Çok uzun zamandır muhalefetin tek icraatı ajanslar, yurtdışı destek ve suflelerle “BÜYÜK YALANLAR” üretip sürekli tekrarlamak ve halkın kafasını karıştırmak.
Halkına hiçbir proje sunmamak, hiçbir derdine derman olamamak, hazır yapılan hizmetleri ya yıkmak ya da işlemez hale getirmek dışında hiçbir hizmeti olmamak nasıl bir siyaset tarzı nasıl bir ruh halidir? Vicdanlı ve hakkaniyetli bir insanın havsalasının alacağı bir davranış şekli değil.
İşin daha da kötüsü kendine aydın, modern, çağdaş ve eğitimli diyen seçmen kitlesinin de bu büyük ve sürekli tekrarlanan yalanlara inanma konusunda çok istekli olması.
Bu ülkede her zaman birileri hizmet ve eser üretme derdindeyken, birileri de her yapılan eser ve hizmette bir kusur bulma ve beğenmeme içgüdüsü ile hareket etti yıllardır.
Yarım asırlık ömrümde bu sakat bakış açısı ile Ülkemiz çok zaman kaybetmiş gelişimini ve ekonomisini ilerletememiş sürekli üreten ülkelerin tüketim pazarı olarak kalmıştır.
Devleti yönetmek aslında bir bayrak yarışı olmalı bayrağı alan daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde Ülkeyi ileri taşımalı değil midir?
Ama yook! Mantıklı ve vicdanlı olan davranış değil de algı, yalan, bilgi kirliliği, iftira gibi yöntemlerle karşı tarafı düşman gibi görüp zarar verme hastalığı çok yüksek bir ruh hastalığı seviyesinde muhalefetin bütün aktörlerine bulaşmış durumda.
Sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi her gün değişik bir yalan ve dezenformasyonu yaymak için aynı söylemler ve tepkilerle açıklamalar, suçlamalar yapılması çok manidar gelmekte.
Bu o kadar aşikâr ve aynı sözlerle yapılıyor ki sanki birisi metni hazırlamış herkese bir kâğıt yollamış ya da mail yoluyla ulaştırmış gibi noktası noktasına aynı şeyler ifade ediliyor.
Bu sebeple artık kanuni bir yaptırım yapılması şart olmuştur.
Yalan haber yapan, bu haberi bilerek ve isteyerek yayılmasını sağlayan, sahip çıkan, sosyal medyada algı silahı olarak kullanan herkese bütün haber ve bilgi için ağır yaptırımlar gelmelidir.
Gelmedikçe ya da vicdanlı ve ahlaklı ilkelerle donatılmış kanunlar oluşmadıkça bu “YALAN RÜZGÂRI” furyası giderek daha azgın hale gelip ülkeye içerde ve dışarda büyük zarar verecektir.
Sayın yetkililere sesleniyorum bir an önce medya ve sosyal medya uygulamalarının kanuni bir çerçevesi olmak zorundadır. Yoksa yalanlar bütün eserleri, hizmetleri ve insanları zehirlemektedir.
Ömer TAŞDEMİR
Akşam Vakti 19:58
News
Köşe Yazıları
