Saadet Partisi’nde sular durulmuyor

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Saadet Partili 46 kişinin bir araya gelerek oluşturduğu Haymana Mutabakatı Heyeti, yeni yayımladıkları bildiriyle 6’lı masa ortaklarından SP yönetimine yönelik eleştirilerini sürdürdü

Haymana Mutabakat Heyeti, Saadet Partisi’nin 30 Ekim’de gerçekleştirdiği 8. Olağan Büyük Kongresi öncesinde sosyal medya hesabından 14-16 Ekim Haymana Mutabakatı Sonuç Bildirgesi’ni paylaşmıştı.

Bu kez heyet Saadet Partisi’ne yeni bir manifesto yayınladı. 6’lı masanın ortağı olan Saadet Partisi’ne yönelik eleştirilerini sürdüren 46 kişilik Haymana Mutabakatı Heyeti, bu yeni bildiride Milli Görüş’e uygun Cumhurbaşkanı adayı için çalışacaklarını açıkladı.

Haymana Mutabakatı Heyeti Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Yaşar, sosyal medyadan paylaşılan manifesto mahiyetindeki bildiride şunları dile getirdi:

“Bilindiği gibi Saadet Partimizin uzun zamandır izlediği ve uyguladığı siyaset tarzı Milli Görüş hareketimizin temel esaslarına uygun olarak yürütülmemektedir. Bu durudan rahatsız olmamız nedeniyle zaman zaman genel başkanımızla ve genel merkez yönetimi ile defaatle görüşülmesine rağmen herhangi bir mesafe alınamamış, mevzu siyaset tarzının aynen devam ettirildiği müşahede edilmiştir.”

Bildirinin devamında, “Haymana Mutabakatı Heyeti önümüzdeki süreçte aşağıdaki başlıklarda belirtilen konularda açıklamalar yapılmasına karar vermiştir” denilerek beş madde sıralandı.

İşte manifestodaki beş madde:

1. Saadet Partimizin üslup, tutum, davranış ve sonuçlarının Milli Görüşün temel esaslarına uygun olup olmadığının ortaya konulması,
2. Saadet Partimizin 8. Olağan Büyük Kongresi ve devamında alınan tavır ve kararların takip edilip değerlendirilmesine,
3. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Milli Görüş prensiplerine uygun Cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ile ilgili çalışma yapılmasına,
4. Altılı masada alınan kararların ve milletvekilliği seçimlerinde Saadet Partimizin belirleyeceği tutum ve davranışlarının takip edilmesine,
5. Türkiye ve dünyada meydana gelen siyasi, ekonomik ve sosyal olaylar karşısında Milli Görüşün temel esasları açısından kamuoyunu aydınlatan değerlendirmeler yapılmasına karar verilmiştir.

HAYMANA MUTABAKATI DAHA ÖNCE NE DEMİŞTİ?

Haymana Mutabakatı’nın birinci bildirisinde, “Önce Ahlak ve Maneviyat” prensibiyle hareket ettiklerini ifade ederek, rahatsızlık duyulan konular şöyle sıralanmıştı:

“(…) Biz diyoruz ki; Bu zamana kadar faize, zinanın suç olmaktan çıkarılmasına, Siyonist İsrail’le dostluk kurulmasına, ABD ile stratejik ittifaka, AB uyum yasalarının uygulanmasına nasıl karşı durduysak, tüm bunlarla birlikte İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar uygulamaya koyacağını, LGBTİ’ye karşı çıkmayı nefret suçu sayacağını, 4-6 yaş Kur’an kurslarının kapatılmasını talep edeceğini, AB uyum yasalarını ve normlarını uygulamaya devam edeceğini, AB üyelik sürecine hız vereceğini açık açık beyan edenlere de karşı duralım ve inancımızın gereği neyse onu yapalım.
Yine biz istiyoruz ki; Siyonizm dünyayı yeni büyük bir savaşa doğru götürdüğünü ilan ederken, gıda ve enerji krizi, kıtlık, küresel ısınma ve yeni salgın hastalıklarla tüm insanlığı tehdit ederken, bölgemizde büyük silah yığınakları ve çatışma hazırlıkları yaparken, Milli Görüş hareketimiz tüm bu alanlara dair plan, strateji ve projelerle ümmete öncülük ve liderlik edecek bir pozisyon almalıdır (…)”

“İLK HEDEFİMİZ FAİZSİZ BİR EKONOMİK MODEL”

Mutabakatta rahatsızlık duyulan konuları sıraladıktan önce ise “Yaşanabilir bir Türkiye hedefimizin ilk adımı “Önce Ahlak ve Maneviyat” prensibini merkeze alan bir toplum yapısı inşa etmektir. Yeniden Büyük Türkiye hedefimizin ilk adımı, memleketimizi borç ve faiz batağından kurtarıp tam bağımsız hale getirecek olan “Faizsiz bir Ekonomik Modeli” hayata geçirmektir. Yeni bir Dünya hedefimizin en önemli adımı ise içeride İslam kardeşliği, dışarıda ise Ümmetimizin, Milletimizin birlik ve beraberliğine dayanan “İslam Birliği”ni kurmaktır. Bizi ve fedakâr kadrolarımızı takatimizin sonuna kadar çalışmaya sevk eden, bizi diğer parti ve hareketlerden ayıran temel nokta, inancımızın bir emri olarak gördüğümüz işte bu temel hedeflerimizdir” denilmişti.