H.İbrahim Çoraklı, Author at The Anatolia Post - Dünya'dan Güncel Haberler

Beşiktaş escort Etiler escort Nişantaşı escort

Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort

bettilt giriş

08 Mayıs 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

ataşehir escort
a İmsak Vakti 03:59
İstanbul 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
H.İbrahim Çoraklı

H.İbrahim Çoraklı

26 Haziran 2023 Pazartesi

Futbol oynayamıyormuş

Futbol oynayamıyormuş
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yirmi yaşlarında resmî görev almış, Anadolu’nun ücra bir köyünde imamlık yapıyordum. İmamlık için gerçekten çok gençtim. Yaşımın gençliği, yerinde duramayan yapımla birleşince içim ile dışım adeta birbiriyle savaşıyordu. 

İmamlık olgunluk isteyen, attığı her adımı hesaplayarak atmayı, özellikle de ağzından çıkanı kulağın duyması gibi çok önemli özelliklere sahip olmayı gerektiriyordu. 

Futbol oynamayı çok seviyordum. Lakin köylülerde futbol topu ile alakalı yanlış bir inanç vardı. Neymiş efendim, güya Hz. Hüseyin efendimizin kafasıyla top oynanmış. Top oynamak bu yüzden çok ama çok büyük günahmış. 

Böyle düşünülen bir yerde top oynamak şöyle dursun, maç hakkında konuşmak bile imam için şikayet konusu olabilirdi. Ben de hakkımda müftülüğe şikayet gitmesin diye futbol oynama hevesimi içime gömmüştüm. Kimseye maç hakkında yorum dahi yapmıyordum. 

Günlerden güzel bir yaz günüydü. İmamlık yaptığım köy ile yakın köy arasında futbol maçı vardı. Benim yaşımda ki gençler hazırlanmış, bizim evin önünden geçip sahaya doğru gidiyordu. 

Onları o formalar içinde görünce içim gitti. Oynamak istiyordum ama köylülerin tepkisinden çekiniyordum. Müftüye şikayete giderler, peşimde namaz kılmayabilirler diye endişe ediyordum. 

Rahmetli Ayhan ağabeye gittim. O benim büyüğüm, dert ortağım, gözü pek, beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan değerli bir dostumdu. 

– Ayhan ağabey, köyün maçı var.

– Evet, çok önemli bir maç. Şimdiye kadar karşı köyü hiç yenemedik.  

– Öyle mi?

– Ya evet, sen hocasın bi okusan üflesen de bizim gençler yenseler. 

– Abi üflemekle olmaz da, iyi oyuncu olması lazım. 

– Hocam iyi oynayanı nerden bulacağız. Köyün kapasitesi belli.     

Çekindiğimden Ayhan ağabeye ben oynarım diyemedim. Yaz günleri namaz vakitlerinin arası epey vardı. Maç, öğle namazı ile ikindi arasında olacaktı. Öğleni kıldırıp Ayhan ağabeyle maçın oynanacağı harmanlar denilen çimenliğe gittik. Güya uzaktan bakacak, öylece tatmin olacaktım. 

Karşı köy takımı çoktan gelmiş, maç için ısınma hareketleri yapıyorlardı. Bizimkiler ise hala on bir kişi oluşturma telaşında, kafa yoruyorlardı. 

– Zeki sen defanstan çıkma. Onların dokuz numarasına adım attırma. 

– Yok, ben defansta durmak istemiyorum. Ben gol atacağım. 

– Ya olmaz. 

– Olmazsa ben de oynamam. 

Futbol mevkileri için çekişmeler sürüp gidiyordu. Gözlerim on numaralı formadaydı. Acaba kim giyecekti? Bizim takım, Zeki’nin küsüp gitmesiyle bir eksik kalmıştı. Ayhan ağabeye oynaması için teklif ettiler. O da futboldan anlamadığını, hem yaşı da geçtiği için faydalı olamayacağını söyledi.  

İçimden bana teklif etseler de ben oynasam diye iç geçirdim. Ama ben imamdım. Kendiliğimden maç oynamak istiyorum diyemezdim. Ne derlerdi kim bilir…

Gözüm futbol topuna takıldı. Ne kadar da güzel görünüyordu. Siyah beyaz, sekizgen köşeli top, yeni alınmış, göz alıcıydı.  Ne güzel oynanır diyordum.  Top bir metre önümde gerçekti ama benim hayallerimi süslüyordu. 

Adam yokluğundan maça bizim takım bir eksik oyucu ile başladı. Çekişmeli geçiyor, takım bir eksik oynamanın verdiği dezavantajla doğru dürüst atağa kalkamıyordu.  

Ayhan ağabey benim maça bakışımdan bir şeyler sezdi. Zeki adamdı. O zamana kadar top oynamakla ilgili hiç konuşmamıştık. Ama şimdi benim oyuna bakışımdan, heyecanımdan top oynayabileceğimi anlamıştı. Beklediğim teklif ondan geldi. 

– Hocam üfle dedim kabul etmedin. Bari maça girip oynasan da yensek. Hem bizim çocuklar bir kişi eksik. 

– Olur mu dersin abi?

– Olur, neden olmasın. 

– Ne derler?

– Hiçbir şey diyemezler, sen de bu köyde yaşıyorsun. Karşı takıma ne?

– Köylüleri diyorum abi. Cemaat ne der?.

– Ha o mesele mi? Onlar da bir şey demez, derlerse sorumluluk bende. 

– Tamam abi. 

Ben maça hazırdım, benim başlamam için maçın durması gerekiyordu. Ayhan ağabey maçı durdurdu. Zeki’nin yere bıraktığı formayı bana verdiler. Oracıkta bulunan çalının arkasına geçip üstümü değiştirdim. Beklenen an gelmişti. İçim kıpır kıpır, besmeleyi çekip sahaya girdim. 

Nasıl bir susamışlık ki girer girmez, ilk iş topa hakimiyet kurmak oldu. Topu ayağıma aldığımda takım rahatlıyordu. Her yere koşuyor, takımı libero pozisyonunda yönetiyordum. Maça defans pozisyonunda başlamıştım ama ilerleyen zamanda orta sahaya geçip uzaklardan bir şut çektim. Mesafe gerçekten çok uzaktı ve nasıl olmuşsa olmuş, gol olmuştu. Maç yeniden başladı, rakibin şaşkınlığından yararlanarak topu kapıp sürdüm.  Bir iki derken kaleciyi de geçip ikinci golü attım. Gençler sevinçten çıldırmış gibiydi. Takıma acayip bir moral gelmişti. Müthiş bir maç çıkardık. 

Maçı 2-0 sıfır geriden gelip 3-2 yendiğimizde ben de iki gol atmıştım. Köyde gençlerde, büyüklerde hatta kadınlarda bile büyük sevinç vardı. 

Herkes sevinirken ben düşünceliydim. 

Kimseye bir şey söylemeden hızlıca eve gidip yıkandım. Çamurlu üstümü başımı değiştirdim. Tedirginliğim devam ediyordu; 2acaba top oynayan hocanın camisine gelecekler mi acaba ikindi namazında peşimde namaza duracaklar mı?’ diye. 

Rahmetli Ayhan ağabey futbolcuları toplayıp konuşmuş, “Hepiniz babalarınızı alıp camiye gelin. Hoca sizi sahada yalnız bırakmadı siz de hocayı camide yalnız bırakmayın” demiş. 

Benim hiçbir şeyden haberim yoktu. Camiye gidip ikindi ezanını daha bir nağmeli okudum. Hani sanki bir hata etmişim de onu düzeltmek için daha bir gayret sarf ediyorum hissiydi bu.  

Ezan okurken insanlar camiye gelsin diye hiç bu kadar içten niyazda bulunmamıştım. 

Minarenin ezan okunan bölmesinden camiye girince bir de ne göreyim! Cami cemaatle dolmuş. Gençler bana doğru bakarken içimi garip bir his kapladı. Sarık cübbe içinde cami imamından çok, kendimi omuzlara alınmış golcü gibi hissettim. 

Namaz sonunda bir de aşrı şerif okudum. İlk Ayhan ağabey gelip musafaha edip boynuma sarıldı. Peşinden ihtiyarlar, sırayla gençler gelip, “Allah kabul eylesin hocam” deyip elimi sıktılar. 

O maç, o yaz köyde uzun zaman konuşuldu, “Şöyle yendik, böyle yendik” diye. Ama benim top oynamam hakkında tek kelime dedikodu olmadı. 

Bir gün Ayhan ağabey geldi. 

 –  Hocam biliyor musun, bizim yendiğimiz bir köy vardı. 

– Evet!

–  Köylüler müftülüğe gidip imamlarını şikayet etmişler. 

–  Ne yapmış adam, şikayet sebebi neymiş?

– Yaşlı imiş, top oynayamıyormuş. 

H. İbrahim ÇORAKLI

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.