR
Öğle Vakti 12:59
News
Köşe Yazıları
