Dünya, 5’ten büyüktür
II. Dünya Savaşından sonra, dünya dengeleri değişmiştir. Ortadoğu’da güçlü devletler istila ettiği coğrafyaları fiziken terk etmiş olsa da uydu yönetimlerle buralardaki hakimiyetlerini devam ettirmişlerdi. II. Dünya Savaşı’nın bitiminde savaşın galibi ülkeler tarafından, ülkeler arasındaki anlaşmazlığı ortadan kaldırarak ileride meydana gelebilecek ve kendi güvenliklerini tehdit edebilecek bir savaşın önüne geçebilmek amacıyla Birleşmiş Milletler teşkilatı kurulması fikri ortaya atılmıştır. Örgüt yapısının hâlen bu amacı koruduğunu BM Güvenlik Konseyi’nin varlığı ve çalışmalarıyla ortaya koymuştur.
Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup; bu üyelerden beşi daimi üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir.
Bu ülkeler, ABD, Rusya, Çin, Birleşik Krallık ve Fransa’dır. Güvenlik Konseyinin karar alabilmesi için 9/15 oranı gerekli olup, daimi üyelerden herhangi birisinin aksi yönde oy kullanmaması gereklidir. BM içtihatlarına göre Güvenlik Konseyi karar alırken veto yetkisine sahip üyelerden biri veya birkaçının oylamaya katılmaması bu üyelerin kararı veto ettiği anlamına gelmemektedir. Ayrıca daimi üyelerin çekimser kalmaları da aynı sonucu vermektedir.
Değişen bu dünya düzeninde güçlü ülkeler diğer ülkeler üzerindeki hakimiyetlerini kaybetmemek için çaba gösterirken bir kısım ülkeler de bölgesel ve global ölçekte güçleri nispetinde varlık mücadelesine girmişlerdir.
Ortadoğu’da 80’li yılların başlarında başlayan İran-Irak savaşı, Irak’ın Kuveyt’i işgali, Suudi Arabistan-Yemen savaşı, İran’daki rejim değişikliği, Kaddafi ve Saddam rejimlerinin yıkılması ve Suriye’de baş gösteren iç savaş… Bunların akabinde bölgede ortaya çıkan DEAŞ ve PKK yapılanması ile Türkiye, sınırında ve ötesinde halen devam eden bu kontrolsüz durumlar nedeni ile kendi sınır güvenliğini korumanın yanında ülkelerindeki savaş ve rejim baskısından kaçan göçmenlere yaptığı ev sahipliği ile öz kaynaklarından yüz milyarlarca dolarlık harcama da yapmıştır.
Türkiye halkını ve toprağını korumak için sınır hattı ile ötesindeki tehlikeleri bertaraf ederken şehit olan vatan evlatları da unutulmamalıdır.
Kıymetli okuyucular;
Devletleri uluslararası arenada konuşturan ekonomik ve askeri güçleridir. Güçlü iseniz konuşur, zayıf iseniz tabi olur, sizden istenenleri yaparsınız.
Bu gerçektendir ki Birleşmiş Milletlerin kurulduğu 1945 yılından bugüne kadar dünya BEŞ devletin iradesi ile yani Güvenlik Konseyinin kararları ile yönetilmekteydi ve 188 ülke de bu adaletsizliğe ses çıkaramıyordu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 2018’de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” dediği o tarihi güne kadar Birleşmiş Milletlere üye 188 ülke, bu adaletsiz ve kabul edilemez durum karşısında adeta öğrenilmiş çaresizlik hali yaşıyordu.
Değerli okuyucularım;
Sayın Cumhurbaşkanımıza “Dünya 5’ten büyüktür” cümlesini söyleten gerçek; gözbebeğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin askeri ve ekonomik alanda gösterdiği gelişmeler sonucu; Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Suriye’de, Irak’ta bölgesel bir güç olarak hem masada hem de sahada hak ve hukukunu korurken bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sunmuştur.
Birleşmiş Milletlere kayıtlı 193 ülkenin temsilcilerinin bulunduğu New York’ta milli ve manevi hassasiyetlerimizi canlı tutarak yaşamak, gece gündüz demeden birlik içerisinde gözbebeğimiz, tek sığınağımız ve son vatanımız Türkiye’miz için mücadele etmeyi gerektiriyor.
Yeni bir yazı da buluşmak üzere sağlıkla ve milli bilinçle kalın.
M. Sami Görgülü
Nerede olursak olalım düsturumuz: Ay yıldızı bayrağa hizmet etmek
Çok kıymetli The Anatolia Post okuyucuları;
Bizleri sizlerle buluşturan The Anatolia Post’un değerli sahibi ve yayın yönetmeni Bayram Kaygusuz Bey’e ve tüm gazete çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Vatandan uzak olmanın hasretini yüreklerimizin derinlerinde hissederken vatana karşı vazifemizi de unutmuyoruz.
Bizler tarihte yoksul ve mazlumun yanında olan birçok medeniyetin gelişmesine öncülük etmiş büyük Türk milletinin fertleri ve Alparslanların, Fatihlerin ve Gazi Mustafa Kemal’in torunlarıyız.
Dünyadaki 4 milyar Türk’ün gözbebeği Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve asil milletimize karşı vatan borcumuz; her nerede olursak olalım Ay Yıldızı Bayrağa hizmet etmeyi gerektirir.
Bizler de Amerika’da yaşayan Türkler olarak bu bilinçle Sayın Halil Mutlu Bey’in başkanlığında Türk Amerika Yönlendirme Komitesinde (TASC) çalışmalar yürütmekteyiz. Bu vesile ile tüm TASC’a bu hayırlı hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Değerli okuyucularım;
Kanuni Sultan Süleyman’ın söylediği gibi “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesi ile hizmetler yürütmekteyiz. TASC TV aracılığı ile soydaşlarımıza ulaşıp soydaşlarımızın problemlerine çözümler ararken aynı zamanda devletimize karşı yapılan asılsız ve mesnetsiz kötü niyetli lobi faaliyetlerine karşı bilinçlendirme çalışmaları yapmaktayız.
Türk Amerikan Yönlendirme Komitesi olarak pandemi sürecinde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza aşı, gıda, giyim yardımı yaparken; üzülerek ifade etmek istiyorum ki, birçok vatandaşımızın da cenaze hizmetlerinde yanlarında olduk.
Amerika Birleşik Devletleri dünya coğrafyasının her köşesinde sosyal, siyasi ve ekonomik faaliyetlere yön veren askeri, siyasi ve ekonomik açıdan dünyanın en güçlü devleti. Amerika’da yaşayan Türkler olarak bizler, bu güçlü ülkede yaşamaktan ve bizlere sağladığı imkanlardan dolayı her zaman ABD’ye şükran duymuşuzdur.
İnsan hakları evrensel beyannamesinde açıkça belirtildiği gibi; “İnsanların en temel hakkı, özgür düşünme ve mensubiyet hakkıdır”. Bizler düşüncelerimizde özgür olduğumuz kadar hem ABD’ye hem de vatanımız Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlıyız. Dolayısıyla her iki ülkenin çıkarlarına ters düşen hiçbir eylemin içerisinde olmadık, bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Devletimize karşı yürütülen her türlü yalan ve iftiranın da karşısında olduk ve lobi faaliyetleri kapsamında Amerikan senatörleri ile görüşmeler yaptık. Başkana ve Kongre üyelerine mektuplar yazdık, çeşitli zamanlarda ve değişik yerlerde mitingler yaptık. Ayrıca, TASC TV ekranlarında onlarca konuda, farklı uzmanlardan görüşler aldık. Konuları en ince ayrıntısına kadar inceleyerek asırlık yalanların ve hainlerin karşısında devletimizin ve milletimizin yanında olduk.
Değerli okuyucularım;
İnşallah sizlerle her hafta bu köşede buluşacağız. Her buluşmamızda farklı bir konuya dair görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.
Yeni bir yazıda buluşmak üzere sağlıkla ve milli bilinçle kalın.
M. Sami GÖRGÜLÜ
İkindi Vakti 16:37
News
